Grand Prix Ruhu'nun dönüşü

FIA son yıllarda Formula 1'i daha heyecanlı hale getirmek için çaba sarfediyor...

Kural değişiklikleri, yeni takımlar, yeni pistler, gece yarışları derken bir adet son virajda belirlenen şampiyon, bir adet de beklenmedik bir takım ve pilotla şaşırtan şampiyon izledik arka arkaya.

Ancak bu son anlar dışında pist içinde mücadele yine de çok tat vermedi. Eksik olanı, yani ne istediğimizi tam bilemediğimiz için; ya da gözümüzün önünde duran ihtiyacı göremediğimiz için de hep birşeyler eksik kaldı.

Formula 1'in olmasını istediğimiz şekli, Formula 1'in özü olan Grand Prix Ruhu. Ve bu ruhun parçaları taşların bir anda gelip yerine oturması misali 2010 sezonunda buluşuyor, ki istense yapılabilecek birşey değil neredeyse.

Mücadele, eğlence ve ruhu olan bir sezon bizi bekliyor, ve hiç tereddüt etmeden söylüyorum, Formula 1 tarihinin en iyi sezonlarından biri olacak 2010.

McLaren: Son iki yılın iki İngiliz ve yirmi iki numarayla şampiyon olan pilotlarını elinde bulunduruyor takım.
Difüzör çılgınlığının önemli parçalarından ve tam bir İngiliz takımı olarak Grand Prix Milletler Savaşı'nın ilk cephesi oluşturuyorlar. Ayrıca Hamilton'ın şimdiye kadarki en iyi anlaştığı takım arkadaşı olacak Button ile müthiş bir takım ruhu ortaya koyacaklarına şüphe yok. Button gibi eğlenceli bir kişilik kimi olsa(evet bu 'kimi'ye Raikkönen de dahil) olumlu bir hale getirir, ki Hamilton da bu duruma uyup çok iyi bir arkadaşlık ve ortaklık yapmaya epey uygun. Ayrıca neredeyse bir sezon boyunca üzerinde çalıştıkları MP4-25 çok hızlı olacaktır ve hem Button hem de Hamilton şampiyonluk grubunun içinde olacaklardır. Button'ın yumuşak stili mi, yoksa Hamilton'ın GP2 mirası agresif tarzı mı avantaj sağlayacak derseniz de, en azından lastik korumada son şampiyon bir adım önde.

Mercedes: Gerçek Grand Prix Ruhu'nun en güçlü sahiplerinden Gümüş Oklar'ın (McLaren Gümüş Ok değildir, Mercedes ile sadece 1998'den beri ortaklardır, McLaren'in asıl rengi turuncudur.) geri dönüşü bu sezonun en heyecan verici olaylarından olacak. Son savaşçıları W196'dan 54 sonra W01 tamamen Alman bir takımın şampiyonluk kovalayan aracı olacak. Schumi'nin kokpite geçeceğini duyunca Lotus ve Sauber'i bir anda unutan Petronas (Lotus'un sahibi Fernandes Malezyalı, Sauber ile de çok uzun yıllar beraber çalıştılar) bir anda takımın ana sponsoru oluverdi. Schumacher'in ve Ferrari'nin altın yıllarının mimarı Ross Brawn'ın bir yıl önce Honda'dan devralıp Japonlar ağızları açık seyrederken şampiyon yaptığı takım(ki aslında Button 2007'den beri 2009 yılında asıl güçlerini göstereceklerini söylüyordu) satılarak Formula 1'in özlediği bir efsaneye dönüştü. Takımın numaralarının görünüşü ve sponsorlar dışında renkleri de eskiye gönderme yapıyor. Kariyeri boyunca tam anlamıyla rekabetçi bir araca sahip olamayan ilk GP2 şampiyonu yetenekli ve hırslı Rosberg, 7 kez dünya şampiyonu 41 yaşındaki Schumacher ile çok tehlikeli bir ikili oluşturuyorlar. Grand Prix Savaşları'nın Alman cephesinde yedek pilot ve test pilotu bile Alman(Heidfeld) ve sonuna kadar mücadeleye hazır oldukları kesin.

Red Bull: Gridin en sivri dilli pilotu Avustralyalı Webber'i ve potansiyel süperstar Sebastian Vettel'i bu takımda son görüşümüz olma ihtimali de olsa(2011 için Mercedes ile adı anılıyor); her ikisi de 2009 sezonundaki tecrübelerini kariyerlerinin fırsatını kullanmak için sonuna kadar kullanacaklar. Ancak bu kadar zorlu ve çetin bir mücadelenin içinde olacak olmaları geçen seneden sonra sadece ikinci kez tecrübe ettikleri bir durum. Ayrıca geçen sene sadece Brawn GP'ye karşı savaşan Red Bull, bu sene karşısına Ferrari, McLaren, Mercedes ve hatta Sauber(sürpriz takım tahminim)'i almak zorunda. Buna rağmen takımda eski Brawn, yeni Mercedes'ten geçen yılın rövanşını almak için Ross Brawn'la mücadele konusunda üniversitede ders verebilecek derecede tecrübeli tasarım dahisi Adrian Newey var. Bu seneki muhtemelen en sıradışı difüzör ve kask(Sebastian Vettel'in) tasarımına, buna ek olarak da en ilginç ve sıradışı araç ismine(Luscious Liz-Tatlı Liz) sahipler.

Ferrari: 2008'de şampiyonluğu elinden kaçıran ve 2009 Macaristan GP'sinin sıralama turlarındaki korkunç kazadan kurtulan Massa, kazadan sonra daha güçlü dönen Hakkinen(95 Adelaide-İki kez kalbi durdu ve pist kenarında solunum yolu açma operasyonu yapıldı) ve Schumacher(99 Silverstone- İki bacağı da kırıldı) gibi iddialı dönecektir ve şampiyonluk savaşının en güçlü isimlerinden olacaktır. Bunun yanında Alonso'nun güzel jesti ile olması gereken 7 numara ile yarışacak. İspanyol takım arkadaşı Fernando Alonso ise 2007 yılından beri şampiyonluk kovalayamamanın acısını Ferrari'nin rekabetçi ve hızlı F10 ile çıkaracağı da bu sezon emin olduklarımızdan. Grand Prix Savaşları'nın Latin cephesini(Poyraz Savcı'nın tanımıdır) oluşturan ikiliyi ileride tamamen İtalyan yapmak isteyen Maranello takımı; Zampieri, Piscopo, Bortolotti gibi genç İtalyanları şimdiden yetiştirmeye başladı bile.

Williams: Sir Frank Williams'ın takımda mutlaka Nico isimli bir GP2 şampiyonu bulundurma gibi yeni bir adeti var mı bilgim yok ancak, bu sene Hülkenberg, Barrichello ile birlikte Williams takımının elindeki iyi fırsatlara rağmen dönmeyen şansını döndürmek için mücadele verecekler. FW32'deki 32 yıl, boşu boşuna orada olmadıklarını gösteriyor. Royal Bank of Scotland (RBS) gibi önemli bir sponsoru kaybetmelerine karşın pek etkilenmiş görünmüyorlar, zira Formula 1'in en köklü takımlarından birinin sıkıntı çekmesine kimse göz yummaz. Genç Nico'nun Tecrübeli Rubens'ten öğrenecekleri ile bu sezon ön grubu yakalamaya çalışacaklar.

Renault: Bir başka özüne dönen takım olarak Renault, kaza skandalından sonra sponsor bulabilseydi de bu sarı-siyah renklerle yarışır mıydı bilinmez, ancak o çirkin olaydan sonra Renault tamamen yeni bir takım oldukları iddiasında. Ayrıca da yakıt ikmali yasağını iyi kullanabilecek ekonomik bir motora sahip. Burnu büyük(gerçek anlamıyla alınız) ancak hiç de kibirli olmayan Polonyalı halk kahramanı Kubica ile Rus sponsor desteğini arkasına alan GP2 2009 2.si Vitaly Petrov, yeni nesil "sarı çaydanlık"ı zirveye taşıyabilmek için epey çalışmak zorunda.Belki de Midland daha uzun süre dayanabilse daha önce bir Rus pilot görebilirdik. Bundan sonra ise Petrov'u zaten F2 2009 derecesinden dolayı süperlisansa sahip olan Aleshin'in takip edeceği kesin gibi.Ancak dikkat çeken W şekilli arka kanadın faydası dokunabilir, uyarmak lazım.

Force India: 2009'da inanılmaz bir gelişme gösteren ve 2010 için hedefledikleri podyum zaferine Spa'da Fisico'nun inanılmaz performansı ile ulaşan Hint takımında bu sezon hedef ancak podyum sayısını artırmak olabilir. Gerçekçi bir hedef olarak galibiyet görünmüyor. Yetenekli Alman Sutil şimdiye kadar eline geçen en iyi araca sahip olacak ancak istikrarsız Liuzzi sezon içinde yerini di Resta'ya bırakabilir, ya da bir başarı serisi yakalayarak hepimizi şaşırtabilir. Hindistan bayrağının yeşil-turuncu-beyaz renklerini taşıyan VJM03, orta sıraların en rekabetçi takımlarından olacak ve ilk 10 sıranın puan almasıyla her yarıştan puan çıkarabilirler.

Toro Rosso: İlk kez bu sezon kendi şasilerini ürettiler ve bu onlar için işleri kolaylaştırmıyor. Gridin her yerinde mücadele hiç olmadığı kadar sert ve bu genç pilotlar Buemi ile Alguersuari'nin baskıya ne kadar dayanabileceklerini gösterecek bir sezon olacak onlar için. Belirgin bir güçleri yok ancak Sauber hariç yeni takımların önünde yer alacaklardır. Adrian Newey'nin tasarım dokunuşunu özlemeleri muhtemeldir. Alguersuari'nin yeni kaskı ve araçta kullanılan kırmızı-sarı uyumu çok şık olmuş.

Lotus: Grand Prix Efsanesi, 1960'lardaki renklerini koruyarak ve nostalji rüzgarları estirerek geliyor 2010 gridine. Genç pilotlar yerine zaman kaybetmemek için tecrübeli Jarno Trulli(Bilgi:Trulli adını 1973 İtalya GP'sinde ilk virajda Renzo Pasolini ile birlikte hayatını kaybeden motorsiklet yarışçısı Jarno Saarinen'den alıyor.) ve Dünyanın En Hızlı Heikki'si (Ne yazık ki ülkesinin en hızlısı olması için yanlış ülke seçimi) Kovalainen ile birlikte öncelikle Virgin'i geride bırakabilmek amaçları olacak. Çünkü iki takım sahipleri(Fernandes ve Branson) arasındaki iddiaya göre sezon sonunda kim geride olursa patronlar diğerinin havayolu şirketinde hostes kıyafetiyle servis yapacak. Son yılların en eğlenceli mücadelesini sağlayan bu iddianın etkilerini sezon içinde göreceğiz. Virgin'e göre epey sade tasarımlı ve CFD(Computating Fluid Dynamics-Akışkanlar Dinamiği Hesaplaması) ile rüzgar tünelini birlikte kullanması ile iki takım arasında tam bir zıtlık oluşuyor. İsim haklarının David Hunt'ın elinde olması nedeniyle Chapman'ın kurduğu Team Lotus adıyla yarışamıyor olmaları Grand Prix Ruhu'nu geri döndürmeyecekleri anlamına gelmiyor.

Hispania: Kış sezonu boyunca hakkında gride çıkamayacak olması, maddi sıkıntılar nedeniyle asla aracını yapamayacak duruma gelmesi gibi haberler çıktı Adrian Campos'un takımı hakkında. Takım da ciddiye alıp bu iddiaların hepsini tek tek yalanlamayınca(Çünkü finansal bir takım sorunlar yaşadıkları doğruydu, ve bunun için takım Carabente'ye satıldı; ayrıca adı değiştirildi. ) Stefan GP'nin hırslı sahibi Stefanovic yarışma fırsatı bulacağına inanarak ve USF1'in yöneticileri de bir rakibin azalacağını düşünerek rahat hareket ettiler. Ancak sonuçta iki takım da yoklar, gridde yerini alan ise Hispania oldu. Adrian Campos takım yönetimini yıllardır yapıyor, ve araçlarının da sürpriz yapacağını düşünüyorum. Senna adını Formula 1'de görmek ayrı bir tat, ancak isme pek takılmamak ve baskı yüklememek gerekiyor Bruno'nun üzerine. Yakında tekrar Mansell(Greg ile Leo)ve Prost(Nicolas) isimlerini de görebiliriz ve bu baskı yaratmamalı gençlerin üzerinde. Nico Rosberg başarılı bir örnekken Nelson Piquet Jr... Neyse. Hemen konu açılmışken bu seneki elim kaza olmasaydı Surtees ismini de görebilirdik ileride, Henry Surtees'i de anıyoruz bu vesileyle. Formula 1'e Force India ile girmesi beklenen Karun Chandhok ise kendisine fırsat vermeyen Mallya'yı beklemekten sıkıldı ve Hispania ile imzayı attı. Bu genç ikiliden ve yeni takımdan şaşırtıcı bir performans bekliyorum.

Sauber: İki senedir 22 numaralı araç şampiyon oluyor. Bunların bir tanesi Formula 1'den çekilen üreticinin yerine takımı satın alan emektar yönetici. Geçtiğimiz sezon sonu çekilen BMW, takımı Sauber'e sattı ve takım 22-23 numaralı araçlarla yarışıyorlar. Hem de testlerde epey etkileyici sonuçlar elde ettiler. Tanıdık geldi mi? Bu sezonun flaş takımı olarak Sauber'i görüyorum ve C29'dan(Buradaki C, Sauber'in eşi Christine'in adının baş harfi-Bilgi için Yağmur Damla Dokur'a teşekkürler) podyum bekliyorum. Emektar McLaren test pilotu de la Rosa ve izlemekten büyük keyif aldığım Kamui Kobayashi üst sınıftaki mücadeleye göz kırpacaklar.

Virgin: Formula 1 tarihinde ilk kez sadece CFD kullanılarak yapılan kırmızı siyah VR-01, pazar günü açıklanacak isim koyma yarışmasının sonucuyla yeni bir isme daha kavuşacak. Branson'ın son girişimi olan bu yeni takım tam bir rock grubu gibi havalı ve eğlenceli. Genç çaylak di Grassi ile yaşına rağmen tecrübeli Glock, Fernandes'i hostes kılığında Virgin Atlantic'e sokmak ve yanında da birkaç derece almak için uğraşacaklar.

Kurallar: Yeni puanlama sistemi, yakıt ikmali yasağı ile büyüyen depolar, sıralamalarda son seansta kullanılan lastiklerle yarışa başlanacak olması gibi kurallar yine heyecan katmaya çalışacak sezona. Ama hep dediğim gibi, kurallardan çok; böyle bir kadro asıl heyecanı yaratacaktır.

Unutmadan ekleyeyim, LG'nin yeni TV görüntüleri, kameralar ve yeni şablonları bu mükemmel tabloya ayrı bir tat katıyor.

Formula 1, tüm bu faktörlerin bir arada toplanmasıyla bir anda çağ atlamış durumda ve hiç olmadığı kadar heyecan verici. 1,2,3,4 ve 5'inci ışık yanacak, ve söndükten sonra, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.


Kaynak: Ajanspor