Eski Fifa Kokertli Hakemlerden Serdar Tatlı'ya Tribün Şoku

Türkiye'nin eski FİFA kokartlı hakemlerinden Serdar Tatlı, TFF 2. Lig Yükselme Grubu'ndaki Şanlıurfaspor-Çorumspor maçı öncesinde protokol tribününe alınmadı.

Şanlıurfaspor'un Çorumspor'la oynadığı karşılaşma öncesinde protokol tribününe alınmak istenmeyen eski Süper Lig hakemlerinden Serdar Tatlı, çok kırıldığını, bundan sonra yeni stada maç izlemeye gitmeyeceğini söyledi. Tatlı, Kanal Urfa Televizyonu ve Hizmet Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, Şanlıurfa'yı bu güne kadar en üst düzeyde temsil ettiğini, yaptığı hizmetlerin ortada olduğunu vurgularken, Beşiktaş maçı için gittiği Gaziantep'te Gaziantepsporlu yöneticilerden müthiş bir misafirperverlik gördüğünü, en iyi şekilde ağırlanıp, şeref tribününde misafir edildiğini anlattı. 2 gün sonra GAP Arena'da protokol girişinde görevlinin "Listede isminiz yok, giremezsiniz" sözleri ile karşılaştığına dikkat çeken Tatlı, "Şanlıurfa'nın kendi değerlerine verdiği önem bu mu? Demek ki bugüne kadar yaptığım hizmetlerin hiçbir anlamı yokmuş. Doğrusu çok kırıldım. Bir daha Şanlıurfaspor maçına gitmeyeceğim" diye konuştu.

Serdar tatlı açıklamasında şöyle konuştu: "Akhisar maçı öncesinde beni, maçı yöneten İstanbul bölgesi hakemi Murat Özcan'ın eski bir gözlemci olan babası aradı. 'Serdar hoca, Akhisar maçında lütfen oğlumu iyi takip et. Senin eleştirilerin benim için çok önemli' dedi. Hatırlarsınız 2 penaltı verdi ki, ikisi de doğruydu, o penaltılar Şanlıurfaspor'un hakkıydı. Maç sonrası Murat Özcan aradı, 'Hocam yönetimimi nasıl buldunuz?' diye sordu. Bunu şunun için söylüyorum. Benim orada bulunmam, hakemleri daha dikkatli maç yönetmeye sevk ediyor. Dürüst maç yönetmeye özen gösteriyorlar. Bu anlamda bir faydam olsun diye orada oturuyorum, yoksa bir protokol heveslisi değilim, gidip taraftarın arasında maçı izlerim. Kutlay Çelik'in Emniyet Müdürlüğü döneminde çocukları kötü alışkanlıklardan kurtarıp, spora yönlendirmek için mahalle maçları organize edilirdi. O maçların hemen hepsinde görev almaya çalıştım. Topluma bu anlamda verilecek mesajın daha etkili olacağı düşünülüyordu. Ben de bu anlamda katkı sağlamaya çalıştım. O günlerde Süper Lig'de Cuma akşamı İstanbul'da oynanacak bir maç için görevlendirilmiştim. Ertesi günü de mahalle maçlarının finali vardı, tüm organizasyonlar yapılmış, her şey benim gelip orada maç yönetmeme göre planlanmış. Maç akşam 20.00'deydi, 22.00'de bitti. Cumartesi günü saat 12.00'de oynanacak bu maça yetişmek için hemen yola çıktım. Uykusuz da olsak yetiştik, bu görevimi yaptım. Bundan büyük keyif aldım, oradaki ortam yorgunluğumu unutturdu. Beni en çok kendi değerlerimize layık oldukları kıymeti vermeyişimiz kahrediyor. Maalesef, aynı yanlışı bu şehre hizmet etmeye çalışan başka değerlerimize de yapıyoruz. Bildiğiniz gibi Kanal Urfa'da bir spor programı yapıyor, orada Şanlıurfaspor'u tanıtmaya, yapıcı eleştiriler yapmaya, problemleri gündeme getirmeye özen gösteriyorum. Nitekim, geçen gün Gaziantep'te birçok futbolseverin 'Hocam seni Kanal Urfa'da izliyor, Şanlıurfaspor'u takip ediyoruz' sözleriyle karşılaştım. Bu işi tamamen Şanlıurfa'ya bir hizmet aşkıyla yaptığımı herkes bilir. Son karşılaştığım olay beni televizyon programcılığından da soğuttu, şevkimi kırdı. Bugüne kadar yaptığımız hizmetlerin demek ki hiç bir anlamı yokmuş. Artık televizyon programı da yapmayı düşünmüyorum."