Mahmut Özgener, Görevini Bıraktı*(2)
Türkiye Futbol Federasyonu Baºkan? Mahmut Özgener, kendi iste?iyle baºkanl?k görevini sonland?rma karar? ald???n? aç?klad?.
?stanbul Mövenpick Otel‘de bas?n toplant?s? düzenleyen Mahmut Ögener, 3,5 y?ll?k görev süresince yaºad??? s?k?nt?lar? anlat?rken, federasyon baºkanl???na yeniden aday olmama gerekçelerini de anlatt?. Toplant?ya, TFF Baºkanvekilleri Lutfi Ar?bo?an ve Servet Yard?mc?, TFF Yönetim Kurulu Üyeleri ile çok say?da bas?n mensubu kat?ld?.
Türk futboluna hizmet ederken yapt??? bütün konuºmalarda hep "Futbol Ailesi" tan?m?n? kulland???n? söyleyen Özgener, "Bu tan?m, içinde binlerce paydaº bulunan bir toplulu?u k?saca anlatman?n bir yoluydu. Ama Türk futbolunu da gerçekten çok iyi bir ºekilde anlat?yordu. Bu tan?m?n içinde; karda k?ºta, toprakta çamurda, sevdi?i oyunu oynayan amatör lig oyuncusu var. Yüz binlerin önünde mücadele eden, en küçük hatalar? milyonlarca kiºi taraf?ndan konuºulan y?ld?zlar?m?z var. Türkiye‘yi kar?º kar?º dolaºan,
yeni bir yetenek bulmak için can?n? diºine takan genç tak?m antrenörleri var. Ailesini, s?cak yuvalar?n? bir kenara koyup, gönül verdi?i tak?ma, 2., 3. veya amatör ligde de olsa hizmet etmeye çal?ºan yöneticiler var. Her hafta kendilerine yap?lan sald?r?lara ra?men, görevlerini namuslar? gibi gören, y?lmadan, b?kmadan, usanmadan futbolumuza hizmet eden hakemlerimiz var. Futbolculara o?ullar?, k?zlar? gibi bakan malzemeciler, doktorlar, teknik adamlar var. Renklerin aºk?na tutulmuº, o renklerin peºinden
binlerce kilometre giden, renklerin ac?s?n?, sevincini, mutlulu?unu ne olursa olsun paylaºan taraftarlar da var" dedi.
"FUTBOL, DÜNYANIN EN DÜRÜST OLGULARINDAN B?R?"
Futbolun, dünyan?n en dürüst olgular?ndan biri oldu?unu kaydeden Özgener, "Saha d?º?nda herkesi kand?rabilir, herkesi aldatabilirsiniz. Ancak sahaya ç?k?ld???nda yalanlar biter, gerçeklik baºlar. Emek vermezseniz, çal?ºmazsan?z, rakibinizden daha iyi oynamak için kendinizi bu iºe adamazsan?z, fark edilir ve bu dünyadan uzaklaºt?r?l?rs?n?z. Tüm dünyadaki futbolcular, teknik adamlar ve hakemler gibi, Türk futbol ailesine mensup herkes de, bulunduklar? yere binlerce s?navdan geçerek geliyorlar. Futbol
ailemiz, çok büyük bir eme?in yan?na, biraz da ºans? koyabilen insanlar?n oluºturdu?u bir aile. Bu aile, her sezon baº?nda sizleri mutlu etmek, belki s?k?c? buldu?unuz hayatlar?n?za renk katabilmek, size normal hayat?n?zda unuttu?unuz duygular? yaºatabilmek için bir araya geliyor. Hep kavga, gürültü, çekiºme görüyor olsan?z bile bu ailenin çok büyük bir bölümü bu iºi büyük bir sevgi ve emekle yap?yor. Futbol ailesinin perde arkas?n? y?llard?r gören, tan?yan, bilen biri olarak ºunu çok net söyleyebilirim;
futbol ailesini oluºturan de?erlerin baº?nda çok büyük fedakarl?klar ve futbol aºk? geliyor. Geride kalan görev dönemimizde, bu fedakarl?k ve aºk? gösteren futbol ailesinin tüm fertlerine bir kez daha ama bu sefer tan?m? biraz daha açarak özel olarak teºekkür etmek istedim. Bu gerçekleri görmeyenlerin de futbolun p?r?lt?l? vitrinine de?il, biraz daha derinlerine bakmalar?n? önemle rica ediyorum" diye konuºtu.
2010 - 2011 sezonu ile birlikte Türkiye Futbol Federasyonu‘nda 3.5 y?ll?k görev süresini geride b?rakt?klar?n? belirten Mahmut Özgener, "Bu 3.5 y?lda pek çok kez bir araya geldik* Sevinçli anlarımızı paylaştık, mutluluklarımızı dile getirdik. Maalesef çoğu zaman, tansiyonu yüksek ortamlarda bir araya gelmek zorunda kaldık. Futbol oyunu; daha zevkli, daha tarafsız kılınabilmesi amacıyla, belki çoğunluğun sevmediği ama üzerinde uzlaşmak zorunda kaldığı bir kurallar bütünüyle oynanır. Tüm futbol ailesi
olarak, çok sevdiğimiz futbol için bu kurallara uyma fedakarlığını göstermek zorundayız. Futbola olan aşkımızı da zaten o kurallara uyarak gösteriyoruz. Futbol güzel bir oyun. Oyunun güzelliğinin büyük bir bölümünü bu kurallar sağlıyor. Biz 3,5 yıl boyunca, hep futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Görev dönemimiz boyunca, sırtımızı hep futbolun evrensel kurallarına dayadık. Futbol tarihi boyunca oluşan bilgi birikiminin tecellisi olan bu kuralların, bize her zaman yardım
edeceğini biliyorduk. Özellikle yazılmayan kuralların içinde; dürüstlük, profesyonellik, tarafsızlık, insaniyet gibi değerlerin olduğunun sonuna kadar farkındaydık. Zaten öyle de oldu. Hayatını futbola adamış ve futbolla geçirmiş biri olarak tüm futbol ailesine önerim; futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarına her zaman sıkı sıkıya bağlı kalmanız olacaktır. Görev dönemimiz boyunca, bu kuralları hiçe sayanları da gördük. Özellikle bazı yöneticilerimizin kişisel hırslarını öne çıkararak görev yapmaya
çalıştıklarını gözlemledik. Bu yöneticilerin sayısı çok az. Maalesef olduklarından daha büyük görünüyorlar. Futbola gönül veren, hayatları boyunca hiç şampiyonluk yaşamadan, gönül verdikleri takımlara destek veren, hizmet eden insanlar var. Amatör liglerden, süper lige kadar aslında çoğunluk da onlar. Ama hepsi sessiz, sessizleştirilmiş çoğunluklar" ifadelerini kullandı.
"KULÜP YÖNETİCİLERİ ŞİDDETİ KÖRÜKLEMEMELİ"
Bazı kulüp yöneticilerinin yaptıkları açıklamalarla şiddeti körüklediğine dikkat çeken Özgener, şöyle konuştu:
"Bazı kulüp yöneticileri arkalarındaki taraftar desteğiyle, ne yaptıklarını bilemiyorlar, toplum psikolojisi ve tehlikeli kalabalıkları olumsuz etkilemenin ucunun nerelere uzanabileceğini hayal edemiyorlar. Arkalarındaki büyük ve sessiz çoğunluğun gösterdiği emeğin önünü kapatıyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla, sessiz çoğunluğun ve futbola gerçekten emek veren insanların takdir edilmesini engelliyorlar. Yerli yersiz, çoğunlukla kişisel hedefleri için yapmış oldukları açıklamalarla, Türk
futbolunun tartışmasız en büyük sorunu olan ‘şiddet‘i sürekli körüklüyorlar. Burada önemli bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Futbol Federasyonu olarak Türk futbolunun nabzını ölçmek, çalışmalarımızı buna göre düzenlemek için, her kurumsallaşmış yapı gibi bilimsel araştırmalar yaptırıyoruz. Bu araştırmalar neticesinde ortaya çıkan sonuçları da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşıyor olacağız. Acı bir gerçektir ki; yaptırdığımız tüm araştırmalarda hep aynı gerçek yüzümüze çarpıyor; Şiddet*
Futbolumuzu en kötü etkileyen olgu. Türk insanının aklına futbol deyince maalesef ilk gelen kelime ‘şiddet‘* Maçı statlarda izlemek istemediğini, korktuğunu belirten çok büyük bir kitlenin öne sürdüğü ana sorun hep şiddet. Buradan, özenle ve altını çizerek söylüyorum; her fırsatta mikrofonların başına, kameraların karşısına geçen bazı yöneticilerimiz, aslında müsabakalara gelen seyircilerin sayısını azaltıyor. Tüm dünyada, futbol endüstrisinin en temel gelirlerinden biri olan bilet satışları ve tribün
gelirleri maalesef ülkemizde yerlerde sürünüyor. Ne yazık ki bu son derece önemli ekonomik değer ülkemizde "şiddete kurban ediliyor"
"KULÜPÇÜLÜK VE YÖNETİCİLİK ANLAYIŞI DEĞİŞMELİ"
Şiddet konusunda çok büyük uğraşlar ve emeklerin sonucunda önemli bir yasa çıkartıldığını kaydeden Mahmut Özgener, "Medyamız sağduyu ile son derece dikkatli davranma çabası içerisindeyken, bazı yöneticilerimizin şiddetle mücadele konusunda çok geri kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Sevgili dostlarım; Burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum; Türk futbolunun geleceğini doğru tesis edebilmek için ne yapmamız gerektiğini soruyorsanız, öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştiriyor
olmamız lazım diyorum. Yöneticilik nosyonunun altını çizip, gelişimini özel olarak ele almak gerekiyor. Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaşananlara bakarak kapsamlı bir analiz yaptığımda; ülke sporunun, ülke futbolunun en denetimsiz bölümünün bu olduğunu gördüğümü üzülerek söylemem gerekiyor. Bugün ülkede, futbola ait hemen tüm paydaşlar kendilerini geliştirmek için çaba harcıyor, çalışıyor ve kendilerini eğitmek için mücadele ediyor. Hakeminden, sporcusuna, malzemecisinden doktoruna, teknik adamından
basınına kadar. Ancak yöneticilerimizin kendilerini geliştirmek adına çaba sarf ettiklerine şahit olamıyoruz. Bu yüzden sistem doğru işlemiyor. Onların da ana amacı, belki de çok sevdikleri kulüplerinin haklarını korumak. Ama birçoğu konuştukça, hem futbolun geneline hem de kulüplerine zarar verdiğini maalesef göremiyor. Bu konuda standartları belirlememiz gerekiyor. Bu ülke, bu sorunu çözmeden futbolun sorunlarını çözemez. Bunu buradan açıkça söylemek ve altını çizmek istiyorum. Futbol dünyasında
herkes tarafsız yönetim bekliyor. Hakemlerin, kurulların tarafsız olmasını istiyor. Ama sezon boyunca bir bölüm, sürekli olarak futbolun yönetim kurumlarını taraflılıkla suçluyor. En küçük hakem hatasında bütün TFF "taraflılıkla" itham ediliyor" şeklinde konuştu.
"MEDYA BAĞIRAN YÖNETİCİYE PRİM TANIMAMALI"
Futbol camiasında, tarafsızlığını korumaya çalışan herkesin karşı taraftan olmakla suçlandığını ifade eden Özgener, "Herkesi karşı taraf olarak görme alışkanlığı da en çok hakemlerimizi etkiliyor. Onların tarafsız duruşuna tahammül edilemiyor. Onları da bu ‘taraflılık‘ girdabı içine almaya çalışıyorlar. Başka tarafları desteklediklerini düşündükleri için ‘istenmeyen hakemler‘ ortaya çıkarıyorlar. Hakemlerin üzerinde olağanüstü bir psikolojik baskı kurup, sonra ‘Niye hata yaptı?‘ diye kızıyorlar. Bazı
yöneticilerimiz mikrofonların arkasına geçince, maalesef kendilerini durduramıyor. Medyada da, ülkenin en popüler edebiyatçısı Orhan Pamuk‘tan da, yetiştirdiğimiz en değerli sanatçılardan biri olan Fazıl Say‘dan bile fazla yer buluyor. Doğal olarak bu işi çok seviyor, devamlı konuşmak istiyor, konuştukça zarar veriyor, düşündükçe zarar veriyor, düşünmeye çalıştıkça zarar veriyor. Futbolu, hiç bitmek bilmeyen bir gerilime sokuyorlar" ifadelerini kullandı.
"3.5 YIL BOYUNCA TARAFSIZLIKTAN ÖDÜN VERMEDİK"
Federasyonun 3.5 yıldır ‘tarafsız yönetim‘ kurallarını uygulamak için var olan tüm gücünü kullandığını kaydeden Özgener, "Kaos ortamlarında elimizden gelenin en iyisini yapmak için çok büyük bir çaba sarf ettik. Tarafsızlık isteyenlerin bir bölümü maalesef samimi değiller ve en başta da kendilerini aldatıyorlar. Futbol ailemizi de maalesef kendi gerçek dışı söylemlerine ortak ediyorlar. Altını bir kez daha çizmek istiyorum, ülke futbolunun en önemli sorunu, kulüplerimizin çağdaş yönetim anlayışı
konusunda geri kalmasıdır. Uluslararası alanda futbolları geriye giden bütün ülkeleri incelediğinizde de, karşınıza çıkan manzara budur. Bugün, herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur" dedi.
Geride kalan 3.5 yıl içinde, hep gelişim ve ilerleme için çaba gösterdiklerini anlatan Özgener, yapay kaoslardan kendilerini sürekli kurtarmaya çalıştıklarını, daima uluslararası, orta ve uzun vadeli hedeflerin peşinde koştuklarını söyledi.
Futbol ailesinin büyük bir bölümünün kendilerini takdir ettiğini düşündüğünü kaydeden Mahmut Özgener, şöyle devam etti:
"Doğru yönetim modellerini uygulayan kulüplerin arttığını, başarının istikrar ve sistemli çalışmadan geçtiğini anlayan kişi ve kurumların çoğaldığını görüyoruz. Futbolun altyapılarında yaşanan büyük hareketlenmenin, orta vadede çok olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Türkiye Futbol Federasyonu olarak yaptığımız çalışmalarla, yaratmış olduğumuz finansal kaynakların geri dönüşünün gelecek yıllarda son derece olumlu olacağına da yürekten inanıyorum. Yapmış olduğum ve önemli olduğunu düşündüğüm bu
tespitler sonrasında, kararımı açıklamak üzere konuşmamın son bölümüne gelirken, geçen süre zarfında bana ve federasyonumuza olan katkıları nedeniyle, öncelikle bu ülkenin en güçlü ailesi olan Türk futbol ailesine bir kez daha özel olarak teşekkür ediyorum"
Görevi süresince siyasetçilerden ve bürokratlardan destek gördüğünü anlatan Özgener, "Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Faruk Özak‘ın desteklerini her zaman yanımızda hissettik. Hepsine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Başkanlığım süresince en çok eleştirildiğim konu, sanırım medya ile olan yakınlığım ve kurmuş olduğum sıcak diyalog oldu" ifadelerini kullandı.
"TFF TEŞKİLATI VE YÖNETİM KURULU EN BÜYÜK YARDIMCILARIM OLDU"
Görevi sırasında en büyük desteği aldığı grubun çalışma arkadaşları olduğunu söyleyen Mahmut Özgener, "Ülkenin dört bir yanına yayılmış Türkiye Futbol Federasyonu görevlileri ve çalışanlarına vermiş oldukları hizmet ve katkılar için teşekkür ediyorum.Yine aynı şekilde, üç buçuk yıl boyunca almış olduğumuz her kararda büyük bir güvenle ve inançla arkamda duran en önemli insanlar, yönetim kurulundaki sevgili dostlarımdı. Onlara da buradan sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Teşekkürlerimin son bölümünü
en önemlisi alıyor. Buradan, hepinizin huzurunda sevgili aileme teşekkür etmek istiyorum. Tribünde on binlerce kişi hep bir ağızdan rahmetli anneme küfür ederken, arkamda durup yaptığım işi sorgulamayan sevgili aileme teşekkür ediyorum. Sevgili oğullarıma teşekkür etmek istiyorum. Özel basın toplantıları yapılıp, milyonlarca taraftara hedef gösterilirken, sağduyu ile gelişmeleri izleyip (Babam nasıl bir iş yapıyor) diye düşünse de, bana yansıtmayan sevgili oğullarıma teşekkür ediyorum. Sevgili eşime
teşekkür etmek istiyorum. Kulüplerin basın toplantıları ve medyaya vermiş oldukları mesajlardan güç alıp, beni ölümle tehdit eden sapık fanatiklerin tehditlerinden yılmadan, arkamda duran sevgili eşime buradan hepinizin huzurunda tekrar teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"TFF BAŞKANLIĞINI BIRAKMAMIN 2 NEDENİ VAR"
Konuşmasının son bölümünde TFF Başkanlığını bırakma nedenlerini açıklayan Özgener, "Buraya, uzun yıllardır Türk futbolunun çeşitli kademelerinde, yöneticilik ve başkanlık seviyesinde yaptığım görevlerimi, ülke futbolunun en yüksek mertebesi olan Federasyon Başkanlığı makamında tamamladığımı açıklamak ve bu kararımı sizlerle paylaşmak için geldim. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak 2008‘den bu yana sürdürdüğüm bu onurlu görevi sonlandırmaya karar vermiş bulunuyorum. Bu kararı almamın arkasında iki
temel neden yer alıyor. Bunlardan biri, yaşadığım yer ile görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yapmış olduğu olumsuz etkilerdir. Diğeri ise; geçen süre zarfında yaşadıklarımla tespit ettiğim, sistemin içerisine yerleşmiş, kişisel hırs ve egoları ile Türk Futbolunu perde arkasından yönetme hevesine sahip, hegemonya kurma hayali taşıyan zaaf sahibi kişiliklerdir. Sorunlarla mücadele, her zaman makamlarda oturarak yapılamaz. Bazen bir hamle, kalıcı algılar yaratmaya, önemli
başlangıçları tetiklemeye sebebiyet verebilir. Sonuçta, bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak, önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum" dedi
"TÜRK FUTBOLUNUN İLERİSİ İÇİN BİR ADIM ATTIĞIM DÜŞÜNCESİNDEYİM"
Bugün yaptığı veda konuşmasının yeni bir harekete öncü olmasını dileyen Özgener, "Umarım bugün yaptığım bu veda ve konuşma, yeni bir harekete öncü olur ve bu camia bu sorunla mücadele konusunda yol almaya karar verir. Bu veda, bazılarınca bir geri adım, geri çekilme olarak algılanacaktır. Ancak ben bu yaptığımı, Türk futbolu adına ileriye atılmış bir adım olarak görüyorum. Umarım vermek istediğimiz mesajlar doğru algılanır. Türk futboluna olan hizmetim tabi ki sona ermeyecek. Deneyimlerimle, uzun yıllara
dayanan bilgi birikimimle, yardım ve katkı isteyen herkesin bundan sonra da yanında olacağımı, buradan özenle belirtmek isterim. Türk futboluna olumlu katkı yapacak her atılımı, bütün gücümle destekleyeceğimin de bilinmesini isterim" diye konuştu.
"FUTBOLU GERÇEK SAHİPLERİNE BIRAKALIM"
Mahmut Özgener, sözlerini şöyle tamamladı:
"Egoları, mantık ve vicdanlarının önüne geçenlerden, şunu sorgulamalarını istiyorum: Şöyle bir geriye doğru inceleyin. Aklınıza bir tane ama yalnızca bir tane Dünyanın en iyi kulüp başkanı, Dünyanın en iyi kulüp yöneticisi, Dünyanın en iyi yönetim kurulu üyesi geliyor mu? Bu örneklere kendimi de eklemek istiyorum. Hiç aklınıza dünyanın en iyi federasyon başkanı dediğinizde bir isim geliyor mu ?Gelemez, çünkü sporun evrensel kuralları buna izin vermez. Bir futbol yöneticisinin en önemli görevi kendini
görünmez kılmaktır. Futbol, sadece onun gerçek sahipleri ile anılır, o da futbolcular, teknik adamlar ve hakemlerdir. Lütfen egolarınızı, kişisel hırs ve beklentilerinizi bu güzel oyunun üzerinden çekin. Gerektiğinde görünmez olmayı bilin. Bırakın yalnızca ama yalnızca futbolun kuralları futbola yön versin"
Basın toplantısında basın mensuplarından soru almayan Mahmut Özgener, önümüzdeki hafta basın mensuplarıyla bir araya geleceğini ve bütün soruları cevaplayacağını söyledi.
Türk futboluna hizmet ederken yapt??? bütün konuºmalarda hep "Futbol Ailesi" tan?m?n? kulland???n? söyleyen Özgener, "Bu tan?m, içinde binlerce paydaº bulunan bir toplulu?u k?saca anlatman?n bir yoluydu. Ama Türk futbolunu da gerçekten çok iyi bir ºekilde anlat?yordu. Bu tan?m?n içinde; karda k?ºta, toprakta çamurda, sevdi?i oyunu oynayan amatör lig oyuncusu var. Yüz binlerin önünde mücadele eden, en küçük hatalar? milyonlarca kiºi taraf?ndan konuºulan y?ld?zlar?m?z var. Türkiye‘yi kar?º kar?º dolaºan,
yeni bir yetenek bulmak için can?n? diºine takan genç tak?m antrenörleri var. Ailesini, s?cak yuvalar?n? bir kenara koyup, gönül verdi?i tak?ma, 2., 3. veya amatör ligde de olsa hizmet etmeye çal?ºan yöneticiler var. Her hafta kendilerine yap?lan sald?r?lara ra?men, görevlerini namuslar? gibi gören, y?lmadan, b?kmadan, usanmadan futbolumuza hizmet eden hakemlerimiz var. Futbolculara o?ullar?, k?zlar? gibi bakan malzemeciler, doktorlar, teknik adamlar var. Renklerin aºk?na tutulmuº, o renklerin peºinden
binlerce kilometre giden, renklerin ac?s?n?, sevincini, mutlulu?unu ne olursa olsun paylaºan taraftarlar da var" dedi.
"FUTBOL, DÜNYANIN EN DÜRÜST OLGULARINDAN B?R?"
Futbolun, dünyan?n en dürüst olgular?ndan biri oldu?unu kaydeden Özgener, "Saha d?º?nda herkesi kand?rabilir, herkesi aldatabilirsiniz. Ancak sahaya ç?k?ld???nda yalanlar biter, gerçeklik baºlar. Emek vermezseniz, çal?ºmazsan?z, rakibinizden daha iyi oynamak için kendinizi bu iºe adamazsan?z, fark edilir ve bu dünyadan uzaklaºt?r?l?rs?n?z. Tüm dünyadaki futbolcular, teknik adamlar ve hakemler gibi, Türk futbol ailesine mensup herkes de, bulunduklar? yere binlerce s?navdan geçerek geliyorlar. Futbol
ailemiz, çok büyük bir eme?in yan?na, biraz da ºans? koyabilen insanlar?n oluºturdu?u bir aile. Bu aile, her sezon baº?nda sizleri mutlu etmek, belki s?k?c? buldu?unuz hayatlar?n?za renk katabilmek, size normal hayat?n?zda unuttu?unuz duygular? yaºatabilmek için bir araya geliyor. Hep kavga, gürültü, çekiºme görüyor olsan?z bile bu ailenin çok büyük bir bölümü bu iºi büyük bir sevgi ve emekle yap?yor. Futbol ailesinin perde arkas?n? y?llard?r gören, tan?yan, bilen biri olarak ºunu çok net söyleyebilirim;
futbol ailesini oluºturan de?erlerin baº?nda çok büyük fedakarl?klar ve futbol aºk? geliyor. Geride kalan görev dönemimizde, bu fedakarl?k ve aºk? gösteren futbol ailesinin tüm fertlerine bir kez daha ama bu sefer tan?m? biraz daha açarak özel olarak teºekkür etmek istedim. Bu gerçekleri görmeyenlerin de futbolun p?r?lt?l? vitrinine de?il, biraz daha derinlerine bakmalar?n? önemle rica ediyorum" diye konuºtu.
2010 - 2011 sezonu ile birlikte Türkiye Futbol Federasyonu‘nda 3.5 y?ll?k görev süresini geride b?rakt?klar?n? belirten Mahmut Özgener, "Bu 3.5 y?lda pek çok kez bir araya geldik* Sevinçli anlarımızı paylaştık, mutluluklarımızı dile getirdik. Maalesef çoğu zaman, tansiyonu yüksek ortamlarda bir araya gelmek zorunda kaldık. Futbol oyunu; daha zevkli, daha tarafsız kılınabilmesi amacıyla, belki çoğunluğun sevmediği ama üzerinde uzlaşmak zorunda kaldığı bir kurallar bütünüyle oynanır. Tüm futbol ailesi
olarak, çok sevdiğimiz futbol için bu kurallara uyma fedakarlığını göstermek zorundayız. Futbola olan aşkımızı da zaten o kurallara uyarak gösteriyoruz. Futbol güzel bir oyun. Oyunun güzelliğinin büyük bir bölümünü bu kurallar sağlıyor. Biz 3,5 yıl boyunca, hep futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Görev dönemimiz boyunca, sırtımızı hep futbolun evrensel kurallarına dayadık. Futbol tarihi boyunca oluşan bilgi birikiminin tecellisi olan bu kuralların, bize her zaman yardım
edeceğini biliyorduk. Özellikle yazılmayan kuralların içinde; dürüstlük, profesyonellik, tarafsızlık, insaniyet gibi değerlerin olduğunun sonuna kadar farkındaydık. Zaten öyle de oldu. Hayatını futbola adamış ve futbolla geçirmiş biri olarak tüm futbol ailesine önerim; futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarına her zaman sıkı sıkıya bağlı kalmanız olacaktır. Görev dönemimiz boyunca, bu kuralları hiçe sayanları da gördük. Özellikle bazı yöneticilerimizin kişisel hırslarını öne çıkararak görev yapmaya
çalıştıklarını gözlemledik. Bu yöneticilerin sayısı çok az. Maalesef olduklarından daha büyük görünüyorlar. Futbola gönül veren, hayatları boyunca hiç şampiyonluk yaşamadan, gönül verdikleri takımlara destek veren, hizmet eden insanlar var. Amatör liglerden, süper lige kadar aslında çoğunluk da onlar. Ama hepsi sessiz, sessizleştirilmiş çoğunluklar" ifadelerini kullandı.
"KULÜP YÖNETİCİLERİ ŞİDDETİ KÖRÜKLEMEMELİ"
Bazı kulüp yöneticilerinin yaptıkları açıklamalarla şiddeti körüklediğine dikkat çeken Özgener, şöyle konuştu:
"Bazı kulüp yöneticileri arkalarındaki taraftar desteğiyle, ne yaptıklarını bilemiyorlar, toplum psikolojisi ve tehlikeli kalabalıkları olumsuz etkilemenin ucunun nerelere uzanabileceğini hayal edemiyorlar. Arkalarındaki büyük ve sessiz çoğunluğun gösterdiği emeğin önünü kapatıyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla, sessiz çoğunluğun ve futbola gerçekten emek veren insanların takdir edilmesini engelliyorlar. Yerli yersiz, çoğunlukla kişisel hedefleri için yapmış oldukları açıklamalarla, Türk
futbolunun tartışmasız en büyük sorunu olan ‘şiddet‘i sürekli körüklüyorlar. Burada önemli bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Futbol Federasyonu olarak Türk futbolunun nabzını ölçmek, çalışmalarımızı buna göre düzenlemek için, her kurumsallaşmış yapı gibi bilimsel araştırmalar yaptırıyoruz. Bu araştırmalar neticesinde ortaya çıkan sonuçları da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşıyor olacağız. Acı bir gerçektir ki; yaptırdığımız tüm araştırmalarda hep aynı gerçek yüzümüze çarpıyor; Şiddet*
Futbolumuzu en kötü etkileyen olgu. Türk insanının aklına futbol deyince maalesef ilk gelen kelime ‘şiddet‘* Maçı statlarda izlemek istemediğini, korktuğunu belirten çok büyük bir kitlenin öne sürdüğü ana sorun hep şiddet. Buradan, özenle ve altını çizerek söylüyorum; her fırsatta mikrofonların başına, kameraların karşısına geçen bazı yöneticilerimiz, aslında müsabakalara gelen seyircilerin sayısını azaltıyor. Tüm dünyada, futbol endüstrisinin en temel gelirlerinden biri olan bilet satışları ve tribün
gelirleri maalesef ülkemizde yerlerde sürünüyor. Ne yazık ki bu son derece önemli ekonomik değer ülkemizde "şiddete kurban ediliyor"
"KULÜPÇÜLÜK VE YÖNETİCİLİK ANLAYIŞI DEĞİŞMELİ"
Şiddet konusunda çok büyük uğraşlar ve emeklerin sonucunda önemli bir yasa çıkartıldığını kaydeden Mahmut Özgener, "Medyamız sağduyu ile son derece dikkatli davranma çabası içerisindeyken, bazı yöneticilerimizin şiddetle mücadele konusunda çok geri kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Sevgili dostlarım; Burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum; Türk futbolunun geleceğini doğru tesis edebilmek için ne yapmamız gerektiğini soruyorsanız, öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştiriyor
olmamız lazım diyorum. Yöneticilik nosyonunun altını çizip, gelişimini özel olarak ele almak gerekiyor. Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaşananlara bakarak kapsamlı bir analiz yaptığımda; ülke sporunun, ülke futbolunun en denetimsiz bölümünün bu olduğunu gördüğümü üzülerek söylemem gerekiyor. Bugün ülkede, futbola ait hemen tüm paydaşlar kendilerini geliştirmek için çaba harcıyor, çalışıyor ve kendilerini eğitmek için mücadele ediyor. Hakeminden, sporcusuna, malzemecisinden doktoruna, teknik adamından
basınına kadar. Ancak yöneticilerimizin kendilerini geliştirmek adına çaba sarf ettiklerine şahit olamıyoruz. Bu yüzden sistem doğru işlemiyor. Onların da ana amacı, belki de çok sevdikleri kulüplerinin haklarını korumak. Ama birçoğu konuştukça, hem futbolun geneline hem de kulüplerine zarar verdiğini maalesef göremiyor. Bu konuda standartları belirlememiz gerekiyor. Bu ülke, bu sorunu çözmeden futbolun sorunlarını çözemez. Bunu buradan açıkça söylemek ve altını çizmek istiyorum. Futbol dünyasında
herkes tarafsız yönetim bekliyor. Hakemlerin, kurulların tarafsız olmasını istiyor. Ama sezon boyunca bir bölüm, sürekli olarak futbolun yönetim kurumlarını taraflılıkla suçluyor. En küçük hakem hatasında bütün TFF "taraflılıkla" itham ediliyor" şeklinde konuştu.
"MEDYA BAĞIRAN YÖNETİCİYE PRİM TANIMAMALI"
Futbol camiasında, tarafsızlığını korumaya çalışan herkesin karşı taraftan olmakla suçlandığını ifade eden Özgener, "Herkesi karşı taraf olarak görme alışkanlığı da en çok hakemlerimizi etkiliyor. Onların tarafsız duruşuna tahammül edilemiyor. Onları da bu ‘taraflılık‘ girdabı içine almaya çalışıyorlar. Başka tarafları desteklediklerini düşündükleri için ‘istenmeyen hakemler‘ ortaya çıkarıyorlar. Hakemlerin üzerinde olağanüstü bir psikolojik baskı kurup, sonra ‘Niye hata yaptı?‘ diye kızıyorlar. Bazı
yöneticilerimiz mikrofonların arkasına geçince, maalesef kendilerini durduramıyor. Medyada da, ülkenin en popüler edebiyatçısı Orhan Pamuk‘tan da, yetiştirdiğimiz en değerli sanatçılardan biri olan Fazıl Say‘dan bile fazla yer buluyor. Doğal olarak bu işi çok seviyor, devamlı konuşmak istiyor, konuştukça zarar veriyor, düşündükçe zarar veriyor, düşünmeye çalıştıkça zarar veriyor. Futbolu, hiç bitmek bilmeyen bir gerilime sokuyorlar" ifadelerini kullandı.
"3.5 YIL BOYUNCA TARAFSIZLIKTAN ÖDÜN VERMEDİK"
Federasyonun 3.5 yıldır ‘tarafsız yönetim‘ kurallarını uygulamak için var olan tüm gücünü kullandığını kaydeden Özgener, "Kaos ortamlarında elimizden gelenin en iyisini yapmak için çok büyük bir çaba sarf ettik. Tarafsızlık isteyenlerin bir bölümü maalesef samimi değiller ve en başta da kendilerini aldatıyorlar. Futbol ailemizi de maalesef kendi gerçek dışı söylemlerine ortak ediyorlar. Altını bir kez daha çizmek istiyorum, ülke futbolunun en önemli sorunu, kulüplerimizin çağdaş yönetim anlayışı
konusunda geri kalmasıdır. Uluslararası alanda futbolları geriye giden bütün ülkeleri incelediğinizde de, karşınıza çıkan manzara budur. Bugün, herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur" dedi.
Geride kalan 3.5 yıl içinde, hep gelişim ve ilerleme için çaba gösterdiklerini anlatan Özgener, yapay kaoslardan kendilerini sürekli kurtarmaya çalıştıklarını, daima uluslararası, orta ve uzun vadeli hedeflerin peşinde koştuklarını söyledi.
Futbol ailesinin büyük bir bölümünün kendilerini takdir ettiğini düşündüğünü kaydeden Mahmut Özgener, şöyle devam etti:
"Doğru yönetim modellerini uygulayan kulüplerin arttığını, başarının istikrar ve sistemli çalışmadan geçtiğini anlayan kişi ve kurumların çoğaldığını görüyoruz. Futbolun altyapılarında yaşanan büyük hareketlenmenin, orta vadede çok olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Türkiye Futbol Federasyonu olarak yaptığımız çalışmalarla, yaratmış olduğumuz finansal kaynakların geri dönüşünün gelecek yıllarda son derece olumlu olacağına da yürekten inanıyorum. Yapmış olduğum ve önemli olduğunu düşündüğüm bu
tespitler sonrasında, kararımı açıklamak üzere konuşmamın son bölümüne gelirken, geçen süre zarfında bana ve federasyonumuza olan katkıları nedeniyle, öncelikle bu ülkenin en güçlü ailesi olan Türk futbol ailesine bir kez daha özel olarak teşekkür ediyorum"
Görevi süresince siyasetçilerden ve bürokratlardan destek gördüğünü anlatan Özgener, "Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Faruk Özak‘ın desteklerini her zaman yanımızda hissettik. Hepsine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Başkanlığım süresince en çok eleştirildiğim konu, sanırım medya ile olan yakınlığım ve kurmuş olduğum sıcak diyalog oldu" ifadelerini kullandı.
"TFF TEŞKİLATI VE YÖNETİM KURULU EN BÜYÜK YARDIMCILARIM OLDU"
Görevi sırasında en büyük desteği aldığı grubun çalışma arkadaşları olduğunu söyleyen Mahmut Özgener, "Ülkenin dört bir yanına yayılmış Türkiye Futbol Federasyonu görevlileri ve çalışanlarına vermiş oldukları hizmet ve katkılar için teşekkür ediyorum.Yine aynı şekilde, üç buçuk yıl boyunca almış olduğumuz her kararda büyük bir güvenle ve inançla arkamda duran en önemli insanlar, yönetim kurulundaki sevgili dostlarımdı. Onlara da buradan sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Teşekkürlerimin son bölümünü
en önemlisi alıyor. Buradan, hepinizin huzurunda sevgili aileme teşekkür etmek istiyorum. Tribünde on binlerce kişi hep bir ağızdan rahmetli anneme küfür ederken, arkamda durup yaptığım işi sorgulamayan sevgili aileme teşekkür ediyorum. Sevgili oğullarıma teşekkür etmek istiyorum. Özel basın toplantıları yapılıp, milyonlarca taraftara hedef gösterilirken, sağduyu ile gelişmeleri izleyip (Babam nasıl bir iş yapıyor) diye düşünse de, bana yansıtmayan sevgili oğullarıma teşekkür ediyorum. Sevgili eşime
teşekkür etmek istiyorum. Kulüplerin basın toplantıları ve medyaya vermiş oldukları mesajlardan güç alıp, beni ölümle tehdit eden sapık fanatiklerin tehditlerinden yılmadan, arkamda duran sevgili eşime buradan hepinizin huzurunda tekrar teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"TFF BAŞKANLIĞINI BIRAKMAMIN 2 NEDENİ VAR"
Konuşmasının son bölümünde TFF Başkanlığını bırakma nedenlerini açıklayan Özgener, "Buraya, uzun yıllardır Türk futbolunun çeşitli kademelerinde, yöneticilik ve başkanlık seviyesinde yaptığım görevlerimi, ülke futbolunun en yüksek mertebesi olan Federasyon Başkanlığı makamında tamamladığımı açıklamak ve bu kararımı sizlerle paylaşmak için geldim. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak 2008‘den bu yana sürdürdüğüm bu onurlu görevi sonlandırmaya karar vermiş bulunuyorum. Bu kararı almamın arkasında iki
temel neden yer alıyor. Bunlardan biri, yaşadığım yer ile görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yapmış olduğu olumsuz etkilerdir. Diğeri ise; geçen süre zarfında yaşadıklarımla tespit ettiğim, sistemin içerisine yerleşmiş, kişisel hırs ve egoları ile Türk Futbolunu perde arkasından yönetme hevesine sahip, hegemonya kurma hayali taşıyan zaaf sahibi kişiliklerdir. Sorunlarla mücadele, her zaman makamlarda oturarak yapılamaz. Bazen bir hamle, kalıcı algılar yaratmaya, önemli
başlangıçları tetiklemeye sebebiyet verebilir. Sonuçta, bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak, önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum" dedi
"TÜRK FUTBOLUNUN İLERİSİ İÇİN BİR ADIM ATTIĞIM DÜŞÜNCESİNDEYİM"
Bugün yaptığı veda konuşmasının yeni bir harekete öncü olmasını dileyen Özgener, "Umarım bugün yaptığım bu veda ve konuşma, yeni bir harekete öncü olur ve bu camia bu sorunla mücadele konusunda yol almaya karar verir. Bu veda, bazılarınca bir geri adım, geri çekilme olarak algılanacaktır. Ancak ben bu yaptığımı, Türk futbolu adına ileriye atılmış bir adım olarak görüyorum. Umarım vermek istediğimiz mesajlar doğru algılanır. Türk futboluna olan hizmetim tabi ki sona ermeyecek. Deneyimlerimle, uzun yıllara
dayanan bilgi birikimimle, yardım ve katkı isteyen herkesin bundan sonra da yanında olacağımı, buradan özenle belirtmek isterim. Türk futboluna olumlu katkı yapacak her atılımı, bütün gücümle destekleyeceğimin de bilinmesini isterim" diye konuştu.
"FUTBOLU GERÇEK SAHİPLERİNE BIRAKALIM"
Mahmut Özgener, sözlerini şöyle tamamladı:
"Egoları, mantık ve vicdanlarının önüne geçenlerden, şunu sorgulamalarını istiyorum: Şöyle bir geriye doğru inceleyin. Aklınıza bir tane ama yalnızca bir tane Dünyanın en iyi kulüp başkanı, Dünyanın en iyi kulüp yöneticisi, Dünyanın en iyi yönetim kurulu üyesi geliyor mu? Bu örneklere kendimi de eklemek istiyorum. Hiç aklınıza dünyanın en iyi federasyon başkanı dediğinizde bir isim geliyor mu ?Gelemez, çünkü sporun evrensel kuralları buna izin vermez. Bir futbol yöneticisinin en önemli görevi kendini
görünmez kılmaktır. Futbol, sadece onun gerçek sahipleri ile anılır, o da futbolcular, teknik adamlar ve hakemlerdir. Lütfen egolarınızı, kişisel hırs ve beklentilerinizi bu güzel oyunun üzerinden çekin. Gerektiğinde görünmez olmayı bilin. Bırakın yalnızca ama yalnızca futbolun kuralları futbola yön versin"
Basın toplantısında basın mensuplarından soru almayan Mahmut Özgener, önümüzdeki hafta basın mensuplarıyla bir araya geleceğini ve bütün soruları cevaplayacağını söyledi.
Kaynak: İHA