Cem Davran, Sinop’Ta Oğlu Ali Davran’I İzledi
Sanat dünyasının ünlü ismi Cem Davran, Küçük Erkekler Türkiye Şampiyonası’nda Beşiktaş formasıyla mücadele eden oğlu Ali Davran’ı izlemek için Sinop’taydı.
Sanat dünyasının ünlü ismi Cem Davran, Küçük Erkekler Türkiye Şampiyonası’nda Beşiktaş formasıyla mücadele eden oğlu Ali Davran’ı izlemek için Sinop’taydı.
Grup maçlarının ikinci gününden itibaren şampiyonayı takip etme fırsatı bulan Cem Davran, Beşiktaş’ın dün Galatasaray’la oynadığı karşılaşmanın ardından ise devam eden tiyatro oyunu için İstanbul’a dönmek durumunda kaldı. Ünlü oyuncu, Sinop’tan ayrılmadan TBF‘nin sitesine açıklamalar yaptı.
Oğlu Ali Davran’ın performansını beğendiğini belirten Cem Davran, “Çocuğunun böyle bir etkinlik içinde olması, Beşiktaş gibi önemli bir camianın içinde yer alması, insanın çok hoşuna gidiyor. Savunması güçlü bir oyuncu ama ona, kendinden çok uzun birini verdiler. Çocuk da çok güzel iki şut çıkardı. Akşam muhtemelen ya döverim... Şaka tabii ki. Hepsi aynı yaşta, çok şeker çocuklar. Bu noktada Türkiye Basketbol Federasyonu’na da teşekkür ediyorum ama biraz daha fazla desteklemelerini de öneririm.” dedi.
Kendisinin en sevdiği sporun basketbol olduğunu kaydeden Cem Davran, “Basketbolun olduğu her yerde kalite var. Benim bir numaralı sporum basketbol. Artık televizyonda futbol izleyemiyorum. Basketbol, çok daha kaliteli, estetik ve zor bir spor.” şeklinde konuştu.
Oğlunun sanat veya sporu seçmesi için herhangi bir yönlendirme yapmadığı söyleyen Davran, “Ali, buradaki her çocuk gibi basketbolu çok seviyor. Sevdiği şeyi de niye yapmasın ki? Ben de ona destek veriyorum. İşte, koşturup geldim. Onun sayesinde de boxone gibi basketbol terimlerini, ne zaman alan savunmasına geçilmesi gerektiğini, 2 veya 3 dediklerinde ne yaptıklarını iyiden iyiye öğrendim.” ifadelerini kullandı.
Çocukken kendisinin de sporla ilgilendiğini aktaran Davran, sporcu olunamasa bile bir şekilde sporun içinde kalınması gerektiğini şu sözlerle aktardı:
“Galatasaray minik takımında futbol oynadım ama kısa bir süre sonra çocuk tiyatrosuna başladım. Ali’nin ise benim mesleğimle hiç ilgisi yok. Onun için varsa yoksa basketbol. Belki oyuncu olamaz ama koç olarak, hakem olarak basketbolun içinde yer almaya devam edebilir.
Biz de çocuk tiyatrosundayken böyle turnelere giderdik. Ancak 10 kişi kadarımız profesyonel oyuncu olabildi ama aralarından yönetici, eleştirmen veya yazar olanlar çıktı. Tabii ki tamamen farklı bir yönde ilerleyenler de oldu ama onların da çok sağlam karakterler olduklarına eminim. Çünkü sanat ve spor, ruhu besleyen iki uğraş.”
Grup maçlarının ikinci gününden itibaren şampiyonayı takip etme fırsatı bulan Cem Davran, Beşiktaş’ın dün Galatasaray’la oynadığı karşılaşmanın ardından ise devam eden tiyatro oyunu için İstanbul’a dönmek durumunda kaldı. Ünlü oyuncu, Sinop’tan ayrılmadan TBF‘nin sitesine açıklamalar yaptı.
Oğlu Ali Davran’ın performansını beğendiğini belirten Cem Davran, “Çocuğunun böyle bir etkinlik içinde olması, Beşiktaş gibi önemli bir camianın içinde yer alması, insanın çok hoşuna gidiyor. Savunması güçlü bir oyuncu ama ona, kendinden çok uzun birini verdiler. Çocuk da çok güzel iki şut çıkardı. Akşam muhtemelen ya döverim... Şaka tabii ki. Hepsi aynı yaşta, çok şeker çocuklar. Bu noktada Türkiye Basketbol Federasyonu’na da teşekkür ediyorum ama biraz daha fazla desteklemelerini de öneririm.” dedi.
Kendisinin en sevdiği sporun basketbol olduğunu kaydeden Cem Davran, “Basketbolun olduğu her yerde kalite var. Benim bir numaralı sporum basketbol. Artık televizyonda futbol izleyemiyorum. Basketbol, çok daha kaliteli, estetik ve zor bir spor.” şeklinde konuştu.
Oğlunun sanat veya sporu seçmesi için herhangi bir yönlendirme yapmadığı söyleyen Davran, “Ali, buradaki her çocuk gibi basketbolu çok seviyor. Sevdiği şeyi de niye yapmasın ki? Ben de ona destek veriyorum. İşte, koşturup geldim. Onun sayesinde de boxone gibi basketbol terimlerini, ne zaman alan savunmasına geçilmesi gerektiğini, 2 veya 3 dediklerinde ne yaptıklarını iyiden iyiye öğrendim.” ifadelerini kullandı.
Çocukken kendisinin de sporla ilgilendiğini aktaran Davran, sporcu olunamasa bile bir şekilde sporun içinde kalınması gerektiğini şu sözlerle aktardı:
“Galatasaray minik takımında futbol oynadım ama kısa bir süre sonra çocuk tiyatrosuna başladım. Ali’nin ise benim mesleğimle hiç ilgisi yok. Onun için varsa yoksa basketbol. Belki oyuncu olamaz ama koç olarak, hakem olarak basketbolun içinde yer almaya devam edebilir.
Biz de çocuk tiyatrosundayken böyle turnelere giderdik. Ancak 10 kişi kadarımız profesyonel oyuncu olabildi ama aralarından yönetici, eleştirmen veya yazar olanlar çıktı. Tabii ki tamamen farklı bir yönde ilerleyenler de oldu ama onların da çok sağlam karakterler olduklarına eminim. Çünkü sanat ve spor, ruhu besleyen iki uğraş.”