Mahmut Özgener başkanlığı bıraktı
29 Haziran da yapılacak olan Türkiye Futbol Federasyonu Seçimli Olağan Genel Kurul öncesinde başkan Mahmut Özgener, beklenen basın toplantısını gerçekleştirdi. Özgener düzenlediği basın toplantısında yeniden başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
Mahmut Özgener basın toplantısına "Toplantının başında sizlerden özel bir ricam olacak. bu toplantı ve yapacağım konuşma benim için çok ama çok fazla anlam ve önem taşıyor. Bugün vereceğim mesajların futbolumuz adına özel olduğuna inanıyorum. Bu nedenle tüm sorularınızı içtenlikle yanıtlamak benim için çok önemli. Ama bu içten sohbet yapmış olduğum açıklamanın hemen sonrasında olmamalı diye düşünüyorum. Basın mensupları için önümüzdeki hafta yemekli bir sohbet toplantısı düzenleyeceğim." sözleriyle başladı.
Özgener daha sonra "Bazı kavramların ve tanımların altını özenle çizmek istiyorum. Hep futbol ailesi tanımını kullandım, bu tanım bir topluluğu kısaca anlatmanın yoluydu ama Türk Futbolu'un da çok iyi bir şekilde anlatıyordu. Bu tanıtım içinde amatör lig oyuncusu, yüz binlerin önünde mücadele eden yıldızlarımız var, Türkiye'yi karış karış dolaşan yeni yetenek bulmaya çalışan genç takım antrenörleri var, renklerin peşinden binlerce kilometre giden taraftalar da var" şeklinde konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener konuşmasını şöyle sürdürdü:
"FUTBOL AİLESİNE TEŞEKKÜR EDERİM"
"Futbol dünyanın en dürüst olgularından biri, saha dışında herkesi kandırabilirsiniz ancak sahaya çıkınca yalanlar biter, gerçeklik başlar. Emek vermezseniz, iyi oynamazsanız bu farkedilir ve bu dünyadan uzaklaştırılırsınız. Tüm dünyadaki futbolcular ve hakemler gibi futbol dünyasına ait herkes de bulundukları yere binlerce sınavdan geçerek geliyorlar. Bu aile her sezon başında sizleri mutlu etmek için bir araya geliyor. Hep kavga gürültü, çekişme görüyor olsanız bile bu ailenin büyük bölümü bu işi büyük bir sevgiyle yapıyor. Futbol ailesini yıllardır tanıyan biri olarak, bu aileyi oluşturan değerlerin başında büyük fedakarlıklar ve futbol aşkı geliyor. Geride kalan görev sürem boyunca futbol ailesi fertlerine özel olarak teşekkür etmek istiyorum."
"BAZI YÖNETİCİLER TARAFTAR DESTEĞİYLE..."
"2010-2011 sezonu ile birlikte 3,5 yıllık görev süremizi geride bıraktık. Bu 3,5 yılda sevinç ve mutluluklarımızı paylaştık. Maalesef çoğu zaman tansiyonu yüksek ortamlarda bir araya geldik. Futbolun daha tarafsız kılınması amacıyla belki çoğunluğun sevmediği bir kurallar bütünüyle oynanır. Futbol için bu kurallara uyma fedakarlığını herkes göstermeli. Futbol güzel bir oyun, oyunun güzelliğinin büyük bölümünü bu kurallar sağlıyor. Biz 3,5 yıl boyunca hep futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Görev süremiz boyunca sırtımızı futbolun evrensel kurallarına dayadık. Bu kuralların bize hep yardım edeceğini biliyorduk. Yazılmayan kuralların içinde, dürüstlük, tarafsızlık ve insaniyetin olduğunun sonuna kadar farkındaydık. Hayatını futbola adamış biri olarak tüm futbol ailesine önerim futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarına sıkıca bağlı olmanız olacaktır. Görev süremiz boyunca bu kuralları hiçe saydıklarını gördük. Bazı yöneticiler kişisel hırslarıyla bu kuralları hiçe saymaya çalıştı."
Bazı kulüp yöneticileri arkalarındaki taraftar destekleriyle ne yaptıklarını bilmiyorlar. Arkalarındaki büyük ve sessiz çoğunluğun gösterdiği emeğin önünü kapatıyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla sessiz çoğunluğun ve futbol emekçilerinin takdir edilmesini engelliyorlar. Yapmış oldukları açıklamalarla Türk futbolunun en büyük sorunu olan şiddeti körüklüyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu olarak futbolun nabzını ölçmek için biz de bilimsel araştırmalar yaptırıyoruz. Ortaya çıkan sonuçları da sizlerle paylaşıyor olacağız. Yaptırdığımız tüm araştırmalarda aynı gerçek yüzümüze çarpıyor, Şiddet futbolumuzu engelleyen en büyük olgu. Futbol diyince ilk akla gelen olgu şiddet. Buradan altını çizerek söylüyorum, her fırsatta mikrofonların başına geçen bazı yöneticiler aslında müsabakalara gelen seyirci sayısını azaltıyor. Dünyada futbolun en temel gelirleri olan bilet satışları maalesef ülkemizde yerlerde sürünüyor. Bu ekonomik değer ülkemizde şiddete kurban ediliyor. Şiddet konusunda çok büyük uğraşlar sonucunda önemli bir yasa çıkarılmışken, medyamız sağduyu içindeyken, bazı yöneticilerin şiddetle mücadele konusunda çok geride kaldıklarını görüyoruz."
"KULÜPÇÜLÜK ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRMELİYİZ"
Türk futbolunun geleceğini tesis edebilmek için ne yapmamız gerektiğini soruyorsanız, öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştirmeliyiz. Bugüne kadar yaşadıklarıma bakarak kapsamlı bir analiz yaptığımda ülke sporunun en denetimsiz bölümünün yöneticilik olduğunu gördüğümü üzülerek söyleyebilirim. Futbolun içindeki her unsur kendini geliştirmek için mücadele ediyor. Ancak yöneticilerin kendilerini geliştirme adına çaba sarfettiklerine şahit olamıyoruz. Bu nedenle sistem doğru işlemiyor. Onların da belki amacı kulüplerinin hakkını korumak ama konuştukça kuluplerine zarar verdiklerini göremiyorlar. Bu konuda standartları belirlemeliyiz. Bu sorun çözülmedikçe bu ülke futbolun sorunlarını çözemez. Herkes kurulların tarafsız olmasını istiyor ama sezon boyunca bir bölüm futbolun yönetim kurullarını taraflılıkla suçluyor. Herkesi karşı taraf olarak görme alışkanlığı en çok hakemleri etkiliyor. Onları da taraflılık girdabının içine almaya çalışıyorlara. Bu nedenle istenmeyen hakemler ortaya çıkıyor. Hakemlerin üzerinde olağanüstü bir baskı kurulup, neden hata yaptıklarını söylüyorlar. Bu insanlar konuştukça, düşündükçe zarar veriyorlar. Futbol karanlık bir ortama dönüşüyor. Tüm bu gerçeklere rağmen federasyonumuz 3,5 yıldır tarafsız yönetim kurallarını uygulamak için tüm gücünü kullandı. Kaos ortamlarında çok büyük bir çaba sarfettik. Tarafsızlık isteyenlerin bir bölümü maalesef samimi değiller.
"ÜLKE FUTBOLUNUN EN BÜYÜK SORUNU..."
"Ülke futbolunun en önemli sorunu kulüplerin çağdaş yönetim anlayışı konusunda geri kalmalarıdır. Bugün herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur. Geride kalan 3,5 yıl içinde ben federasyonum gelişim ve ilerleme için çaba gösterdik. Futbolun içindeki yapay kaoslardan kendimizi kurtarmaya çalıştık. Futbolun kalıcı sorunlarına karşılık, eğitimin ve doğru yapılanmanın önemine inandık. Futbol dünyasının oluşturduğu uluslararası kritirlere uymaya çalıştık. Futbol ailesinin büyük bölümünün bizi takdir ettiğini düşünüyorum. Başarının istikrar ve sistemli çalışmadan geçtiği kişi ve kurumların çoğaldığını görüyoruz. TFF olarak yaptığımız çalışmalar ve yarattığımız finansal kaynakların geri dönüşünün son derece olumlu olacağına yürekten inanıyorum. Bu tespitler sonrasında kararımı açıklamak üzere konuşmamın son bölümüne gelirken, geçen süre zarfında bana ve federasyonumuza katkıları nedeniyle bu ülkenin en güçlü ailesi olan türk futbol ailesine özel olarak teşekkür ediyorum."
"EN ÇOK ELEŞTİRİLDİĞİM KONU MEDYA İLE İLİŞKİLERİM OLDU"
"Bırakacağıma dair söylentiler ortada gezmeye başladıktan sonra bana destek veren ve devam etmemi dileyen bu güzel ailenen seçkin fertlerine içten teşekkür ediyorum. Siyasetçilerimizin çoğu futbola hizmet edereken geleceğe de hizmet ettiklerini de biliyorlar. Her siyasetçimiz ve büroktarımızın içten hizmetlerini ve desteklerini gördüm. Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Spor Bakanımız Faruk Özak'a bir kez daha teşekür ediyorum. Başkanlığım süresince en eleştirildiğim konulardan biri medya ile kurmuş olduğum sıcak ilişki oldu. Gelişen dünya ve iletişim gerçeğini göremeyenler doğruları medya dışında kamuoyuna aktarma şansınız yok. Medyaya doğru bilgi aktarmanız gerekiyor, ben de bunu yapmaya çalıştım."
"GÖREVİMİ SONLANDIRMAYA KARAR VERDİM"
"Bu görev sırasında en büyük desteği aldığım grup çalışma arkadaşlarımdı. Ülkenin dört bir yanına yayılmış federasyon görevlilerine verdikleri destek ve katkılar için teşekkür ediyorum. Aldığım her kararda büyük bir güvenle arkamda duran yönetim kuruluma da sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.
Teşekkürlerimin son bölümünü en önemlisi alıyor, buradan sevgili aileme de teşekkür etmek istiyorum.
Tribünlerden onbinlerce kişi rahmetli anneme küfür ederken, yaptığım işi sorgulamadan arkamda duran aileme teşekkür ediyorum.
Beni ölümle tehdit eden sapık fanatikleri tehditlerine aldırış etmeden arkamda duran eşime teşekkür ediyorum.
Bugün buraya uzun yıllardır Türk futbolunun çeşitli kademelerinde yapmış olduğum görevlerimi, ülke futbolunun en yüksük makamı olan federasyon başkanı makamında tamamladığımı açıklamak için buraya geldim. 3,5 yıldır sürdürdüğüm bu onurlu görevi sonlandırmaya karar verdim."
NEDEN BIRAKMA KARARI ALDI?
"Bu kararı almamda iki temel sebep var. Birincisi, yaşadığım yer ile görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yaptığı olumsuz etkiler.
Diğeri ise geçen süre zarfında sistemin içine yerleşmiş kişisel hırs ve egolarıyla Türk Futbolu'nu perde arkasından yönetme hayaline sahip, zaaf sahibi kişiliklerdir. Sorunlarla mücadele her zaman makamlarda oturarak yapılamaz, bazen bir hamle olumlu şeyleri tetikleyebilir. Bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum. Umarım bugün yaptığım bu hareket önemli bir harekete öncü olur ve bu camia kötü gidişi değiştirmeye başlar.
Bu yaptığımı ileriye atılmış bir adım olarak görüyorum. Umarım vermeye çalştığımı mesajlar doğru algılanır. Türk futboluna hizmetim tabii ki sona ermeyecek, yardım isteyen herkesin yanında olacağım. Türk futbolunun yapacağı her atılımda elimden geleni yapacağım.
Şöyle bir geriye doğru inceleyin, aklınıza dünyanın en iyi kulüp başkanı, en iyi kulüp yöneticisinin adı geliyor mu! Hiç dünyanın en iyi federasyonu dediğinizde aklınıza bir federasyon başkanının ismi geliyor mu, gelemez, çünkü modern futbol buna izin vermez. Futbol sadece onun gerçek sahipleri ile anılır, o da futbolcular, teknik adamlar ve hakemlerdir. Lütfen ama lütfen egolarınızı, kişisel hırs ve beklentilerinizi bu güzel oyunun üzerinden çekin. Gerektiğinde görünmez olmayı bilin. Yalnızca ama yalnızca futbolun kuralları futbolu yön versin. Hepiniz hakkınızı helal edin..."
Özgener daha sonra "Bazı kavramların ve tanımların altını özenle çizmek istiyorum. Hep futbol ailesi tanımını kullandım, bu tanım bir topluluğu kısaca anlatmanın yoluydu ama Türk Futbolu'un da çok iyi bir şekilde anlatıyordu. Bu tanıtım içinde amatör lig oyuncusu, yüz binlerin önünde mücadele eden yıldızlarımız var, Türkiye'yi karış karış dolaşan yeni yetenek bulmaya çalışan genç takım antrenörleri var, renklerin peşinden binlerce kilometre giden taraftalar da var" şeklinde konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener konuşmasını şöyle sürdürdü:
"FUTBOL AİLESİNE TEŞEKKÜR EDERİM"
"Futbol dünyanın en dürüst olgularından biri, saha dışında herkesi kandırabilirsiniz ancak sahaya çıkınca yalanlar biter, gerçeklik başlar. Emek vermezseniz, iyi oynamazsanız bu farkedilir ve bu dünyadan uzaklaştırılırsınız. Tüm dünyadaki futbolcular ve hakemler gibi futbol dünyasına ait herkes de bulundukları yere binlerce sınavdan geçerek geliyorlar. Bu aile her sezon başında sizleri mutlu etmek için bir araya geliyor. Hep kavga gürültü, çekişme görüyor olsanız bile bu ailenin büyük bölümü bu işi büyük bir sevgiyle yapıyor. Futbol ailesini yıllardır tanıyan biri olarak, bu aileyi oluşturan değerlerin başında büyük fedakarlıklar ve futbol aşkı geliyor. Geride kalan görev sürem boyunca futbol ailesi fertlerine özel olarak teşekkür etmek istiyorum."
"BAZI YÖNETİCİLER TARAFTAR DESTEĞİYLE..."
"2010-2011 sezonu ile birlikte 3,5 yıllık görev süremizi geride bıraktık. Bu 3,5 yılda sevinç ve mutluluklarımızı paylaştık. Maalesef çoğu zaman tansiyonu yüksek ortamlarda bir araya geldik. Futbolun daha tarafsız kılınması amacıyla belki çoğunluğun sevmediği bir kurallar bütünüyle oynanır. Futbol için bu kurallara uyma fedakarlığını herkes göstermeli. Futbol güzel bir oyun, oyunun güzelliğinin büyük bölümünü bu kurallar sağlıyor. Biz 3,5 yıl boyunca hep futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Görev süremiz boyunca sırtımızı futbolun evrensel kurallarına dayadık. Bu kuralların bize hep yardım edeceğini biliyorduk. Yazılmayan kuralların içinde, dürüstlük, tarafsızlık ve insaniyetin olduğunun sonuna kadar farkındaydık. Hayatını futbola adamış biri olarak tüm futbol ailesine önerim futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarına sıkıca bağlı olmanız olacaktır. Görev süremiz boyunca bu kuralları hiçe saydıklarını gördük. Bazı yöneticiler kişisel hırslarıyla bu kuralları hiçe saymaya çalıştı."
Bazı kulüp yöneticileri arkalarındaki taraftar destekleriyle ne yaptıklarını bilmiyorlar. Arkalarındaki büyük ve sessiz çoğunluğun gösterdiği emeğin önünü kapatıyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla sessiz çoğunluğun ve futbol emekçilerinin takdir edilmesini engelliyorlar. Yapmış oldukları açıklamalarla Türk futbolunun en büyük sorunu olan şiddeti körüklüyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu olarak futbolun nabzını ölçmek için biz de bilimsel araştırmalar yaptırıyoruz. Ortaya çıkan sonuçları da sizlerle paylaşıyor olacağız. Yaptırdığımız tüm araştırmalarda aynı gerçek yüzümüze çarpıyor, Şiddet futbolumuzu engelleyen en büyük olgu. Futbol diyince ilk akla gelen olgu şiddet. Buradan altını çizerek söylüyorum, her fırsatta mikrofonların başına geçen bazı yöneticiler aslında müsabakalara gelen seyirci sayısını azaltıyor. Dünyada futbolun en temel gelirleri olan bilet satışları maalesef ülkemizde yerlerde sürünüyor. Bu ekonomik değer ülkemizde şiddete kurban ediliyor. Şiddet konusunda çok büyük uğraşlar sonucunda önemli bir yasa çıkarılmışken, medyamız sağduyu içindeyken, bazı yöneticilerin şiddetle mücadele konusunda çok geride kaldıklarını görüyoruz."
"KULÜPÇÜLÜK ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRMELİYİZ"
Türk futbolunun geleceğini tesis edebilmek için ne yapmamız gerektiğini soruyorsanız, öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştirmeliyiz. Bugüne kadar yaşadıklarıma bakarak kapsamlı bir analiz yaptığımda ülke sporunun en denetimsiz bölümünün yöneticilik olduğunu gördüğümü üzülerek söyleyebilirim. Futbolun içindeki her unsur kendini geliştirmek için mücadele ediyor. Ancak yöneticilerin kendilerini geliştirme adına çaba sarfettiklerine şahit olamıyoruz. Bu nedenle sistem doğru işlemiyor. Onların da belki amacı kulüplerinin hakkını korumak ama konuştukça kuluplerine zarar verdiklerini göremiyorlar. Bu konuda standartları belirlemeliyiz. Bu sorun çözülmedikçe bu ülke futbolun sorunlarını çözemez. Herkes kurulların tarafsız olmasını istiyor ama sezon boyunca bir bölüm futbolun yönetim kurullarını taraflılıkla suçluyor. Herkesi karşı taraf olarak görme alışkanlığı en çok hakemleri etkiliyor. Onları da taraflılık girdabının içine almaya çalışıyorlara. Bu nedenle istenmeyen hakemler ortaya çıkıyor. Hakemlerin üzerinde olağanüstü bir baskı kurulup, neden hata yaptıklarını söylüyorlar. Bu insanlar konuştukça, düşündükçe zarar veriyorlar. Futbol karanlık bir ortama dönüşüyor. Tüm bu gerçeklere rağmen federasyonumuz 3,5 yıldır tarafsız yönetim kurallarını uygulamak için tüm gücünü kullandı. Kaos ortamlarında çok büyük bir çaba sarfettik. Tarafsızlık isteyenlerin bir bölümü maalesef samimi değiller.
"ÜLKE FUTBOLUNUN EN BÜYÜK SORUNU..."
"Ülke futbolunun en önemli sorunu kulüplerin çağdaş yönetim anlayışı konusunda geri kalmalarıdır. Bugün herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur. Geride kalan 3,5 yıl içinde ben federasyonum gelişim ve ilerleme için çaba gösterdik. Futbolun içindeki yapay kaoslardan kendimizi kurtarmaya çalıştık. Futbolun kalıcı sorunlarına karşılık, eğitimin ve doğru yapılanmanın önemine inandık. Futbol dünyasının oluşturduğu uluslararası kritirlere uymaya çalıştık. Futbol ailesinin büyük bölümünün bizi takdir ettiğini düşünüyorum. Başarının istikrar ve sistemli çalışmadan geçtiği kişi ve kurumların çoğaldığını görüyoruz. TFF olarak yaptığımız çalışmalar ve yarattığımız finansal kaynakların geri dönüşünün son derece olumlu olacağına yürekten inanıyorum. Bu tespitler sonrasında kararımı açıklamak üzere konuşmamın son bölümüne gelirken, geçen süre zarfında bana ve federasyonumuza katkıları nedeniyle bu ülkenin en güçlü ailesi olan türk futbol ailesine özel olarak teşekkür ediyorum."
"EN ÇOK ELEŞTİRİLDİĞİM KONU MEDYA İLE İLİŞKİLERİM OLDU"
"Bırakacağıma dair söylentiler ortada gezmeye başladıktan sonra bana destek veren ve devam etmemi dileyen bu güzel ailenen seçkin fertlerine içten teşekkür ediyorum. Siyasetçilerimizin çoğu futbola hizmet edereken geleceğe de hizmet ettiklerini de biliyorlar. Her siyasetçimiz ve büroktarımızın içten hizmetlerini ve desteklerini gördüm. Başta Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Spor Bakanımız Faruk Özak'a bir kez daha teşekür ediyorum. Başkanlığım süresince en eleştirildiğim konulardan biri medya ile kurmuş olduğum sıcak ilişki oldu. Gelişen dünya ve iletişim gerçeğini göremeyenler doğruları medya dışında kamuoyuna aktarma şansınız yok. Medyaya doğru bilgi aktarmanız gerekiyor, ben de bunu yapmaya çalıştım."
"GÖREVİMİ SONLANDIRMAYA KARAR VERDİM"
"Bu görev sırasında en büyük desteği aldığım grup çalışma arkadaşlarımdı. Ülkenin dört bir yanına yayılmış federasyon görevlilerine verdikleri destek ve katkılar için teşekkür ediyorum. Aldığım her kararda büyük bir güvenle arkamda duran yönetim kuruluma da sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.
Teşekkürlerimin son bölümünü en önemlisi alıyor, buradan sevgili aileme de teşekkür etmek istiyorum.
Tribünlerden onbinlerce kişi rahmetli anneme küfür ederken, yaptığım işi sorgulamadan arkamda duran aileme teşekkür ediyorum.
Beni ölümle tehdit eden sapık fanatikleri tehditlerine aldırış etmeden arkamda duran eşime teşekkür ediyorum.
Bugün buraya uzun yıllardır Türk futbolunun çeşitli kademelerinde yapmış olduğum görevlerimi, ülke futbolunun en yüksük makamı olan federasyon başkanı makamında tamamladığımı açıklamak için buraya geldim. 3,5 yıldır sürdürdüğüm bu onurlu görevi sonlandırmaya karar verdim."
NEDEN BIRAKMA KARARI ALDI?
"Bu kararı almamda iki temel sebep var. Birincisi, yaşadığım yer ile görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yaptığı olumsuz etkiler.
Diğeri ise geçen süre zarfında sistemin içine yerleşmiş kişisel hırs ve egolarıyla Türk Futbolu'nu perde arkasından yönetme hayaline sahip, zaaf sahibi kişiliklerdir. Sorunlarla mücadele her zaman makamlarda oturarak yapılamaz, bazen bir hamle olumlu şeyleri tetikleyebilir. Bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum. Umarım bugün yaptığım bu hareket önemli bir harekete öncü olur ve bu camia kötü gidişi değiştirmeye başlar.
Bu yaptığımı ileriye atılmış bir adım olarak görüyorum. Umarım vermeye çalştığımı mesajlar doğru algılanır. Türk futboluna hizmetim tabii ki sona ermeyecek, yardım isteyen herkesin yanında olacağım. Türk futbolunun yapacağı her atılımda elimden geleni yapacağım.
Şöyle bir geriye doğru inceleyin, aklınıza dünyanın en iyi kulüp başkanı, en iyi kulüp yöneticisinin adı geliyor mu! Hiç dünyanın en iyi federasyonu dediğinizde aklınıza bir federasyon başkanının ismi geliyor mu, gelemez, çünkü modern futbol buna izin vermez. Futbol sadece onun gerçek sahipleri ile anılır, o da futbolcular, teknik adamlar ve hakemlerdir. Lütfen ama lütfen egolarınızı, kişisel hırs ve beklentilerinizi bu güzel oyunun üzerinden çekin. Gerektiğinde görünmez olmayı bilin. Yalnızca ama yalnızca futbolun kuralları futbolu yön versin. Hepiniz hakkınızı helal edin..."