Futbolda Yeni Trend : Top Hakimiyetini Rakibe Bırakma!
2010 FIFA Dünya Kupası'nda takımlar oyun stratejilerinde en büyük çabayı topa sahip olmak için gösterdiler.
Castrol Performans Analistleri, son 12 Dünya Kupası'ndan alınan verileri karşılaştırdı. Bu çalışamaya göre, FIFA 2010'daki maçların üçte ikisinden fazlasında, taraflardan biri yüzde 55'lik bir topla oynama oranı elde etti. Tüm Dünya Kupalarına kıyasla son Dünya Kupasındaki karşılaşmalarda, takımlar topla oynama oranında üstünlük sağlamaya odaklandı.
1966 yılından beri bir tarafın %55'lik topla oynama oranı ettiği maçların yüzdesi:
(Sezon,Bir takımın %55'ten fazla topla oynama oranı elde ettiği maçların yüzdesi, Bu takımların kazandığı maçların yüzdesi)
2010%67,2%53,5
1998%64,1%39,0
2002%60,9%43,6
1974%57,9%50,0
2006%56,3%47,2
1990%55,8%44,8
1994%55,8%37,9
1982%48,1%36,0
1986%44,2%43,5
1966%40,6%23,1
1970%40,6%76,9
1978%34,2%53,8
İSPANYA BU TAKTİĞİ UYGULADI
Üstelik bu durum, futbolda kalıcı bir trend olacak gibi görünüyor. Topa hâkim olma taktiğinin en büyük temsilcilerinden biri olan İspanya, maçlarında ortalama yüzde 66'lık topla oynama oranı elde ederek bu alanda turnuvanın galibi oldu.
Ancak en az yüzde 55'lik topla oynama oranı elde eden takımların yüzde 53,5'i bu karşılaşmaları kazanabildi. Castrol Analistleri bunun 1978 yılından beri elde edilen en yüksek oran olduğunu söylüyor.
Top hakimiyetine odaklanma, takımların agresif hücum oyunundan ziyade topu elde etmeye önem vermeleri anlamına geliyor. Bu tercih, Güney Afrika'daki maçlarda top sürme sayısına da yansıdı:
1966 yılından beri Dünya Kupası'nda maç başına en düşük top sürme girişimi sayısı:
(Sezon, Maç başına top sürme sayısı)
198244,8
199841,4
198640,9
200236,4
199034,7
200632,7
201030,6
Topun kontrolünü elinde bulundurmak birçok takım için oyunun kilit noktası olduğundan futbolcular, savunma oyuncuları ile mücadele etmektense topu dolaştırmayı tercih ettiler.
Oyun stilleri birçok kişi tarafından beğenilse de, İspanya'nın oyuncuları kendi şanslarını yaratmak yerine, rakiplerinin gol şansını engelleyerek oynamayı tercih ettiler. Böylece İspanya, Dünya Kupası tarihinin en az gollü şampiyonu olarak tarihe geçti.
1966 yılından beri bir tarafın %55'lik topla oynama oranı ettiği maçların yüzdesi:
(Sezon,Bir takımın %55'ten fazla topla oynama oranı elde ettiği maçların yüzdesi, Bu takımların kazandığı maçların yüzdesi)
2010%67,2%53,5
1998%64,1%39,0
2002%60,9%43,6
1974%57,9%50,0
2006%56,3%47,2
1990%55,8%44,8
1994%55,8%37,9
1982%48,1%36,0
1986%44,2%43,5
1966%40,6%23,1
1970%40,6%76,9
1978%34,2%53,8
İSPANYA BU TAKTİĞİ UYGULADI
Üstelik bu durum, futbolda kalıcı bir trend olacak gibi görünüyor. Topa hâkim olma taktiğinin en büyük temsilcilerinden biri olan İspanya, maçlarında ortalama yüzde 66'lık topla oynama oranı elde ederek bu alanda turnuvanın galibi oldu.
Ancak en az yüzde 55'lik topla oynama oranı elde eden takımların yüzde 53,5'i bu karşılaşmaları kazanabildi. Castrol Analistleri bunun 1978 yılından beri elde edilen en yüksek oran olduğunu söylüyor.
Top hakimiyetine odaklanma, takımların agresif hücum oyunundan ziyade topu elde etmeye önem vermeleri anlamına geliyor. Bu tercih, Güney Afrika'daki maçlarda top sürme sayısına da yansıdı:
1966 yılından beri Dünya Kupası'nda maç başına en düşük top sürme girişimi sayısı:
(Sezon, Maç başına top sürme sayısı)
198244,8
199841,4
198640,9
200236,4
199034,7
200632,7
201030,6
Topun kontrolünü elinde bulundurmak birçok takım için oyunun kilit noktası olduğundan futbolcular, savunma oyuncuları ile mücadele etmektense topu dolaştırmayı tercih ettiler.
Oyun stilleri birçok kişi tarafından beğenilse de, İspanya'nın oyuncuları kendi şanslarını yaratmak yerine, rakiplerinin gol şansını engelleyerek oynamayı tercih ettiler. Böylece İspanya, Dünya Kupası tarihinin en az gollü şampiyonu olarak tarihe geçti.