Zemin, Futbol, Hakem kötüyse

Enis Berki göre; Eskişehir'de yara alan aslan. Hakemi yada zemini bahane etsede futbolundaki gerilemenin sebeplerinide anlamak mümkün değil.

Galatasaray için geçen hafta görünen toz pembe havalar bu hafta yerini kara bulutlara bıraktı.

Galatasaray, Kasımpaşa galibiyetiyle liderliğini perçinlemişti. Rüzgar sarı-kırmzılıların arkasından esmeye başlamıştı. Dos Santos, Jo ve Keita futbollarıyla zirveye çıkmıştı. Ancak, Eskişehirspor maçı çok farklıydı. Çünkü Galatasaray 2 sezondur Eskişehirspor'la oynadığı 3 maçta da galibiyet yüzü görememişti. Ayrıca, Kırmızı-siyahlılar sarı-kırmızılılara en ters gelen futbolu oynuyorlardı. Alanı daraltıp, önemli adamlarla birebir oynuyorlardı.

Maçta bu şartlar altında başladı. Rijkaard, Dos Santos'u yedek bırakıp yerine sakatlığı geçen Elano'yu sahaya sürmüştü. Kasımpaşa maçının yıldızı olan Dos Santos'u ilk 11'de görememek sarı-kırmızılı taraftarları şaşırtmıştı. Hollandalı teknik adam belki de Eskişehirspor'dan çekinmişti. İlk yarıda oyunu tutup, 2. yarıda Dos Santos'u oyuna alarak rakibini vurmak istiyordu. Düşünceleri yanlış da değildi bence.. Çünkü ilk yarıda kapanan Eskişehirspor karşısında Dos Santos'un boş alan bulması imkansızdı.

İşler de sarı-kırmızılı takımın istediği gibi gidiyordu. Galatasaray, ilk yarıdaki en tehlikeli 2 pozisyonu bulan takımdı. 31. dakikada Elano'nun mükemmel pasında Jo kaleciyle karşı karşıya kaldı ancak çok kötü bir vuruşla topu üstten auta yolladı, 39. dakikada Keita güzel bir vuruşla kaleyi yokladı ancak bu kez İvesa gole izin vermedi. 43. dakikada ise herşey değişti. Önce Mehmet Topal'ın sonra Servet ve Caner'in ortak hatalarıyla Koray araya girdi (topu elle aldı ama) güzel bir vuruşla Leo Franco'yu avladı. İlk yarı bu skorla kapandı ve ikinci yarı da kabus gibi başladı. Koray'ın 47. dakikada attığı güzel gol bütün moralleri bozdu sarı kırmızılılar için.. Bu dakikadan sonra sarı-kırmızılılar tartışmalı bir penaltıyla 1 gol bulsa da sahadan 2-1 mağlup ayrıldı.

Galatasaray'ın bu maç için birçok bahanesi olabilir. Zemin, hakem, stres, yorgunluk.. Hepsi doğru olabilir, ancak yine de kimse bana bu kadar kolay gol yemeyi söyeleyemez. Süper Lig'de şampiyonluğa oynayan bir takımın bu kadar kolay bir şekilde 2 golle yenik duruma düşmesi bahane edilemez. Koray'ın gollerdeki vuruşlarının hakkını veriyorum ve asla küçümsemiyorum. Ancak, rakip oyuncuyu o pozisyona kadar getirmek ve belki de hiç bir tehlikeli gol pozisyonu vermeden maçtan yenik ayrılmak çok normal birşey değil. Bu konuda artık Galatasaray defansının kendine çeki düzen vermesi gerektiğini düşünüyorum. Sarı-kırmızılıların mücadele eden takımlar karşısında bu kadar kolay geri çekilmesini de pek anlamış değilim.

Bahsetmek istediğim bir diğer konu ise 2-1'den sonra Rijkaard'ın oynatmak istediği ile futbolcuların oynadığı futbol farkı. Rijkaard, 71. dakikadan itibaren futbolcularına sadece yerden oynamalarını, doldur boşalt yapmamalarını söyledi. 20 dakika boyunca hiç oturmadı Hollandalı teknik adam, her atılan uzun topta kızdı, kızdı, kızdı. Ancak, Sabri olsun, Caner olsun bütün topları şişirdi. İlerde Emre Çolak, Arda, Dos Santos gibi kısa boylu oyuncularda bunları toparlayamadı tabii.. Jo'nun da Nadarevic ve Vucko arasında sıkışmasıyla sarı-kırmızılılar beklenen fırsatları bulamadı.

Rijkaard'ın istediği Real Madrid'in Cumartesi günü son yarım saatte yaptığıydı esasında. Eflatun-beyazlılar 60'ı dakikasına 2-0 yenik girdiği maçta son yarım saat boyunca topu hiç şişirmedi ve 90 dakika sonrasında galibiyeti alan takım oldu. Galatasaray'ın da bunu yapması gerekiyordu ancak yapamadı. Topu şişirdi, şişirdi ve istediğini alamadı. Sarı-kırmızılılar zaten maçı hak edecek mücadeleyi de göstermedi.

Eskişehirspor'u kutluyorum, çok önemli bir galibiyeti hak ederek kazandılar. Ancak, ne yazık ki oynadıkları futbol benim sevdiğim futbol türü değil. Herkes benim sevdiğim futbolu oynamak zorunda da değil bu yüzden Rıza Çalımbay ve öğrencilerini tekrardan tebrik ediyorum.

Hakemden bahsetmek istiyorum. Açıkçası hakem konuşmayı pek seven birisi değilim. Ancak artık hakemlerin kendilerine çeki-düzen vermeleri gerekiyor. Bir maçın iki takım adına da bu kadar kötü bir maç yönetemezdi. Bülent Yıldırım, hem skora etki etti hem de oyunu kötüleştirdi. Zeminle birlikte maçı bu kadar sıkıcı olmasını sağlayan en büyük etkendi.

Galatasaray'ın gelecek sezon için en başta oyunun iki yönünü de oynayan, topu oyuna iyi sokan ve defans yapmayı da iyi bilen bir ön libero transfer etmesi gerektiğini düşünüyorum. Sarı-kırmızılılar, özellikle deplasmanlardaki maçlarda topu ileri uçtaki yıldızlarına aktarmakta çok zorlanıyor. Ne Ayhan, ne Mehmet Topal ne de Mustafa Sarp bunu yapamıyor. Elano'da bunu yapmak isterken gerçek görevlerini yapamıyor. Bu yüzden sarı-kırmızılıların en önemli ihtiyacının ön libero olduğunu düşünüyorum.

Son olarakta bence Arda'nın gördüğü sarı kartı sarı-kırmızılılara yararlı oldu. Çünkü yıldız oyuncunun yorgunluğu çok açıkça gözüküyor. Sakat sakat oynadığı maçların da kattığı ekstra yorgunlukla Arda sahada istediklerini yapamıyor. Bu 1 haftalık dinlenme yıldız oyuncuya iyi gelecektir.