Tff Başkan Vekili Arıboğan, İzvak Ödül Törenine Katıldı
İzmir Gücü Spor Vakfı (İZVAK) tarafından her yıl düzenlenen "İzmir Futbolunda Yılın Başarılıları" ödülleri, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkan Vekili Lütfi Arıboğan`ın katıldığı toplantıda verildi.
2010-2011 sezonunda İzmir’de yılın en başarılı takımı seçilen Göztepe`nin ödülünü, Göztepe Futbol Direktörü Ali Gültiken aldı. Yılın en başarılı teknik adamı Göztepe`nin hocası Özcan Kızıltan, yılın en başarılı futbolcusu da eski Göztepeli oyunculardan Adana Demirsporlu Tayfun Özkan oldu.
Ödül töreninde konuşan Başkan Vekili Arıboğan, TFF`nin şike soruşturması sürecini çok iyi yönettiğini belirterek, "Bugün Türkiye liglerinin oynanıyor olması önemli bir başarıdır. Gerçekten sistemi kilitleyecek, belki de birçok şeye ara verecek bir soruşturmayla yüzleştik.`` dedi. Futboldaki olumsuzlukların geçmişten bu yana bilindiğini ancak telaffuz edilemediğini kaydeden Arıboğan, "Ya ispat edilmiyordu ya da kanunen karşılığı yoktu. Şike de bunlardan biriydi. Spor ve futbol büyüdükçe, özellikle mali kaynaklar büyüdükçe yeni suçlar da ortaya çıkıyor. Bugün dünya futbolunun da Türk futbolunun da sorunlarından bir tanesi bahistir. Şikenin yanında bahis manipülasyonu diye bir problem, bir suç oluşmuş durumda. 2011 Nisan ayına kadar herkesin futbolun içinde olduğunu bildiği şike kanunen suç sayılmıyordu. Sporda Şiddet Yasası`nın yeni haliyle bu eksiklik tamamlanmış oldu. Bu çok kapsamlı, Türk sporundaki, futbolundaki birçok sorunun çözümü için özenle çalışılmış bir yasadır. Bu problemle yüzleşince bu kadar geniş kapsamlı bir soruşturma gündeme geldi ve zamanlama olarak liglerin başındaydı. Açıkçası bize birçok eleştiri olabilir, saygıyla karşılıyoruz. Bu süreci Başkanımız Mehmet Ali Aydınlar ve yönetim kurulu üyelerimizle birlikte her detayını bizzat paylaşmış olarak söyleyebilirim ki çok iyi yönetildi." diye konuştu. Arıboğan, savcının iddianamesini bitirmesi, mahkemenin davayı kabul etmesi üzerine belgelerin ve delillerin üzerindeki gizliliğin kalkıp sportif yargılama sürecinin de beklenmesi durumunda olduklarını vurguladı.
Lütfi Arıboğan, şikeden zarar gören takımlarla ilgili yeni bir şey yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya ise şöyle cevap verdi: ``Sürecin sonunda mağduriyetler olmaması ya da minimum olması yönünde birtakım hukuki tedbirlerimiz olmaya çalışacaktır ama söz veremem. Şu anki sistem içinde önceliğin hukuki konular olması çok önemli. Hukukun dışına çıkamayız, o nedenle de sistemin tamamını değiştirmek, sonunda ne olduğunu bilmediğiniz, kimlerin suçlu, kimlerin suçsuz olduğunu bilmediğiniz bir konuda temel prensipleriyle oynamak, takım sayısını değiştirmek, düşmeyi kaldırmak gibi radikal şeyleri yapmamanın daha doğru olduğunu düşündük. Gizliliğin kalkıp sportif yargılamanın bitmesine kadar herhangi bir şeyi değiştirmeden sistemin devam etmesini tercih ettik.``
Türkiye`de lisanslı sporcu sayısında ciddi eksiklik olduğunu, şu anda futbolda lisanslı 500 bin kişi bulunduğunu, 70 milyonun üzerinde nüfusu olan ve bu nüfusun yarısından fazlası genç olan bir ülke için bu rakamların yetersiz kaldığını da söyleyen TFF Başkan Vekili Arıboğan, lisanslı futbolcu sayısını 1 milyona çıkarmaya çalıştıklarını belirtti.
Ödül töreninde konuşan Başkan Vekili Arıboğan, TFF`nin şike soruşturması sürecini çok iyi yönettiğini belirterek, "Bugün Türkiye liglerinin oynanıyor olması önemli bir başarıdır. Gerçekten sistemi kilitleyecek, belki de birçok şeye ara verecek bir soruşturmayla yüzleştik.`` dedi. Futboldaki olumsuzlukların geçmişten bu yana bilindiğini ancak telaffuz edilemediğini kaydeden Arıboğan, "Ya ispat edilmiyordu ya da kanunen karşılığı yoktu. Şike de bunlardan biriydi. Spor ve futbol büyüdükçe, özellikle mali kaynaklar büyüdükçe yeni suçlar da ortaya çıkıyor. Bugün dünya futbolunun da Türk futbolunun da sorunlarından bir tanesi bahistir. Şikenin yanında bahis manipülasyonu diye bir problem, bir suç oluşmuş durumda. 2011 Nisan ayına kadar herkesin futbolun içinde olduğunu bildiği şike kanunen suç sayılmıyordu. Sporda Şiddet Yasası`nın yeni haliyle bu eksiklik tamamlanmış oldu. Bu çok kapsamlı, Türk sporundaki, futbolundaki birçok sorunun çözümü için özenle çalışılmış bir yasadır. Bu problemle yüzleşince bu kadar geniş kapsamlı bir soruşturma gündeme geldi ve zamanlama olarak liglerin başındaydı. Açıkçası bize birçok eleştiri olabilir, saygıyla karşılıyoruz. Bu süreci Başkanımız Mehmet Ali Aydınlar ve yönetim kurulu üyelerimizle birlikte her detayını bizzat paylaşmış olarak söyleyebilirim ki çok iyi yönetildi." diye konuştu. Arıboğan, savcının iddianamesini bitirmesi, mahkemenin davayı kabul etmesi üzerine belgelerin ve delillerin üzerindeki gizliliğin kalkıp sportif yargılama sürecinin de beklenmesi durumunda olduklarını vurguladı.
Lütfi Arıboğan, şikeden zarar gören takımlarla ilgili yeni bir şey yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya ise şöyle cevap verdi: ``Sürecin sonunda mağduriyetler olmaması ya da minimum olması yönünde birtakım hukuki tedbirlerimiz olmaya çalışacaktır ama söz veremem. Şu anki sistem içinde önceliğin hukuki konular olması çok önemli. Hukukun dışına çıkamayız, o nedenle de sistemin tamamını değiştirmek, sonunda ne olduğunu bilmediğiniz, kimlerin suçlu, kimlerin suçsuz olduğunu bilmediğiniz bir konuda temel prensipleriyle oynamak, takım sayısını değiştirmek, düşmeyi kaldırmak gibi radikal şeyleri yapmamanın daha doğru olduğunu düşündük. Gizliliğin kalkıp sportif yargılamanın bitmesine kadar herhangi bir şeyi değiştirmeden sistemin devam etmesini tercih ettik.``
Türkiye`de lisanslı sporcu sayısında ciddi eksiklik olduğunu, şu anda futbolda lisanslı 500 bin kişi bulunduğunu, 70 milyonun üzerinde nüfusu olan ve bu nüfusun yarısından fazlası genç olan bir ülke için bu rakamların yetersiz kaldığını da söyleyen TFF Başkan Vekili Arıboğan, lisanslı futbolcu sayısını 1 milyona çıkarmaya çalıştıklarını belirtti.