Bik Genel Müdürü Atalay: “Başkan Ol” Diyen Kulüp Başkanı Ve Yönetici Çok

Bir dönem Gençlik Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) de yapan Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, futbol federasyonu başkan adaylığı için adayım demedi ancak adaylığının ipucu başta olmak üzere çarpıcı açıklamalar yaptı.

Bir dönem Gençlik Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) de yapan Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, futbol federasyonu başkan adaylığı için adayım demedi ancak adaylığının ipucu başta olmak üzere çarpıcı açıklamalar yaptı.

Moderatörlüğünü Gökhan Dinç‘in yaptığı ve TRT Spor’da yayınlanan Basın Tribünü programında Fatih Doğan, Hakan Can ve M.Tahir Kum‘un sorularını cevaplandıran Mehmet Atalay, ‘‘Teklifler her yerden.‘‘ diyerek başladığı konuşmasında, ‘‘Bazen telefon oluyor, bazen ikili görüşme, bazen ziyaret oluyor. “Başkan ol” diyen kulüp başkanı ve yönetici çok. O konuda tereddütünüz olmasın. Süper ligden, Bank Asya’dan, 2. ve 3 lig kulüplerinden de, antrenörlerden de, hakemlerden de başkan ol diyenler var.‘‘ ifadelerini kullandı.

    Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay‘ın TRT Spor‘da yayınlanan programının detayları şöyle:

    

    ESKİDEN DE İSTİYORLARDI

    ‘‘Herhangi birini eleştirerek bir cümle kurmak istemem. Ama görüyoruz milli takımlarımızda sorun var. Kulüp takımlarımızın Avrupa kupalarında sorun var. İçeride bana göre bir futbol ülkesi olmamız açısından, lisanslı futbolcu sayısının artması açısından gerekli adımlar atılamadı. 16 bin antrenörümüzün iş problemi varsa daha ciddi, daha çabuk çalışılması gerektiğini düşünüyorum.

    Her birine bu ülkede ekmek var diye düşünüyorum. Hakemler hala tartışılıyorsa bu ülke bunu hak etmiyor diye düşünüyorum. Bizimle ilgili adımızı gündeme getiren ve teveccüh gösteren herkese teşekkür ediyorum. Daha önceki yıllarda da teklifler oldu, onu söyleyeyim. Yeni dönemde de bu tür konuşmalar var, inkar edecek halimiz yok. Bir süreç var. Ama süreç nereye götürür, götürdüğü yere akıp boynumuzu eğeceğiz.‘‘

    GÜVEN BUNALIMI VAR

    ‘‘Başarı ya da başarısızlık olarak kimseyi suçlayacak ifade kullanmıyorum. Ama bir güven bunalımı ya da adalet duygusunun olmadığı konusunda ne yazık ki çok yaygın bir kanaat var. Ya adaleti sağlıyorsunuz insanlara anlatamıyorsunuz, ya da adaletiniz konusunda insanları ikna edecek eylemler yapamıyorsunuz.‘‘

    MİLLİ MAÇTAN SONRA

    ‘‘Süleyman Demirel’in bir lafı var. “Siyesette 24 saat çok uzun bir süredir”. Seçim haziran ayının sonunda. Federasyonun devam edip etmek istemediğini bilmiyorum. Teklifte bulunulan diğer adayların aday olup olmama durumunu bilmiyorum. Şimdi önümüzde bir milli maç var. Milli maç atlatıldıktan sonra süreç hızla ilerleyecektir.‘‘

    BURSASAPOR’A VERİLEN CEZA ADİL DEĞİL

    ‘‘Başbakanımız vali ve emniyet müdürü ile görüşerek cezanın ağır olduğu açıklamasını yapmıştır. Ben de aynı kanaatteyim. Bursaspor’un, Beşiktaş taraftarını davet ettiği gün ben Bursa’daydım. Cesur bir karar aldılar. Hem Bursa kulüp başkanı, hem de vali ve emniyet müdürünü tebrik etmek lazım. Çünkü yasaklayarak, sorunları erteleyerek hiçbir yere varamazsınız. Risk vardır ama risk alacaksınız. Hatalar olsa da aynı kararlılıkla yola devam edeceksiniz.

    Bursasapor kulübünün o olayı çıkartanlarla illiyet bağı varsa, taraftarı bu şekle getirenlerde Bursaspor yönetiminin payı varsa cezasını vereceksiniz. Ama Bursaspor başkanı bu riske girdiyse onu destekleyecek bir şeyler yapmak zorundasınız. Vali bey tu kaka edilemez. Ne olacak bundan sonra diğer valiler reform sayılacak hiçbir şeyde adım atamazlar korkarlar. İncelenirse Bursaspor suçsuz bile çıkabilir.‘‘

    BEN OLSAM DİYARBAKIR VE BURSA’YA GİDERDİM

    ‘‘Varsayımlara göre hareket etmem. Ama ben federasyon başkanının yerinde olsam riskli maçlarda, mesela Diyarbakırspor - Bursaspor maçında kalkar gider maçtan önce şartları hazırlar, maçı izlerdim. Başkanın yerinde olsam Bursaspor - Beşiktaş maçından önce, bilmiyorum belki çok önemli bir programı vardı, gitmek lazım.

    Böyle bir darbe yerseniz federasyon olarak da cesaret edemezsiniz, vali olarak da cesaret edemeyebilirsiniz, Bursa başkanı da bir daha validen böyle bir teklif geldiğinde cesaret edemeyebilir. Bursa‘ya gidersiniz, vali beyin yaptığı toplantıda siz de taraf olursunuz. Belki başkanlara, hocalara mesaj verdirirsiniz. Seyirci profilini tanıyan psikologlardan yardım istersiniz.‘‘

    BAŞBAKANIMIZ SPORA SİYASETİ KARIŞTIRMAZ

    “Başbakanımız bizim teknik direktörümüzdür” sözünü ben bürokrasi için söylüyorum. Sayın başbakanımız özerk futbola karışmaz. Destek verir, para verir, vergi indirimi, tesis her şeyi yapar. Ben herhangi bir süreçte göreve geleceğim ya da atanacağım zaman sayın başbakanımızın oluruyla oldu. Bunu eleştirecek insanlara koz vermek istemem. Bize düşecek görevlerden hiç kaçmadık.

    Biz sayın başbakanımızın yanına çalışmaya başladığımızda da spor adamıydık. Gazetede spor müdürüydüm. Spordan geldik, orada da spor yaptık. Spor AŞ Genel Müdürlüğü, sonra Gençlik Spor Genel Müdürlüğü. Sayın başbakanımızın planında sporu siyasete karıştırmak olmadı. En çok koruyan o oldu.

    Spora siyaset karıştırmamak için ne kadar çaba sarf ettiğimizi spor adamları da, teknik adamlar da, kulüp yöneticileri de, üniveriste öğretim üyeleri de biliyor. Siyaset spora hep destek olmalı. Başbakanımızın kapısını çaldığınızda, yeni yatırım yapmak için, sporun önündeki engelleri kaldırmak için destek buluyorsunuz. Müthiş bir irade koyan bir başbakan vardı. Spora yok yok.‘‘