Şike yasası çeteyi kurtarmaz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veto ettiği şike ve teşvik yasasındaki yeni düzenleme, Meclis Genel Kurulu'nda aynen onaylanarak Köşk'e geri gönderildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veto ettiği şike ve teşvik yasasındaki yeni düzenleme, Meclis Genel Kurulu'nda aynen onaylanarak Köşk'e geri gönderildi. İddianamenin mahkemece kabulüne denk gelen gelişme, kafaları karıştırdı. Hukukçular, 'suç örgütü' lideri ve üyesi olmakla suçlananların ceza alt sınırını 1 yıla indiren kanundan yararlanamayacağını, TCK'nın ilgili hükümlerince yargılanacağını söylüyor.Futbolda şike iddianamesinin İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmesinden sonra TBMM daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veto ettiği şike yasasındaki değişikliği aynen onaylayarak Köşk'e gönderdi. Şimdi kamuoyu, iddianamenin kabulü ve TBMM'nin cezaları indiren düzenlemeyi aynen onaylamasıyla davanın nasıl bir seyir izleyeceğini tartışıyor. Davanın mahkemesi ile sanıkların tutukluluk durumunu etkileyip etkilemeyeceği merak ediliyor. Şike suçunun ceza alt sınırının 1 yıla indirilmesi halinde 'silahlı suç örgütü kurmak'la suçlanan Olgun Peker ile 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve üyesi olmak'la itham edilen Aziz Yıldırım'ın tutukluluk halinin devam edeceği kaydediliyor. İsmi Peker'le anılan 13 kişi ve Yıldırım'ın ekibinde yer aldığı öne sürülen 19 şahsın, Metris Cezaevi'nden çıkmasının zor olduğunun altı çiziliyor. Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya da bu hususta net konuştu: "İddianameye bakarsanız şikenin dışında örgüt suçları var. Bizim yasamız örgüt suçlarını kapsamıyor."
Savcı Mehmet Berk'in, Olgun Peker'e 'silahlı suç örgütü kurmak', başta Aziz Yıldırım olmak üzere bazı zanlılara 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve üyesi olmak' iddialarını yöneltmesi sebebiyle cezalar azaltılsa dahi şüphelilerin özel yetkili mahkemede yargılanacağı belirtiliyor. Cezaların indirilmesinin sadece şike suçu yöneltilen Beşiktaş yöneticisi Serdal Adalı, Teknik Direktör Tayfur Havutçu ile Ümit Karan'ın aralarında bulunduğu bazı isimlerin tutukluğunun kalkmasını sağlayacağı ifade ediliyor. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Mahmut Koca, Meclis'teki yasanın değişmesine karşın davaya bakacak mahkemenin değişmeyeceğini söylüyor. Koca, "İddianamede sanıklara cebir ve şiddet yoluyla haksız çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak ve örgüt üyesi olmak suçlaması yöneltilmiş. Dolayısıyla Meclis'ten yasanın geçmesi mahkemesini değiştirmez. Sadece suçun cezasının azaltılmasını sağlar." değerlendirmesini yapıyor. Prof. Dr. Mahmut Koca, özel yetkili mahkemelerin bakacağı davaların Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. maddesinde sayıldığını, buna göre TCK'nın 220. maddesindeki haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla silahlı suç örgütü kurup yönetme suçunun özel yetkili mahkemenin görev alanına girdiğini kaydetti.

Aynı sanık,farklı mahkemede yargılanmaz

Şike kanununda yetkili mahkemeye yönelik hükümlerin de bulunduğunu belirten Koca, "Mevcut dava bakımından bu hüküm uygulanabilir mi?" sorusuna şu cevabı veriyor: "Sanıklar sadece şikeden değil, başka suçtan da suçlanıyor. Çıkar amaçlı suç örgütü kurma gibi özel bir madde kapsamında açıldığından şikenin hangi mahkemeye verildiğinin önemi yok. Birden çok suç varsa bunlardan en fazla cezaya bakmakla yetkili mahkemede görülür. Dava örgüt kapsamında işlenen suçlar yönünden açıldığından özel yetkili mahkemede devam eder. Çünkü bu suçların (şike, teşvik primi) örgüt kapsamında işlendiği, bu suçları işlemek için örgüt kurulduğu iddia ediliyor. Bir sanığın şike suçunu asliye cezaya, diğer suçlarını başka mahkemeye gönderirseniz yargılama dağılır. Ancak sırf şike suçunu işlemiş olanlar bakımından etki edebilir." Koca, Meclis'teki yasa değişikliğiyle şike cezasının alt sınırının 1 yıla indirilmesinin sadece şike suçunu işleyen sanıkların tutukluluğu yönünden etki edebileceğine dikkat çekiyor. Koca, örgüt kurmak, yönetmek ve üyesi olmak suçlaması yöneltilmeyen bu sanıkların serbest kalabileceğini vurguluyor. Koca şunları söylüyor: "Tutuklama kararı, delillerin karartılması ve kaçma şüphesine göre verilir. Sanık sırf şikeden suçlanıyor, cezanın da alt sınırı 1 yıldan 3 yıla düşürülürse, sanıklar tutuklu kalamaz. Ancak sanığın başka suç işleyip işlemediğini ve kişilerin tutukluluğunun başka sebepler nedeniyle tutukluluğun gerekip gerekmediğini mahkeme değerlendirecek. Dosyayı en iyi bilen hâkim ve savcılardır. Kaçma ve delilleri karartma şüphesi yoksa tutuksuz yargılanmalıdırlar."
Özel yetkili mahkeme görevine devam eder
"Meclis tarafından 7 ay önce kabul edilen şike yasasının 'ceza oranları' fazla denilerek değiştirilmesi akıllarda kuşku uyandırmakta. Bana göre mevcut yasadaki ceza oranları fazla; ancak bu yasanın değiştirilmesinin gündeme geldiği dönem çok manidar. Şike iddianamesinin kabul edildiği bugünlerde, söz konusu yasa Meclis'ten geçmiş olsa da özel yetkili mahkemeler şike davasına bakmaya devam eder. Çünkü ortada bir silahlı örgüt kurma suçu var. Bu sebeple yasa kabul edildikten sonra sanıkların cezalarında indirim yapılsa da aynı mahkemede yargılanmaya devam ederler." Eski Savcı Sacit Kayasu
Yargılama aşamasında isnat edilen suçun niteliği önemli
"Olgun Peker, Aziz Yıldırım gibi kişilerin de bulunduğu sanıklarla ilgili isnat edilen suç, 'silahlı suç örgütü kurmak ya da üyelik' olduğundan yargılama ağır cezada devam edecektir. Aynı şekilde, Yıldırım'a isnat edilen dolandırıcılık suçu 'Nitelikli dolandırıcılık suçu' kapsamında olduğundan her halükârda yargılama ağır ceza mahkemesinde yapılacaktır. Dolayısıyla, iddianame kabul edildikten sonra yargılamanın ağır ceza mahkemesinde değil, asliye ceza mahkemesinde yapılacağı görüşü doğru değil. CMK 6. maddesinde, 'Duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez.' hükmü var." Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Fikret Duran
Yeni düzenleme örgüt suçu tanımını ortadan kaldırmaz
"Yargılanacak sanıklar silahlı bir örgüt kurarak cebir, şiddet ve dolandırıcılıkla suçlandıkları için yargılamayı özel yetkili mahkemeler yapmaya devam eder. Yeni düzenleme yasalaşırsa, sanıkların cezalarında ciddi indirim olacak. Ayrıca söz konusu yasanın şike iddianamesinin kabul edildiği tarihte Meclis'in gündemine gelmesinin tesadüfî olmadığı kanısındayım. Çünkü söz konusu yasa mart ayında kabul edilmiş ve bugüne kadar da bu yasa kapsamında bir yargılama yapılmamış. Şimdi yargılamanın yapılacağı günün arifesinde bu düzenlemenin kamu vicdanını yaralayacağını düşünüyorum."