Özgener eleştirilere yanıt verdi
Son günlerde yaşanan ve gündem oluşturan konularla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen TFF Başkanı Mahmut Özgener eleştirilere yanıt verdi.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, son günlerde yaşanan ve futbol kamuoyunda gündem oluşturan konularla ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi. Özgener basın toplantısında Galatasaray-Ankaragücü maçıyla ilgili olarak alınan kararı eleştiren Fenerbahçe'ye cevap verdi.
TFF Başkanı Mahmut Özgener'in yaptığı açıklamalar şöyle:
"Maalesef hakemlerimiz yine istediği saha sonuçlarını elde edemeyen kulüplerimiz için can simidi görevi görmeye başlamış durumda" Bir diğer önemli konu ise, her zaman olduğu gibi son haftalar yaklaştıkça Türk futbolunun gündemine giren Türk futbol hakemliği konusu. Maalesef hakemlerimiz yine istediği saha sonuçlarını elde edemeyen kulüplerimiz için can simidi görevi görmeye başlamış durumda.
Hakemlerimizin saha sonuçları istediği gibi gelişmeyen herkesin ağzında bir kurtuluş unsuru ve başarısızlığın kaçış gerekçesi olmaya başladığını gözlemliyoruz. Bazı yöneticilerimiz ise işi tüm sorumluluklarını, temsil ettiği kulüplerimizin tüm değerlerini bir kenara bırakarak hakemlerimizi yakışıksız söylemlerle tehdit etmeye kadar götürüyor.
İnternet sitelerinin ve basın açıklamalarının araç olarak kullanıldığını, hakemlerimizin, kurullarımızda görev yapan üyelerimizin isimleri verilerek açık bir şekilde hedef gösterildiğine tanık oluyoruz. Ligin sonu yaklaştıkça gerilimi arttırarak bundan kulübü adına menfaat sağlayacağını düşünen isimlerin, üstlendikleri görevler itibariyle en sakin olması gereken kişiler olduğunu düşündüğümüzde, yaşananları büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile izliyoruz.
Bahsi geçen ortam içerisinde yapılan çeşitli açıklamalarda, gerçeklerin çarpıtılması ve yanlış bilgilere dayanarak ortaya atılan tezlere dayanarak adaletsizlikle suçlanmamız karşısında sessiz kalmayacağımızı belirtmek isterim.
Örneğin, bir spor kulübümüz, Galatasaray-Ankaragücü karşılaşmasında yaşanan bir olaydan yola çıkarak geçmişten bugüne kadar yaşanan birçok olayı sıralamış ve Türkiye Futbol Federasyonu'nu adaletsiz bir karar vermekle suçlamış. Ancak bu olaylar sıralanırken verilen yanlış bilgiler nedeniyle ortaya konulan tez anlamını daha en baştan yitirmiştir.
Fenerbahçe Everton maçında yaşananlar
Fenerbahçe Spor Kulübü, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada; 2005 yılında Fenerbahçe ile Everton arasında oynanan özel müsabakada bir taraftarın silahla yaralanması olayında kendilerine 1 maç seyircisiz oynama cezası verilirken; Galatasaray ile MKE Ankaragücü arasında oynanan müsabakada bir seyircinin tribünden atılması olayını münferit görerek sadece para cezası verilmesinin, Fenerbahçe Spor Kulübüne karşı takınılan düşmanca tutumun ifadesi olduğu iddia etmiştir.
Bu açıklamalar, objektif gerçekleri ve hukuki doğruları yansıtmamaktadır.
Fenerbahçe ile Everton arasında oynanan özel müsabaka ile ilgili disiplin dosyasında; İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından tutulmuş 13 ayrı tutanak, müsabakanın polis olan resmi güvenlik amiri tarafından yazılmış rapor ve müsabaka güvenlik formlarında; müsabakadan 2 gün önce yapılan güvenlik toplantısında alınan karar doğrultusunda Fenerbahçe Spor Kulübü'ne stadyum dışına güvenlik bariyeri oluşturması gerektiği Valilik yazısıyla bildirilmesine rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmediği, stadyum kapılarının Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ile stat müdürünün talebi ve talimatıyla emniyet güçlerinin itiraz ve karşı koymasına rağmen biletsiz seyirci ve malzeme girişine imkân verecek şekilde açıldığı, müsabaka boyunca açık bırakıldığı, bu nedenle içeriye giren taraftarların Emniyet Güçlerince üst aramalarının yapılamadığı açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir.
Hatta raporlarda Emniyet Müdürlüğü tarafından kulüp yönetiminin sorumluluk konusunda uyarıldığı açıkça bellidir.
Bu şekilde gerçekleşen üst aramasız seyirci alımı nedeniyle de stat içinde bir seyircinin ateşli silahla yaralanması olayı gerçekleşmiştir.
Bu belgeler ışığında PFDK tarafından, Fenerbahçe Spor Kulübü'ne; ev sahibi konumda olduğu müsabakada gerekli güvenlik önlemlerini almaması dolayısıyla meydana gelen ağır güvenlik zafiyetinden dolayı 1 maç seyircisiz oynama cezası verilmiştir. Somut olayda verilen cezaya temel teşkil eden disiplin ihlali, stadyumda yaralanan taraftarla ilgili değildir.
Ayrıca 21.11.2004 tarihinde oynanan Beşiktaş A.Ş. - Çaykur Rizespor müsabakasında bir taraftarın bıçakla öldürülmesi olayı da Galatasaray A.Ş. - MKE Ankaragücü müsabakasında yaşanan olaylarla bağdaştırılmaya çalışılmıştır.
Ancak her iki olayın oluş şekli ve ortaya çıkardıkları neticeler dikkatli bir biçimde incelendiğinde, bu benzerlik kurma çabasının ne kadar yanlış olduğu anlaşılacaktır. Müsabakanın temsilci raporunda, Kapalı Tribün'de Beşiktaş taraftarları arasında çıkan bir olayda bir kişinin bıçaklanarak hayatını kaybettiği belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki rapor ve belgelere göre PFDK gerçekleştirmiş olduğu disiplin yargılaması neticesinde, Beşiktaş A.Ş. Kulübü'nün 3 maç seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. PFDK kararında, olayın meydana gelmesinde tribünlerde güvenliğin ve düzenin ev sahibi kulüp tarafından gerektiği gibi sağlanamamasının önemli rol oynadığı ve olayın meydana geldiği tribünde daha önce de benzeri olayların yaşandığı noktalarını vurgulamıştır.
Kaldı ki 17.03.2007 tarihinde Bursa Atatürk Stadyumu'nda oynanan Bursaspor-Fenerbahçe müsabakasında Fenerbahçe taraftarları arasında çıkan kavgada bir taraftarının bıçakla yaralanması olayında ve 2007 yılındaki Fenerbahçe - AZ-Alkmar müsabakasında, Fenerbahçe taraftarları arasında tribünlerde çıkan bıçaklı kavgada; 6 taraftarının yaralanması olayında olduğu gibi bu olaylar taraftarlar arasında münferit olaylar olarak nitelendirilmesi ışığında Fenerbahçe Spor Kulübü seyircisiz oynama cezası almamıştır.
Açıklamalarında çifte standarttan bahsedenlerin, gerçekleri çarpıtmaya hakları yoktur. Yaptıkları açıklamanın başında futbolda adalet isteyenlerin, aynı açıklamanın sonunda kişileri "düşman" ilan ederek milyonlarca taraftara hedef göstermek gibi büyük bir düşüncesizlik yapma hakkı yoktur. "Adaletin yolu insanları düşman ilan etmekten mi geçiyor?" "Futbol sahalarında gerilim artınca adalet daha iyi mi dağıtılıyor?" "Gerçekleri menfaatine göre yorumlayarak, kendine ve kulübüne menfaat sağlamaya çalışan herkesle mücadele etme konusunda kararlıyız" Türkiye Futbol Federasyonu olarak, sorumluluklarını unutarak, gerçekleri görmezden gelerek ya da gerçekleri menfaatine göre yorumlayarak, kendine ve kulübüne menfaat sağlamaya çalışan herkesle mücadele etme konusunda kararlı olduğumuzu buradan açıkça ifade etmek istiyorum. Gerilimden beslenmeye çalışan her kişi ve kurum konusunda Tüm yetkilerimizi kullanarak önlemlerimizi alacağız.
Futbol medyamızı eleştirirken kullanılan klişe cümlelerden biri "Spor değil, skor yazarlığı" yapıldığıdır. Son dönemde üzülerek görüyoruz ki, bazı yöneticilerimiz Türk futbolunun geleceğini, büyük projeleri, futbolumuzun değişen ve gelişen vizyonunu bir kenara bırakıp "skor yöneticiliği" yapıyorlar. Bu kısır çekişmeler ve hiçbir yere varmayan tartışmalar içinde herkesi bir kez daha futbolumuzun geleceğine odaklanmaya davet ediyoruz.
TFF Başkanı Mahmut Özgener'in yaptığı açıklamalar şöyle:
"Maalesef hakemlerimiz yine istediği saha sonuçlarını elde edemeyen kulüplerimiz için can simidi görevi görmeye başlamış durumda" Bir diğer önemli konu ise, her zaman olduğu gibi son haftalar yaklaştıkça Türk futbolunun gündemine giren Türk futbol hakemliği konusu. Maalesef hakemlerimiz yine istediği saha sonuçlarını elde edemeyen kulüplerimiz için can simidi görevi görmeye başlamış durumda.
Hakemlerimizin saha sonuçları istediği gibi gelişmeyen herkesin ağzında bir kurtuluş unsuru ve başarısızlığın kaçış gerekçesi olmaya başladığını gözlemliyoruz. Bazı yöneticilerimiz ise işi tüm sorumluluklarını, temsil ettiği kulüplerimizin tüm değerlerini bir kenara bırakarak hakemlerimizi yakışıksız söylemlerle tehdit etmeye kadar götürüyor.
İnternet sitelerinin ve basın açıklamalarının araç olarak kullanıldığını, hakemlerimizin, kurullarımızda görev yapan üyelerimizin isimleri verilerek açık bir şekilde hedef gösterildiğine tanık oluyoruz. Ligin sonu yaklaştıkça gerilimi arttırarak bundan kulübü adına menfaat sağlayacağını düşünen isimlerin, üstlendikleri görevler itibariyle en sakin olması gereken kişiler olduğunu düşündüğümüzde, yaşananları büyük bir şaşkınlık ve üzüntü ile izliyoruz.
Bahsi geçen ortam içerisinde yapılan çeşitli açıklamalarda, gerçeklerin çarpıtılması ve yanlış bilgilere dayanarak ortaya atılan tezlere dayanarak adaletsizlikle suçlanmamız karşısında sessiz kalmayacağımızı belirtmek isterim.
Örneğin, bir spor kulübümüz, Galatasaray-Ankaragücü karşılaşmasında yaşanan bir olaydan yola çıkarak geçmişten bugüne kadar yaşanan birçok olayı sıralamış ve Türkiye Futbol Federasyonu'nu adaletsiz bir karar vermekle suçlamış. Ancak bu olaylar sıralanırken verilen yanlış bilgiler nedeniyle ortaya konulan tez anlamını daha en baştan yitirmiştir.
Fenerbahçe Everton maçında yaşananlar
Fenerbahçe Spor Kulübü, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada; 2005 yılında Fenerbahçe ile Everton arasında oynanan özel müsabakada bir taraftarın silahla yaralanması olayında kendilerine 1 maç seyircisiz oynama cezası verilirken; Galatasaray ile MKE Ankaragücü arasında oynanan müsabakada bir seyircinin tribünden atılması olayını münferit görerek sadece para cezası verilmesinin, Fenerbahçe Spor Kulübüne karşı takınılan düşmanca tutumun ifadesi olduğu iddia etmiştir.
Bu açıklamalar, objektif gerçekleri ve hukuki doğruları yansıtmamaktadır.
Fenerbahçe ile Everton arasında oynanan özel müsabaka ile ilgili disiplin dosyasında; İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından tutulmuş 13 ayrı tutanak, müsabakanın polis olan resmi güvenlik amiri tarafından yazılmış rapor ve müsabaka güvenlik formlarında; müsabakadan 2 gün önce yapılan güvenlik toplantısında alınan karar doğrultusunda Fenerbahçe Spor Kulübü'ne stadyum dışına güvenlik bariyeri oluşturması gerektiği Valilik yazısıyla bildirilmesine rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmediği, stadyum kapılarının Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ile stat müdürünün talebi ve talimatıyla emniyet güçlerinin itiraz ve karşı koymasına rağmen biletsiz seyirci ve malzeme girişine imkân verecek şekilde açıldığı, müsabaka boyunca açık bırakıldığı, bu nedenle içeriye giren taraftarların Emniyet Güçlerince üst aramalarının yapılamadığı açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir.
Hatta raporlarda Emniyet Müdürlüğü tarafından kulüp yönetiminin sorumluluk konusunda uyarıldığı açıkça bellidir.
Bu şekilde gerçekleşen üst aramasız seyirci alımı nedeniyle de stat içinde bir seyircinin ateşli silahla yaralanması olayı gerçekleşmiştir.
Bu belgeler ışığında PFDK tarafından, Fenerbahçe Spor Kulübü'ne; ev sahibi konumda olduğu müsabakada gerekli güvenlik önlemlerini almaması dolayısıyla meydana gelen ağır güvenlik zafiyetinden dolayı 1 maç seyircisiz oynama cezası verilmiştir. Somut olayda verilen cezaya temel teşkil eden disiplin ihlali, stadyumda yaralanan taraftarla ilgili değildir.
Ayrıca 21.11.2004 tarihinde oynanan Beşiktaş A.Ş. - Çaykur Rizespor müsabakasında bir taraftarın bıçakla öldürülmesi olayı da Galatasaray A.Ş. - MKE Ankaragücü müsabakasında yaşanan olaylarla bağdaştırılmaya çalışılmıştır.
Ancak her iki olayın oluş şekli ve ortaya çıkardıkları neticeler dikkatli bir biçimde incelendiğinde, bu benzerlik kurma çabasının ne kadar yanlış olduğu anlaşılacaktır. Müsabakanın temsilci raporunda, Kapalı Tribün'de Beşiktaş taraftarları arasında çıkan bir olayda bir kişinin bıçaklanarak hayatını kaybettiği belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki rapor ve belgelere göre PFDK gerçekleştirmiş olduğu disiplin yargılaması neticesinde, Beşiktaş A.Ş. Kulübü'nün 3 maç seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. PFDK kararında, olayın meydana gelmesinde tribünlerde güvenliğin ve düzenin ev sahibi kulüp tarafından gerektiği gibi sağlanamamasının önemli rol oynadığı ve olayın meydana geldiği tribünde daha önce de benzeri olayların yaşandığı noktalarını vurgulamıştır.
Kaldı ki 17.03.2007 tarihinde Bursa Atatürk Stadyumu'nda oynanan Bursaspor-Fenerbahçe müsabakasında Fenerbahçe taraftarları arasında çıkan kavgada bir taraftarının bıçakla yaralanması olayında ve 2007 yılındaki Fenerbahçe - AZ-Alkmar müsabakasında, Fenerbahçe taraftarları arasında tribünlerde çıkan bıçaklı kavgada; 6 taraftarının yaralanması olayında olduğu gibi bu olaylar taraftarlar arasında münferit olaylar olarak nitelendirilmesi ışığında Fenerbahçe Spor Kulübü seyircisiz oynama cezası almamıştır.
Açıklamalarında çifte standarttan bahsedenlerin, gerçekleri çarpıtmaya hakları yoktur. Yaptıkları açıklamanın başında futbolda adalet isteyenlerin, aynı açıklamanın sonunda kişileri "düşman" ilan ederek milyonlarca taraftara hedef göstermek gibi büyük bir düşüncesizlik yapma hakkı yoktur. "Adaletin yolu insanları düşman ilan etmekten mi geçiyor?" "Futbol sahalarında gerilim artınca adalet daha iyi mi dağıtılıyor?" "Gerçekleri menfaatine göre yorumlayarak, kendine ve kulübüne menfaat sağlamaya çalışan herkesle mücadele etme konusunda kararlıyız" Türkiye Futbol Federasyonu olarak, sorumluluklarını unutarak, gerçekleri görmezden gelerek ya da gerçekleri menfaatine göre yorumlayarak, kendine ve kulübüne menfaat sağlamaya çalışan herkesle mücadele etme konusunda kararlı olduğumuzu buradan açıkça ifade etmek istiyorum. Gerilimden beslenmeye çalışan her kişi ve kurum konusunda Tüm yetkilerimizi kullanarak önlemlerimizi alacağız.
Futbol medyamızı eleştirirken kullanılan klişe cümlelerden biri "Spor değil, skor yazarlığı" yapıldığıdır. Son dönemde üzülerek görüyoruz ki, bazı yöneticilerimiz Türk futbolunun geleceğini, büyük projeleri, futbolumuzun değişen ve gelişen vizyonunu bir kenara bırakıp "skor yöneticiliği" yapıyorlar. Bu kısır çekişmeler ve hiçbir yere varmayan tartışmalar içinde herkesi bir kez daha futbolumuzun geleceğine odaklanmaya davet ediyoruz.