Türkiye'deki Hakem Hataları
FIFA eski hakemi Vedat Yüksel, Türkiye'de bazı kulüplerin istemediği hakemlere maç dahi verilmediğini iddia ederek, sahaya çıkan hakemin ise olay ve olgular karşısında kendi özgür iradesiyle karar veremediğini savundu
FIFA eski hakemi Vedat Yüksel, Türkiye'de bazı kulüplerin istemediği hakemlere maç dahi verilmediğini iddia ederek, sahaya çıkan hakemin ise olay ve olgular karşısında kendi özgür iradesiyle karar veremediğini savundu. Yüksel, hakem camiasında bölünmüşlük olduğunu ve özellikle genç hakemler arasında, 'bizdensin-onlardansın' ayrımı yapıldığını öne sürdü.
Faal futbol hakemliğini sürdürmesinin yanında aynı zamanda Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) Mersin Şube Başkanlığı görevini de yürüten Yüksel, profesyonel futbol liglerinde yaşanan hakem hatalarını, İHA muhabirine değerlendirerek futbol camiası hakkında çarpıcı iddiaları gündeme taşıdı. Yaklaşık 17 yıldan bu yana hakemlik yaptığını hatırlatan Yüksel, özellikle son dönemlerde üst düzeyde hakemlik yaparak önemli başarılara imza atan isimlerin küstürülerek camiadan
uzaklaştırıldığını anlattı. Kendisinin her şeye rağmen mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Yüksel, "Her insan çalıştığı yerde arkasında duracak bir yönetici ister. Ama ne yazık ki, Türkiye'de hakemlerin arkasında duracak bir kurum yok" dedi.
"BAZI KULÜPLERİN İSTEMEDİĞİ HAKEMLERE MAÇ DAHİ VERİLMİYOR"
Türkiye'de bazı kulüplerin istemediği hakemlerin maç dahi verilmediğini öne süren Vedat Yüksel, "Buna bağlı olarak hakemler, 'Şu kulübe şunu yaparsam, bu kulübe bunu yaparsam acaba maç alabilir miyim?' şeklinde özetlenebilecek bir yaklaşım içine giriyor. Bu durum aynı zamanda son dönemlerde hakem hatalarının artması ve Türk hakemlerinin başarısız olmasının en önemli etkenlerinden biridir. Hakemlerimizin eğitim ya da parasal anlamda çok fazla eksikliklerinin olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten hakemler çok
iyi paralar alıyorlar ve daha da iyisini hak ediyorlar. Türk hakemliğinin en önemli sorunu kendilerine sahip çıkacak, en küçük hatalarında dahi arkalarında durabilecek sağlam yöneticilerin olmamasıdır" diye konuştu.
"HAKEMLER SAHADA ÖZGÜR İRADELERİYLE KARAR VEREMİYOR"
Türkiye'de hakemlerin sahaya çıktığında yaşanan olay ve olgular karşısında kendi özgür iradesiyle karar veremediğini de iddialarına ekleyen Vedat Yüksel, hakemlerin bilinçaltına yerleşen bir takım şeylerin etkisinde kaldığı için sağlıklı karar veremediğini savundu. Hakemlerde; 'Vedat Yüksel veya Bülent Demirlek durumuna düşer miyim?' şeklinde özetlenebilecek bir sendrom yaşandığını kaydeden Yüksel, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Hakem, sahaya çıktığında gördüğünü çalan insandır. Elbette ki hatalar
yapılabilir. Hatalar dün vardı, bugün de var ve yarın da var olacak. Burada önemli olan her şeye rağmen hakemlerin arkasında durabilecek, onu tüm eksiklik ve hatalarına rağmen kabul edebilecek bir yönetim zihniyetinin var olmasıdır. Ancak Türkiye'de böylesi bir durumdan söz etmek mümkün değil."
"AVRUPA'DA MAÇ YÖNETMEK TÜRKİYE'DEN DAHA KOLAY"
Son 10 yıllık zaman diliminde ön plana çıkan en önemli hakemlerden birinin Cüneyt Çakır olduğuna işaret eden Yüksel, Çakır'ın önünün açık olduğunu ve yükselişinin de devam edeceğini ifade ederek, Çakır ile birlikte genç Türk hakemlerinin de önünün açılacağını söyledi. Çakır'ın çok önemli bir mesafe kat ettiğini ve adeta Türkiye'nin gururu haline geldiğini kaydeden Yüksel, bu aşamadan sonra doğruları ve yanlışlarıyla Çakır'ın yanında olunması, sahiplenilmesi ve her şeyden önemlisi destek verilmesi
gerektiğini vurguladı. Bugün Avrupa'da maç yönetmenin Türkiye'den daha kolay olduğunu savunan Yüksel, Avrupa'da herkes işini yaparken, konuya da profesyonel bir bakış açısıyla yaklaşıldığını, ancak bu durumun Türkiye için geçerli olmadığının altını çizdi.
"GENÇ HAKEMLER ARASINDA 'BİZDENSİN-ONLARDANSIN' AYRIMI VAR"
Genç hakemler arasında; 'bizdensin-onlardansın' ayrımı yapıldığını öne süren Yüksel, bu durumun çok ciddi bir sorun olarak ortada durduğunu belirtti. Birilerine karşı gelmek gibi bir dertlerinin olmadığını, tek amaçlarının haksızlıkların karşısında durup, doğruları savunmak olduğunu anlatan Yüksel, "Nasıl ki kulüplerimiz adaletli bir maç yönetimi bekliyorsa, biz de aynı şekilde hakem camiasını yönetenlerden adaletli olmalarını bekliyoruz. Dolayısıyla bu adalet sağlanamadığı için birçok hakem kardeşimiz
arasında kutuplaşmalar oldu. Geçmişte de bir takım haksızlıklar oldu, yanlışlar yapıldı ama bu kadar açık seçik, bu denli ayrımcılık asla ama asla olmadı. Bize yapılan muamele, hiçbir hakem kardeşimize yapılmadı ve umarım yapılmaz. Bir camiada birlik ve beraberlik yoksa aksine ayrışma varsa herkes şapkasını ortaya koyup düşünmeli. Ne yazık ki hakem camiasında huzur olmadığı gibi birlik ve beraberlik de yok" dedi.
"HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SUSANLAR DİLSİZ ŞEYTANLARDIR"
Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) tüm bu yaşananların karşısında sessiz kaldığını savunan Yüksel, herkesin hakemlere haksızlık yapıldığı yönünde açıklamalarda bulunduğunu, ancak hiç kimsenin sorunu çözmek için çaba sarf etmediğini söyledi ve "Haksızlıklar karşısında susanlar, dilsiz şeytanlardır" sözünü hatırlattı.
Türkiye'de hakemlere sahip çıkılmadığını ifade eden Yüksel, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Eğer MHK, bu konuda konuşur ve bir karşı duruş sergilerse belki koltuklarından olurlar. Kimse kimseyi düşünmüyor, herkes kendini ve oturduğu koltuğu düşünüyor. MHK'nın neden sustuğunu bana değil, bizzat MHK'ya sormak lazım"
Faal futbol hakemliğini sürdürmesinin yanında aynı zamanda Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği (TFFHGD) Mersin Şube Başkanlığı görevini de yürüten Yüksel, profesyonel futbol liglerinde yaşanan hakem hatalarını, İHA muhabirine değerlendirerek futbol camiası hakkında çarpıcı iddiaları gündeme taşıdı. Yaklaşık 17 yıldan bu yana hakemlik yaptığını hatırlatan Yüksel, özellikle son dönemlerde üst düzeyde hakemlik yaparak önemli başarılara imza atan isimlerin küstürülerek camiadan
uzaklaştırıldığını anlattı. Kendisinin her şeye rağmen mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Yüksel, "Her insan çalıştığı yerde arkasında duracak bir yönetici ister. Ama ne yazık ki, Türkiye'de hakemlerin arkasında duracak bir kurum yok" dedi.
"BAZI KULÜPLERİN İSTEMEDİĞİ HAKEMLERE MAÇ DAHİ VERİLMİYOR"
Türkiye'de bazı kulüplerin istemediği hakemlerin maç dahi verilmediğini öne süren Vedat Yüksel, "Buna bağlı olarak hakemler, 'Şu kulübe şunu yaparsam, bu kulübe bunu yaparsam acaba maç alabilir miyim?' şeklinde özetlenebilecek bir yaklaşım içine giriyor. Bu durum aynı zamanda son dönemlerde hakem hatalarının artması ve Türk hakemlerinin başarısız olmasının en önemli etkenlerinden biridir. Hakemlerimizin eğitim ya da parasal anlamda çok fazla eksikliklerinin olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten hakemler çok
iyi paralar alıyorlar ve daha da iyisini hak ediyorlar. Türk hakemliğinin en önemli sorunu kendilerine sahip çıkacak, en küçük hatalarında dahi arkalarında durabilecek sağlam yöneticilerin olmamasıdır" diye konuştu.
"HAKEMLER SAHADA ÖZGÜR İRADELERİYLE KARAR VEREMİYOR"
Türkiye'de hakemlerin sahaya çıktığında yaşanan olay ve olgular karşısında kendi özgür iradesiyle karar veremediğini de iddialarına ekleyen Vedat Yüksel, hakemlerin bilinçaltına yerleşen bir takım şeylerin etkisinde kaldığı için sağlıklı karar veremediğini savundu. Hakemlerde; 'Vedat Yüksel veya Bülent Demirlek durumuna düşer miyim?' şeklinde özetlenebilecek bir sendrom yaşandığını kaydeden Yüksel, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Hakem, sahaya çıktığında gördüğünü çalan insandır. Elbette ki hatalar
yapılabilir. Hatalar dün vardı, bugün de var ve yarın da var olacak. Burada önemli olan her şeye rağmen hakemlerin arkasında durabilecek, onu tüm eksiklik ve hatalarına rağmen kabul edebilecek bir yönetim zihniyetinin var olmasıdır. Ancak Türkiye'de böylesi bir durumdan söz etmek mümkün değil."
"AVRUPA'DA MAÇ YÖNETMEK TÜRKİYE'DEN DAHA KOLAY"
Son 10 yıllık zaman diliminde ön plana çıkan en önemli hakemlerden birinin Cüneyt Çakır olduğuna işaret eden Yüksel, Çakır'ın önünün açık olduğunu ve yükselişinin de devam edeceğini ifade ederek, Çakır ile birlikte genç Türk hakemlerinin de önünün açılacağını söyledi. Çakır'ın çok önemli bir mesafe kat ettiğini ve adeta Türkiye'nin gururu haline geldiğini kaydeden Yüksel, bu aşamadan sonra doğruları ve yanlışlarıyla Çakır'ın yanında olunması, sahiplenilmesi ve her şeyden önemlisi destek verilmesi
gerektiğini vurguladı. Bugün Avrupa'da maç yönetmenin Türkiye'den daha kolay olduğunu savunan Yüksel, Avrupa'da herkes işini yaparken, konuya da profesyonel bir bakış açısıyla yaklaşıldığını, ancak bu durumun Türkiye için geçerli olmadığının altını çizdi.
"GENÇ HAKEMLER ARASINDA 'BİZDENSİN-ONLARDANSIN' AYRIMI VAR"
Genç hakemler arasında; 'bizdensin-onlardansın' ayrımı yapıldığını öne süren Yüksel, bu durumun çok ciddi bir sorun olarak ortada durduğunu belirtti. Birilerine karşı gelmek gibi bir dertlerinin olmadığını, tek amaçlarının haksızlıkların karşısında durup, doğruları savunmak olduğunu anlatan Yüksel, "Nasıl ki kulüplerimiz adaletli bir maç yönetimi bekliyorsa, biz de aynı şekilde hakem camiasını yönetenlerden adaletli olmalarını bekliyoruz. Dolayısıyla bu adalet sağlanamadığı için birçok hakem kardeşimiz
arasında kutuplaşmalar oldu. Geçmişte de bir takım haksızlıklar oldu, yanlışlar yapıldı ama bu kadar açık seçik, bu denli ayrımcılık asla ama asla olmadı. Bize yapılan muamele, hiçbir hakem kardeşimize yapılmadı ve umarım yapılmaz. Bir camiada birlik ve beraberlik yoksa aksine ayrışma varsa herkes şapkasını ortaya koyup düşünmeli. Ne yazık ki hakem camiasında huzur olmadığı gibi birlik ve beraberlik de yok" dedi.
"HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SUSANLAR DİLSİZ ŞEYTANLARDIR"
Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) tüm bu yaşananların karşısında sessiz kaldığını savunan Yüksel, herkesin hakemlere haksızlık yapıldığı yönünde açıklamalarda bulunduğunu, ancak hiç kimsenin sorunu çözmek için çaba sarf etmediğini söyledi ve "Haksızlıklar karşısında susanlar, dilsiz şeytanlardır" sözünü hatırlattı.
Türkiye'de hakemlere sahip çıkılmadığını ifade eden Yüksel, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Eğer MHK, bu konuda konuşur ve bir karşı duruş sergilerse belki koltuklarından olurlar. Kimse kimseyi düşünmüyor, herkes kendini ve oturduğu koltuğu düşünüyor. MHK'nın neden sustuğunu bana değil, bizzat MHK'ya sormak lazım"
