Ersan Gülüm: Kalbinle oynarsan her zaman Beşiktaş’ın taraftarı arkanda olur (Özel)

Geçen hafta Türkiye’den Melbourne’e gelen Beşiktaşlı Ersan Gülüm, geçirdiği ameliyattan sonra ilk kez kapısını Cihan’a açtı. Ersan Gülüm, “Nereden nereye geldiğimi unutmuyorum ve Allah’a şükrediyorum. Mesela, 6 sene önce ben Avustralya’da oynuyordum. Şimd

Geçen hafta Türkiye’den Melbourne’e gelen Beşiktaşlı Ersan Gülüm, geçirdiği ameliyattan sonra ilk kez kapısını Cihan’a açtı. Ersan Gülüm, “Nereden nereye geldiğimi unutmuyorum ve Allah’a şükrediyorum. Mesela, 6 sene önce ben Avustralya’da oynuyordum. Şimdi Avrupa’da maçlara çıkıyorum. Galatasaray’a karşı, Trabzonspor’a karşı oynuyorum.” dedi. Beşiktaş’ın yıldız futbolcusu Ersan Gülüm Melbourne’de özel bir hastanede ameliyata alındı. Gülüm, ameliyat için Avustralya’yı seçmesindeki asıl önemli etkenin, bu tür ameliyatların burada en iyi şekilde yapılmasından kaynaklandığını söyledi. Avustralya’da Rugby gibi sert spordan dolayı ön çapraz bağlardan sakatlanan çok sayıda sporcunun olduğunu ifade eten Gülüm, böyle önemli bir ameliyatta ailesinden ve arkadaş çevresinden moral desteği aldığını belirterek, “Melbourne benim doğup büyüdüğüm yer. Ailem ve eski arkadaşlarım burada moral açısından bana son derece destekte bulundular.” dedi. Ameliyattan sonra kapısını Cihan’a açan Ersan Gülüm sorularımızı şu şöyle cevaplandırdı. Cihan: Öncelikle geçmiş olsun. Operasyondan sonra kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Ersan Gülüm (EG): Teşekkür ederim. Şu anda daha iyiyim. Bir an önce iyileşip taraftarımla buluşmak istiyorum. Cihan: Beşiktaş’ta oynayan biri olarak, geçirmiş olduğunuz rahatsızlığınızdan dolayı buradaki Türk toplumunun size karşı ilgisi nasıl? EG: Evet, burada yetişmiş bir futbolcu olarak, Beşiktaş gibi büyük bir kulüpte oynuyor olmam, hem Türkiye’de, hem de Avustralya’daki insanların sıcak ilgisine neden oluyor. Avustralya’dan da futbolcuların Türkiye’de oynayabileceği fikri oluştu. Artık, buradan ülkemize gidip oynayabilecek oyuncuların yetişmeye başladığını düşünüyorum. Bunun en somut delili, benim hatta benden önce Tansel abinin Türkiye’de oynaması bunun göstergesidir. Adanaspor’dan Savaş Özdemir, İskenderun Demirspor’da kiralık olarak oynuyor. Yani yavaş yavaş yükselen bir çizgi var. Cihan: Avustralya’da yetişip büyüdüğünüz için, Türkiye’ye adapte olmada zorluk çektiniz mi? EG: Tabi, çok fark var. Her ne kadar Türk olsak da yabancılık çekiyorsun. İlk gittiğimde 18 yaşındaydım. Manisaspor’a deneme için gitmiştim. Çok zor bir 6 ay geçirdim. Türkçem yok denecek gibiydi. Bu nedenle çekiniyordum, utanıyordum. Diğerleriyle arkadaşlık kurmakta zorlanıyordum açıkçası. Ancak 6 ay sonra, her şey kolaylaşmaya başladı. Ama annem ve babamın desteği olmasa başaramazdım. Cihan: Beşiktaşlı taraftarlar sizi nasıl karşıladı? EG: Biliyorsunuz “çarşı grubu” denilen bir taraftarı var Beşiktaş’ın. Onlar şans bulup da Beşiktaş formasıyla sahaya çıkan bütün futbolculara destek oluyorlar. Ama sahada elinden geleni yapman ve mücadele etmen gerekiyor. Zaten Beşiktaş’ta oynamak öyle kolay bir şey değil, çok gayret gerekiyor. Ben Beşiktaş’a Bank Asya’dan gittim. Oradan gidip büyük bir takımda oynamak kolay değil. Bunu başardım. İyi bir performans gösterdim. Ama bu başarı, elinden geleni yaparsan, mücadele edersen geliyor. Kalbinle oynarsan her zaman Beşiktaş’ın taraftarı arkanda olur. İyi oynaman lazım ama bunun içinden gelmesi çok önemli. Cihan: Büyük kulüplerde oynamanın da hem zevki hem de büyük bir stresi olmalı? EG: Her zaman oluyor. Çünkü Beşiktaş olarak herkesin sizden beklentisi büyük oluyor. Hem Türkiye Kupası, hem lig, hem de Avrupa’da kupa kovalayan tek takımız. Onun için her maç stresli geçiyor şu an. Her maçı kazanmamız gerekiyor. Ben zaten her maçta heyecanlanırım. Dediğin gibi stresli oluyor tabi. Cihan: Özellikle, büyük maçlara çıkarken yaptığın bir şey var mı? Dua eder misin mesela? EG: Dua derken şükrederim. Nereden nereye geldim. Mesela, 6 sene önce ben Avustralya’da oynuyordum. Anadoluspor’da oynuyordum, Avustralya’da bir takım bu. Şimdi geldim, Avrupa’da maçlara çıkıyorum. Galatasaray’a karşı, Trabzonspor’a karşı oynuyorum. Gerçekten, her maça çıkmadan önce soyunma odasında oturuyorum ve kendime hatırlatıyorum. Buraya gelmek için ne kadar mücadele verdiğimi düşünüyorum. O mücadeleyi hala sürdürmem gerekiyor. Çünkü burada kalmak istiyorsan hep iyi olman lazım. Büyük takımda oynamak istiyorsan böyle oluyor. Oynarken de bunu düşünüyorum. Cihan: Peki seni yeşil sahalarda ne zaman yeniden görebileceğiz? EG: Biliyorsunuz bir ameliyat geçirdim. 3 ay sonra dönmeyi düşünüyorum. Belki 2,5 ay. Burada biraz tedavi gördükten sonra, tedaviye Türkiye’de devam edeceğiz. Çünkü orada takımımla beraber olmak istiyorum. Takım arkadaşlarımı yalnız bırakmak istemiyorum. Yani sağlam, iyi bir dönüş yapabilmek için toplam 5 ya da 5,5 ay gibi bir süre gerekir. Cihan: Futbolu özlüyor musun? EG: Tabi, hem de çok özlüyorum. Takım arkadaşlarımı izliyorum. Onlar oynarken, sen sakat izliyorsun. Ama ne yapacaksın, futbolda bu sakatlıklar her zaman oluyor. En önemlisi buradan kalkıp tekrar o performansı sergilemek ve oynamak. Cihan: Avustralya’da seni örnek alan, Türkiye’de futbol oynamak isteyen gençlerimiz var. Onlara tavsiyeniz nelerdir? EG: Bu amaçla epeyce bir aile geldi yanıma. Çocuklarının geleceğiyle ilgili... Çünkü onların çocukları da futbolcu olmak istiyor. Zaten, kim istemez ki oğlu Türkiye’de büyük bir kulüpte futbol oynamasını? Bunlar pek çok kişinin hayal ettiği şeyler. Zor yani, kolay değil, Türkiye’de başarılı olmak. Ben alt liglerden geldim Beşiktaş’a, zorlukları baştan yaşadım. Bank Asya’ya gittim, doğuya gittim, Elazığ’a gittim, Adana’ya gittim. Bu yerleri görmen lazım Beşiktaş’a gelmen için. Çünkü bunları görmezsen değerini bilemezsin, nereye geldiğini bilemezsin. Onun için, futbolcu olmak hayaliyle Avustralya’dan Türkiye’ye giden çok insanlar var, ama yapamıyor bazı çocuklar, zor diyorlar. Ama zor değil, sabretmen lazım, çalışman lazım. Cihan: Başarında ailenin rolü ne? EG: Aile desteği çok önemli. Aile desteği varsa her zaman başarırsın. Benim annem babam iyi günde kötü günde beni hep desteklediler. Sabret oğlum dediler ve şimdi Beşiktaş’ta oynuyorum. Buradan Türkiye’ye giden oyuncular futbolcu olmak istiyorlarsa çok çalışmaları da gerekiyor. Haftada iki gün idman yapıyorlar. Biz orada her gün idman yapıyoruz. Mesela, iki değil, dört gün tek başlarına idman yapsınlar. Okulda her gün top oynuyordum. Onun için tercihimi futboldan yana kullandım. O yolu tuttum. Tabi herkes için aynı olmuyor.