Cas Hakimi Erkiner, Şike Soruşturması Sürecini Değerlendirdi

Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) hakimi ve Spor Hukuku Uzmanı Kısmet Erkiner, Türk futbolunda son günlerde tartışılan konuları değerlendirerek, UEFA Hukuk Müşaviri Pierre Cornu`nun şike operasyonu hakkında CAS`a vermiş olduğu rapordaki ifadelerini, "Cornu, `Pardon ben yanlışlık yapmışım.

Şuraları düzeltmeliyim` derse kabul edilir. Ancak şuana kadar böyle bir şey yapmış değil" dedi

Erkiner, spor gündemini meşgul eden şike operasyonu, 3 Temmuz`dan buyana geçen süreç ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilen 6222 Sayılı Sporda Şiddeti ve Düzensizliği Önleme Yasası hakkında açıklamalarda bulundu

Şişli`deki Spor Hukuku Enstitüsü Derneği merkezinde İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Erkiner, 6222 Sayılı Yasa`nın çıkmasında TBMM`deki araştırma komisyonunun raporunun etkili olmadığını ifade ederek, "Adalet Bakanlığı`nın bazı öğretim görevlileri ile yaptığı görüşmeler sonucunda 6222 Sayılı Kanun çıkarıldı. Zannedildiği gibi sporun bütün öğeleri ve hukukçuların fikir beyan etti bir ortamda değil. Çok dar bir kadro ile bu yasa çıkartıldı. Bu yasanın çıkarılmasının ardından ortaya çıkan sonuçta birtakım aşırılıklar, bir takım hedefini aşan sonuçları var" diye konuştu. "CUMHURBAŞKANI`NIN BU YASAYI VETO ETMESİ SON DERECE YERİNDEDİR" 6222 sayılı yasada yapılan değişikliklerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmesini son derece doğru bir karar olarak nitelendiren Erkiner, "Sayın Cumhurbaşkanı`nın bu yasayı veto etmesi son derece yerindedir. Şuanda da TBMM bu vetoyu kurumlar arasında bir inatlaşmaya götürmemesi gerekir. Bu kanunun hangi maddesini ele alırsanız o maddede sorunlar çıkacaktır. İlk önce 11. madde uygulamaya konuldu. Cezaların çok uzun olduğu ortaya çıktı. Şuanda bu kanunda tedbir olarak öngörülen veseyircilere yönelik olan 18. maddedeki, stada girme yasağı karakola gidip imza atma mecburiyeti tamamen seyircilere yönelik hükümken şimdi yöneticilere ve sporculara uygulanır oldu. Bu durumda yöneticiler bir nebze kabul edilebilir ancak sporculara bunu uyguladığınız zaman o insanların çalışma özgürlüğünü elinden almış oluyorsunuz. Bir nevi ekmek paralarına tecavüz etmiş oluyorsunuz. Kanunun amacı bu olmamalı. Mesela 22. madde var. Basına yönelik bir madde. Onun da uygulanması durumunda basının çok bağıracağıçok canını yakacak yaptırımlar var. 100 bin liraya kadar tazminatlar söz konusu. Bu maddenin de gözden geçirilmesi lazım. Bunun için bu yasanın tekrar tümüyle ele alınması lazım. Şimdi sadece 11. maddeyi değiştirilmesi durumunda daha sonra başka hükümler uygulandığında da sorunlar ortaya çıkaracak" şeklinde konuştu. "TÜRK CEZA KANUNU`NA GÖRE VEREBİLECEĞİNİZ AZAMİ HAPİS CEZASI 20 YILDIR" Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk tarafından hazırlanan iddianamede Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım için istenilen 132 yıl cezanın uygulanamayacağını ifade eden Erkiner, "6222 Sayılı Kanun`da yapılması öngörülen değişiklikler tek kişiyi kurtarma değil ama iddianamesi hazırlanmış, bazı suçlarla itham edilen kişilerin alacakları ceza konusunda indirim yapılması söz konusu. Burada şuna dikkat etmek gerekir. 132 yıl gibi bir rakam istenmektedir. Bu olmaz. Bugün ceza hukukunda ağırlaştırılmışmüebbet hapsin dışında tüm cezaların bir takım indirimleri vardır. Türk Ceza Kanunu`na göre verebileceğiniz azami hapis cezası 20 yıldır. İster 132, isterse bin 132 yıl olsun. Bunun bir takım iyi halden ve şartlı tahliye kuralları var. Bunları da düştüğünüz zaman toplam ceza 11 yıla düşer. Yani bugün Türkiye`de alacağınız en fazla hapis cezası 20 yıla denk getirilir. Oradan da indirimler olur ve 10-11 yılda çıkarsınız. Dolayısıyla 132-155 yıl gibi ortaya atılan cezalar işi dramatize etmek, insanlarıntepkisini çekmek için kullanılır" dedi

Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar`ın, "Şike soruşturması hakkındaki yaptırımları sezon sonunda vereceğiz" şeklinde beyanları hakkında da konuşan CAS Hakimi Kısmet Erkiner, "Sayın Mehmet Ali Aydınlar`ın `Biz sezon sonundan önce karar vermeyeceğiz` şeklinde bir beyanı oldu. Bu çok yanlış bir beyan. Siz adaletin normal seyrini engelleyemezsiniz. İşler karar verme tarihine kadar gelişmişse bunu bekletemezsiniz. Bu kararı vermeniz lazım" ifadelerini kullandı

Türkiye Futbol Federasyonu`nun iddianameyle ilgisinin olmadığına da vurgu yapan Erkiner, "TFF`nin veya uluslararası mercilerin savcının iddianamesiyle uzaktan yakından alakası yok. İddianame hakim tarafından kabul edilmesiyle gizlilik kararı ortadan kalkar ve herkes buna ulaşabilir. Bugün Futbol Federasyonu`nun elindeki deliller eksiktir. Doğruluğunu bilemem ama savcının elemesinden geçmiş delillerdir. Neleri verdi, neleri vermedi. Sonuçta bu delilleri verdiktk`fd Abdullah Gül tarafından veto edilmesinison derece doğru bireı Abdullah Gül tarafından veto edilmesini son derece doğru bir``fd Abdullah Gül tarafından veto edilmesini son derece doğru bir `fd Abdullah Gül tarafından veto edilmesini son derece doğru bir.`fd Abdullah Gül tarafından veto edilmesini son derece doğru birn sonra da birtakım ifadeler, tutuklamalar, gözaltılar oldu. Orada neler olduysa gizlilik kararının kalkmasından sonra ortaya çıkacak. Sonra TFF kendi soruşturmasını yapar" yorumunda bulundu. "CORNU TÜRKİYE`YE GELDİĞİNDE HİÇBİR RESMİ EVRAK GÖRMEDİ" Erkiner, UEFA Hukuk Müşaviri Pierre Cornu Türkiye`ye geldiğinde hiçbir resmi evrak görmediğini ifade ederek, "Cornu`nun raporuna koydukları kendi kanaati değil. Cornu sadece gözlemlerini yazdı. Kendisi raporunda belirtiyor zaten. `Savcı bana ne sözel ne de yazılı hiç bir belge verdi` yazmış. Kendisine Lutfi Arıboğan ve İlhan Helvacı`nın bazı şeyler söylediği beyanında bulunuyor. Burada üzerinde durulmamış olan bir konu var. Bu adam İsviçreli ve Fransızca konuşuyor. 3 kişi ile konuşuyor. Birisi TFF BaşkanıMehmet Ali Aydınlar, hiç dil bilmiyor. dolayısıyla kendisine Cornu`nun lafları tercüme ediliyor. Birisi Lutfi Arıboğan, sadece İngilizce biliyor. Diğeri de İlhan Helvacı, Fransızca ve İngilizce biliyor. Burada görüşmenin hangi dilde yapıldığı çok önemli. İngilizce ise Cornu`nun ne kadar İngilizce bildiği de önemli. Görüşme Cornu`nun ifadeleri sırasında Mehmet Ali Aydınlar`a ne derce doğru tercüme yapıldı. İlla kasıt aramak gerekmiyor. Konuşmalar yanlış anlaşılmıştır veya eksik anlatılmıştır. Bu gayet doğal.Kimse görüşmenin hangi dilde yapıldığını sormadı" diye konuştu

Cornu`nun UEFA adına CAS`a verdiği rapordaki ifadeleri hakkında da konuşan Erkiner, CAS`da Fenerbahçe`nin açmış olduğu davanın içinde yer almadığının altını çizerek, "Cornu CAS`a vermiş olduğu rapordakileri `Pardon ben yanlışlık yapmışım. Şuraları düzeltmeliyim` derse kabul edilir. Ancak şuana kadar böyle bir şey yapmış değil" şeklinde konuştu

"FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI BİRTAKIM HUKUKİ TERİMLERİ BİLMEDEN KULLANIYOR" Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar`ın birtakım hukuki terimleri bilmeden kullandığını söyleyen Erkiner, şöyle konuştu: "Futbol Federasyonu Başkanı birtakım hukuki terimleri bilmeden kullanıyor. Ben bu konuda da kendisini uyardım. Ve TFF`nin açıklamalarını bir hukukçunun yapması gerektiğini söyledim. Muhakkak ve muhakkak spor yönetiminde bulunan insanların bir spor hukuku eğitiminden geçmiş olması lazım. Bunu Meclis Araştırma Komisyonu`nda da söyledim. Siz bugün sporda masöründen malzemecisine kadar herkesin bir kurs ve diploma alması lazım. Kafadan teknik direktör olamazsınız. Evvela antrenör sonra teknik direktöroluyorsunuz. Değişik seminerlere katılması lazım. sadece hiçbir eğitim aranmayan yer spor yönetimi. Onun da atanmışlar kısmı değil. Seçilenler kısmı. Kulüp yönetim kurulu ve başkan. Maalesef paranız varsa makbul adamsınız. Kardeşim senin paran var gel başımıza dediğin zaman geçmişte olduğu gibi yönettikleri kulüplere çok büyük sorunlar açarlar. Bir Malatyaspor`u, Siirtspor`u veya Samsunspor`u hatırlayalım. Dolayısıyla Türkiye`de `Bana bir şey olmaz. Bize kimse dokunamaz benim arkamda bir şehir var veya 15milyon taraftar var` demekle olmuyor. Hukuk dokunur. Yeter ki huk`fd Abdullah Gül tarafından veto edilmesini son derece doğru birkukun dokunma iradesi olsun. Daha önce 5149 Sayılı Kanun pekala sonuç verirdi. Ancak uygulama iradesi olmadığı için rafta kalabilirdi. 6222 Sayılı Kanun da rafta kalsaydı sonuç vermeyebilirdi. Oradaki yanlışlar fark edilmeyebilirdi. Ama birileri kanunu uygulamaya kalkınca daha mürekkebi kurumadan ne kadar sakıncalı ve yanlışlıklarla dolu olduğu ortaya çıktı."

Kaynak: İHA