Ünay Aysal: İşin sırrı risk almak

Türkiye'nin sayılı zenginleri arasında yer alan Galatasaray başkanı Ünal Aysal, başarısının sırrını risk almak ve şansını zorlamamak olarak açıklıyor.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal özel hayatıyla ilgili ilginç bilgileri kamuoyula paylaştı.

Özellikle enerji sektöründeki yatırımları ile bilinen Unit Group'un sahibi olan Ünal Aysal, Forbes 2011 listesine geöre, 775 milyon dolarlık şahsi serveti ile Türkiye'nin en zengin 100 kişisi arasında 52. sırada yer alıyor.
Vatan gazetesine röportaj veren Aysal, orta direk bir aileden geldiğini, servetini elde etmenin sırrının ise risk almak ve şansını zorlamamakta yattığını belirtti.

Galatasaray Lisesi'ne girişinde ailesinin yönlendirmesinin bulunmadığını belirten Aysal, "İnisiyatif alan bir yapım var. Galatasaray'a eğilimliydim. Gazetede görüp, kendim müracaat ettim. O dönem zaten İstanbul'da bile değildik. İstanbul'da eşin dostun evinde kaldım, G.Saray'ın imtihanına girdim. 1952 yılıydı. 50 kişi alıyorlardı. 1000 kişi müracaat etmişti. Mektebe 12'nci girdim. Tesadüf, çocukluk şansı... Ama şans önemlidir. Okul yıllarında orta seviye bir talebeydim 5-7 arası notlarla sınıfı geçerdim," dedi.

Galatasaraylılık ruhunun böyle başladığını ifade eden Aysal, "Ama hiçbir şeyin fanatiği olmadım. Galatasaray benim dönemimde sırf erkeklerden oluşan bir okuldu. ‘Askeri disiplinli' desem yeridir. O disiplin ile büyüdük. Abi kardeş ilişkisi vardı büyüklerimizle aramızda... İş hayatına atılınca o yaş farkı kapanmasına rağmen, bugün bile karşı karşıya geldiğimizde aynı saygı devam eder. Öyle bir yetiştirilme kültürü... Tahsil hayatım boyunca orta karar bir öğrenciydim. 10 üzerinden 5-7 ile geçerdim. Hiç iftihar almadım," şeklinde konuştu.
Lise sonrasında İstanbul Hukuk Fakültesi'ne giren Aysal, hep kendi ayakları üzerinde durmaya çalıştığını belirterek, "Üniversitedeyken para kazanmak için çeşitli işler yaptım. Seyahat acentasında da çalışmışlığım var, THY'nin şehir merkez bürosunda ekonomi bileti kesen memur, muhasebeci olarak çalışmışlığım da... Hatta TRT İstanbul Radyosu'nda 1 yıl stajiyer spikerlik bile yaptım..."dedi.

GS Liseli bir arkadaşının yönlendirmesiyle İsviçre'nin Neuchatel (Nöşatel) Üniversitesi'ne geçen Aysal, 2.5 yıllık bakiye hukuk tahsilini Avrupa'nın merkezinde tamamlarken de çalışmayı bırakmadığını ifade ederek "İsviçre'de sabah 06-12 arası Migros'ta part time çalışarak masraflarımı karşıladım. Üniversite devlet destekliydi ancak yaşamsal ihtiyaçlarım için çalışmak zorundaydım. 12'den sonra okula gidip, derslere girer, sabah kaçırdığım dersleri ise arkadaşlarımın notlarından takip ederdim" şeklinde konuştu.

Lise yıllarından beri sporla iç içe olduğunu belirten Aysal, "Lise yıllarında kürek sporuna başladım. Yurt dışına gidene kadar sürdü. Tam 6 yıl. Kürek gerçek bir İstanbul sporu, kent sporu. İnsana ekip disiplini ve takım ruhu aşılıyor. Burada GS Adası'nda çalışırdık. 2 çiftle başladım (iki kişi, her elde birer kürek yani 4 kürekli). Sonra 2 tek (iki kişi, iki elde tek kürek, toplamda 2 kürekli), 4 tek çektim. Ama 4 tek kürek stilinde, bir omuz düşüyor. Bir süre sonra ceketin bir tarafına vatka takarak dolaşmak zorunda kalıyorsun. En büyük zevkim Boğaz'da kürek çekerek, Kanlıca'ya yoğurt yemeye gitmekti. Denize düştüğümüz de oldu, gemiye çarptığımız da..." dedi. Spor yapmaya hâlâ devam eden 70 yaşındaki Aysal, "Haftada 2 gün ağırlık ve fitness çalışıyorum. Fiziki kondisyonum 45 yaşındaki biriyle aynı. Koşmayı sevmem ama yürüyüş yaparım. Eskiden günde 10 kilometre yürürdüm. Şimdi en çok 5 kilometre. Salonda 40 dakika FX yaparım, zorlarsam 1 saate de (kilo ve yağ yakmaya yardımcı olan aletli jimnastik) çıkar. Tekneyle tatile çıktığım zamanlar günde 2 kere minumum (sabah ve öğleden sonra) 45 dakika 1 saaat durmaksızın yüzerim. Ayrıca tenis oynarım," ifadelerini kullandı.

Kritik maçlar öncesindeki ruh hali sorulan Aysal, "Genelde sakinimdir, maça giderken de fazla telaşlanmam. Yenilsek bile üzüntümü belli etmem," cevabını verdi.