Hıncal Uluç: Franco gönderilmeli

Hıncal Uluç galatasaray hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gazeteci Hıncal Uluç Galatasaray'ı topa tuttu.

İşte Uluç'un şok eden açıklaması;
"Galatasaray'ın sorunu aldıkları değil, elindeki!.. Galatasaray eğer ligde ve Avrupa'da bir şey yapmak istiyorsa radikal bir karar alıp, bu kaleciyi derhal göndermeli. Derhal göndermeli. Galatasaray'ın kalesinde bu kadar kötü ve de bu kadar sorumsuz bir kaleci olmadı. Denizli maçında yaptıkları bu adamın gönderilmesi için yeter sebep değilse eğer 'Galatasaray'ın başında futboldan anlayan adam yok' demektir. Adnan Polat, Haldun Üstünel, Adnan Sezgin, Rijkaard, Neeskens ve kaleci antrenörü Nezihi!.. Bu 6 ismin, 6'sını da futbolun f'sinden anlamamakla itham ediyorum. Eğer Franco'yu göndermezlerse... Bir kaleci, bir maçı satmak için ancak bunları yapabilir. Yediği golü acemiler yemez. Kapadığı köşeden yedi. İnanılır gibi değil. O topu kurtaramıyorsan, Galatasaray kalesinde ne işin var! Sadece kucağına gelenleri mi tutacak ki onları da kaçırdı. Kucağına gelen topu tutamadı. Galatasaray'ın kalecisi vakit geçirdiği için sarı kart görüyor. Kime karşı vakit geçiriyor; küme düşme adayı, tek galibiyeti Ankaraspor karşısında, o da hükmen olan bir takım karşısında... Bir tek maç kazanamamış, 13 kez yenilmiş, 4'ünde berabere kalmış, küme düşme adayı Denizli ile oynuyor ve Galatasaray kalecisi 82. dakikada vakit geçirdiği için sarı kart görüyor. Bu yetmezmiş gibi sarı kart gösterdiği için hakemi alkışlıyor. Hakem hakem olsaydı onu kırmızı kartla atardı ve o sırada Galatasaray oyuncu değiştirme haklarını kullanmış. Kırmızı kart görse, kalecisiz devam edecek Galatasaray ve de skor 2-1. Böyle bir sorumsuzluk olabilir mi?"

"Yetmedi maçın son saniyesinde Youla'nın sırtına çarptırdı topu. Galatasaraylı oyuncular hakikaten geri zekalı olmalı. Tribünden ve televizyondan maçı izleyen herkes bu dengesiz adama pas yapılmayacağını biliyor. Çünkü kendisine gelen pası, ne yapacağı belli olmayan bir adam. Bunu hâlâ öğrenememişler, uzatmanın son dakikasının, son saniyelerinde geri pas yaptılar. Youla'nın sırtına çarptırdığı top kaleye de girebilirdi! Neresinden bakarsan bak adam 'Ben kaleci değilim' diye bağırıyor. Ve onun arkasında Aykut gibi, Ufuk gibi Türk Milli Takımı'nda her an oynayabilecek iki adam ziyan ediliyor. Böyle bir kalecinin arkasında. Hâlâ eğer bu Franco ile oynamakta ısrar ediyorsa adını saydığım bu 6 kişiden birisi açıklama yapsın. 'Biz Franco'yu tercih ediyoruz. Çünkü...' Senin bu kadar kötü bir kalecin olduktan sonra dünyanın en iyi oyuncularını transfer etsen ne olacak? Dos Santos harikalar yaratsa, Jo muhteşem goller atsa ne olacak?"

"Lucas Neill'i biraz hayret, biraz da dehşetle izledim. Beni en çok dehşete düşüren de maçın sonundaki Lig TV yorumcusu Bülent Tulun'un sözleri oldu. Şansal Büyüka'nın derhal, radikal bir karar alıp Bülent Tulun'un yorumculuğuna son vermesi lazım. Savunmanın değil Galatasaray'ın en kötü adamıydı Neill... Hemen hemen aldığı bütün topları ya taca attı ya rakibe attı. Neill'e gelen top Denizli'nin hücumu olarak geri döndü Galatasaray'a! Maçın 70-75. dakikasında bizim evdeki maç grubundan şöyle bir cümle yükseldi: "Bu adam topu bir kere Galatasaray'a atsın, Eyüp Sultan'da kurban keseceğim." Maçın 85. dakikasında şöyle bir ses yükseldi: "Hey Neill Galatasaray'ın forma rengi beyaz; siyah değil." Bu kadar kötü top çıkaran adamı, Bülent Tulun maçın sonunda galibiyetin mimarı olarak gösterdi. "Galatasaray bu maçı kazandıysa Neill çok iyi top çıkardığı, çok iyi oyun başlattığı içindir" dedi. İnanılır gibi değil. Herhalde başka bir maç seyrettik biz! Neill'in top çıkarma özelliği buysa, Emre Aşık, Gökhan Zan ve de Emre Güngör dururken 'Neill'i niye transfer etti Galatasaray?' diye sormak lazım."

"Savunmada ağır kaldı. Galatasaray savunmasının Denizli önünde çökmesinin baş unsuruydu. Galatasaray puan kaybetseydi bunun bir numaralı sebebi Neill olacaktı. Gerek savunmadaki, gerek hücumdaki yanlışlarıyla... Bülent Tulun, bu Neill'i galibiyetin mimarı gösterdi! İnanamadım. Sevgili Şansal bu maçı yeniden seyretsin. Ondan sonra da Galatasaray maçlarına futbolu bilen bir yorumcu koysun. Ben böyle bir şey görmedim. Milyonlarca seyirci ile alay eden bir yorumdu. Jo ve Dos Santos oynadıkları kısa süreler içinde geleneksel Türk deyişi ile "Adam olacak çocuk olduklarını" gösterdiler. Bağa gelip bir anda üzüm yemeye başlayamazsın. Zaman gerekir. Ama bu ikisi de Galatasaray'a yararlı olabileceklerinin sinyallerini verdi. Özellikle Dos Santos daha kısa bir süre oynamasına rağmen çok daha etkili olacağını gösterdi. Galatasaray için önemli bir adam, bir joker. Orta sahada oynayabilir, kanatlarda oynayabilir hatta gerekirse santrfor oynayabilir. Galatasaray sakatı, cezalısı hiç eksilmeyen bir takım ve bu tür özellikleri olan bir oyuncuya şiddetle ihtiyacı var. Kim sakatsa, kim cezalı ise koy onun yerine oynasın."

"Sakatlanan geri dönmüyor ve ne yazık ki Adnan Polat sağlık heyetinin nasıl bir facia olduğunu hâlâ fark edemiyor. Burhan (Uslu) hoca gittiğinden beri Florya revire döndü. Sakatlanan bir daha unutuluyor. Giden gelmiyor ve de insanların bu kadar kolay sakatlandığı, sakatlıkların bu kadar çok sakatlığı nüksettiği bir başka kulüp, bir başka zaman ben hatırlamıyorum. Sarıyer'den iki çıkıkçıyı getirip Galatasaray'a koysan daha başarılı olur herhalde. Ben böyle bir şey görmedim. Bunlar tesadüf falan değil. İnsanlar bu kadar sakatlanıyor ve bu kadar uzun sürüyorsa sakatlıklar, sağlık kurulunda bir sakatlık olduğu açık. O Florya ki Türk futbolunun sağlık merkeziydi. Fenerli oyuncular Burhan hocaya gelirlerdi. O muhteşem sporcu sağlığı merkezini şimdi kimlere emanet ettilerse, giden gelmiyor."

MÜDAHALE ETMELİ

"Galatasaraylı futbolcular şimdiki sağlık heyetine itimat edilmeyeceğini öğrendiler ve kendi doktorlarına gidiyorlar. Bu da ne kadar büyük bir ayıp. Galatasaray Başkanı, 'Benim burada bir sağlık tesisim var, Almanya'da ne işin var, Çek Cumhuriyeti'nde ne işin var, Brezilya'da ne işin var?' demiyor. Herkes gidiyor. Ama Adnan'ın ağzını açacak hali yok. Çünkü Florya'daki durum yüz karası. Galatasaray Başkanı'nın görevi yüz karası durumları seyretmek değil. Yüz karası Franco'yu seyret, yüz karası sağlık heyetini seyret... Bir yerde müdahale etmeli. Tabii esas sorun devam ediyor. -Rijkaard!.. Adam sorun yaratmakta çok azimli. Ben sorun yaratmakta bu kadar kararlı birisini daha görmedim."

"Denizli karşısında mantıklı bir takım sahaya sürdü ama 'nerede saçmalayacak' diye bekliyordum. Çünkü adamın saçmalamasına o kadar alışmışım ki saçmalamazsa şaşıracağım. Elano'yu çıkartması beni şaşırtmadı. Sevgili oğlu Barış oynarken, sevgili oğlu Ayhan'ı oyuna sokarken... Ayhan ve Barış'ın oynadığı bir Galatasaray benim için büyük bir takım değil. Oyuncuları çıkarıyor, kazmaları tutuyor. Böyle bir şey olur mu? Emre Çolak'ı aldı, Elano'yu aldı. Bunlara hiç şaşırmadım. Ama maçın bitmesine 20 dakika kala Jo'yu çıkarması tam bir şoktu. Skor 2-1 ve senin başka santrforun yok. Jo'yu çıkarıp, Emre Güngör'ü alıyor. Denizli akınlarını durdurmak için... 2-1'in üstüne yatmak için... Henüz maç kazanmamış, 14 maçını kaybetmiş, küme düşme adayı Denizli'ye karşı Rijkaard 20 dakika kala '2-1'i koruyacağım' diye santrforunu çıkarıp, bir stoper daha koyuyor sahaya. Adam utanır."

KARŞILIKLI JEST YAPTILAR

"Hey Rijkaard efendi; bu takım Galatasaray... Hop... 'Sen hangi kulübe geldiğini biliyor musun!.. Bu kulübün Türk futbolundaki yerini biliyor musun!' derler adama... O saçma sapan kaleci bir gol daha yese maç 2-2 olsa Galatasaraylı futbolcuda artık 3-2 yapacak moral kalır mı? Jo'yu da aldıktan sonra... Bir kaza golünde bu takım ne olur, onu dahi düşünmekten aciz bir teknik direktör yönetiyor Galatasaray'ı. Rijkaard'ın yaptığı her değişiklikten sonra ben rakip takımın hocası olsam gider elini sıkar, yanaklarını öper, teşekkür ederim. 'Allah razı olsun' derim. Allah'tan... Denizli'nin hocasının (Hakan Kutlu) da Rijkaard'dan aşağı kalır yanı yok. Adam Youla'yı oynatmadı. Galatasaray'ın baş belası bu Youla üstelik. Hangi takımda oynasa, Galatasaray'ın canına okumuş bir adam. Kenarda oturuyor ve Galatasaray savunması, Neill'in saçmalıkları yüzünden darmadağın olurken, Youla'yı oyuna sokarken, Angelov'u çıkarıyor. Yani bir bela sokarken, öbür belayı çıkarıyor. Beraber oynasalar Youla ile Angelov, Galatasaray'ın Neill-Servet tandeminin canına okuyacak, perişan edecek. Farkında değil. Rijkaard da ona teşekkür etmeli. 'Hoca ben seni koruyorum ama sen de beni koruyorsun' diye. Allah razı olsun."

NONDA'DAN KURTULDU

"Gitti, iyi oldu. Fevkalade güzel bir karar. Nonda'nın gitmesi lazım. Nonda olduğu zaman Galatasaray santrfor var zannediyor ve 10 kişi oynuyor!.. Avrupa maçlarında başkası olmadığı için mecburen Nonda'yı oynayacaklardı, 10 kişi oynayacaktı Galatasaray. Şimdi Nonda yok. Onun yerine birini oynatacaklar. Kimi oynatırlarsa, oynatsınlar Nonda'dan iyi olacak. Çünkü sahaya koyacakları adam futbolcu. Nonda'nın futbolla alakası yok. Yanlış bir transferdi. Bitti. Şimdi kurtuldular artık çözüm arayacaklar. Leo Franco ile Nonda'nın santrfor oynamasının pek bir farkı olacağını düşünmüyorum ben. Franco'yu santrfora kaydırıp, adam gibi bir adamı kaleye koyarlarsa çok daha iyi olacaktır!"