Almanya Teknik Direktörü Löw, Basın Toplantısı Düzenledi

2012 Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemeleri öncesi A Milli Takım'la karşılaşmaya hazırlanan Almanya'da Teknik Direktör Joachim Löw bir basın toplantısı düzenledi

2012 Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemeleri öncesi A Milli Takım'la karşılaşmaya hazırlanan Almanya'da Teknik Direktör Joachim Löw bir basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basın toplantısında Löw, Türkiye ve Hiddink'i överken, Arda'nın yokluğunun milli takım için sorun olmayacağını söyledi.
Almanya Teknik Direktörü Joachim Löw, Türk misafirlere Almanca "Hoş Geldiniz" diyerek sözlerine başladı. Türkiye ile yapacakları maç nedeniyle çok sevinçli olduklarını belirten Löw, ''Çok iyi atmosferde oynayacağımız için sevinçliyiz. Türk taraftarlar da maçı izleyecek. Biz de buna hazırlıklı olacağız. Kendimize güveniyoruz. Son maçları çok büyük bir özgüvenle oynadık. Gruptaki en güçlü rakibimiz Türkiye. Değerini ve önemini biliyoruz. Hazırlanmak için fazla vaktimiz olmadı'' dedi.
"ÇOK YÜKSEK DÜZEYDE ZEKİ BİR OYUN OYNAYACAKLAR. ONLARI YENMEK İSTİYORSAK BİZİM DE ÜSTÜN BİR OYUN SERGİLEMEMİZ GEREKLİ"
Türkiye maçında çok güzel bir atmosfer olacağını ve Türk seyircilerin de fazlasıyla olacak olmasının heyecanı artıracağını söyleyen Löw, "Sadece tek bir şeye dikkat edersek bu maçı kazanırız diyemeyiz. Sahada iyi işler olması için birçok faktör bir araya gelmeli. Türkiye'nin, Avrupa'nın zirve takımlarından biri olduğunu düşünüyorum. En son Avrupa Şampiyonası'nda karşılaştık. O gün aslında bizden daha iyi bir takım olmalarına rağmen biz galip geldik. Hiddink gibi bir teknik direktörle daha da avantajılar.
Hiddink takımı hızlandırabilecek. Uluslararası çapta oyuncuları var, topu çok iyi idare edip hızlı şekilde rakip kaleye gidebiliyorlar, hızlı bir oyun çıkarıyorlar. Şu ana kadar 6 puan almaları da özgüvenlerinin eseri. Türklerin mantalitesini de biliyorum. Stadyumda 35-40 bin Türk olacağını da varsayarsak, bunlar motivasyonlarını artıracaklardır. Çok yüksek düzeyde zeki bir oyun oynayacaklar. Onları yenmek istiyorsak bizim de üstün bir oyun sergilememiz gerekli. Biz Dünya Kupası'nda üstün yönlerimizi
gördük, yine bunları göstermemiz gerekir. Bu şekilde başarılı olabileceğimizi düşünüyorum" diye konuştu.
Maçın kilit mücadele olmadığını da kaydeden Löw, "Bu maçlar her zaman önemlidir. Rusya maçımız da önemliydi, yarınki maç da önemli. Ama bu bir final maçı değil. Belçika ve Avusturya maçımız da var. Belçika grupta tartının konumunu değiştirebilecek bir takım olabilir, ayrıca Avusturya'nın da şansı var. Daha birçok oyun oynanacak. Ancak elbette ki önemli bir maç olacak, kazanan grupta lider duruma geçecek" şeklinde konuştu.
"ARDA'NIN OLMAMASI TÜRKİYE İÇİN ACI BİR KAYIP AMA DİĞER OYUNCULAR DA ÇOK GÜÇLÜ"
Arda Turan'ın sakatlığı nedeniyle bu maçta oynayamayacağı yönündeki soruya Alman teknik adam, "Arda kendi takımında ve milli takımda çok büyük bir performans gösterdi. Galatasaray maçlarında da kendisini statta izledim. Ancak Türklerin ofansif anlamda bir çok seçeneği var. Nuri Şahin var mesela, Dortmund'da çok önemli rol oynayan bir isim kendisi. Bu kısımda ayrıca Tuncay, Nihat, Hamit Altıntop da çok iyi bir kombinasyon ortaya çıkabilir. Arda'nın olmaması Türkiye için acı bir kayıp ama diğer oyuncuları
da çok güçlü. Türkler bu nedenle bir zaaf yaşayacak dememeliyiz" cevabını verdi.
"FENERBAHÇE'DE YAŞADIĞIM SÜREÇ BENİM İÇİN BİR KLASİKTİR, YARIN TÜRKİYE İLE KARŞILAŞACAĞIM İÇİN DE ÇOK SEVİNÇLİYİM"
Türkiye'de 2 ayrı takımda çalıştığını hatırlatan ve Türkiye hakkında da görüşlerini aktaran Löw, Türk mantalitesini yakından tanıdığını ifade ederek, "Misafirperver ve dostane yanlarını iyi biliyorum. Türkiye'de ayrıca pozitif fanatizmi de gördüm. Türkiye'de statlardaki atmosfer müthişti. Maç öncesi ve sonrasında da tartışmalar canlıydı. Türkiye'de futbolun nefes aldığını biliyorsunuz. Fenerbahçe'de yaşadığım süreç de benim için bir klasiktir. Yarın Türkiye ile karşılaşacağım için de çok sevinçliyim"
yorumunda bulundu.
"MAÇIN BAŞINDAN BERİ İYİ FUTBOL SERGİLERSEK GERİSİ DE GELECEKTİR"
Bütün oyuncularından en yüksek performansta kalmalarını bekleyemeyeceğini de ifade eden Löw, "Dünya Kupası bizden güç aldı. 3 haftalık hazırlık sürecimiz oldu ve bazı eksiklerimiz var. Bazı oyuncularımızın maça çıkması değil sadece idman yapması daha iyi olurdu. Ama bunların arkasına saklanmak istemiyorum, hazırız ve çok kararlıyız. Teknik açından çok iyi futbol oynayabileceğimizi de biliyorum. Maçın başından beri iyi futbol sergilersek gerisi de gelecektir" ifadelerini kullandı.
Almanya'da şuan çok iyi bir performans sergileyen Mainz'ın genç oyuncularını takıma almaması hakkında da görüşü istenen Löw bu konuda ise şunları kaydetti:
"Mainz ve Dortmund takımının genç oyuncularına uzak davranmadım. İlgilendim ama bazı genç oyuncularımız halen kendilerini geliştirebilir. Bunların iyi bir kariyeri ufakta görünüyor. Ama sol ayaklı oyuncu açığımız halen var ve burada sonsuz sayıda bir oyuncu havuzu göremiyorum. Şuandaki bu genç yeteneklerin durumu beni sevindiriyor ama zaman içinde dünyanın en iyi oyuncuları arasında yer almaları gerektiğini kanıtlamaları gerekir. Ben fırsat almalarını düşünüyorum ama milli takımda temel görev
üstlenmeleri için şuan bir şey diyemem. Bunu önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Örneğin Westermann ve Boateng de sol defans oyuncuları değil, merkezde kendilerini kanıtlamış isimler. Ama ikisi de solda kendilerini desteklediler. Yine de temel amaçları solda oynamak değil. Gelecek için bunu geliştirmemiz gerekebilir."
2008 kadrosundan 4 oyuncu kaldığının hatırlatılması üzerine ise Löw, "Avrupa Şampiyonası sonrasında 28,5 yaş ortalamamız vardı ve performansımız her zaman düzenli seyir izlemedi. Sonra genç oyuncuları monte etmeye başladık. Geçen süreçte yeni oyuncular üzerinde çalıştık ve geliştirdik. Oyunumuzun hızıyla ilgili şunu söyleyebilirim. 2008'deki hızımızı artırdık. Birçok maçta hız artırıp hedefe kitlendik bu da beni sevindiren bir gelişme. Genç oyuncuları geliştirdik. Dünya Kupası'nda onlar da üne sahip
isimler oldular. Bunların monte süreci bence dünya kupasına kadar da başarı ile sonuçlanmıştı" diye görüş belirtti.
60. maçına çıktığının hatırlatılması ve kendi performansının sorulması üzerine ise Löw, "Çek Cumhuriyeti ile olan maçı ölçüt almıyorum. Zaman zaman bana da o maçı hatırlatıyorlar. Fakat 2006 yılından beri milli takımda yenilikler yaşandı ve bunların istatistiklerden daha büyük önemi var. Dünya Kupası alamasak da başarılıydık. Ancak bana acı veren, son turnuvalarda yarı finallere gelebilsek de hedefe ulaşamamamızdı. Ben bir futbol kültürü yaşatmak, hızlı kaliteli bir takım oluşturmak istiyorum"
ifadelerini kullandı.
Bastian Schweinsteiger'ın yokluğunda Kross ve Müller'in oynayabileceğini ifade eden Löw, "Bu isimler Trasch ve Sami Khedira da olabilir. Stuttgart takımından performanslarını da biliyoruz. Fakat temel takım düzenimiz çok büyük değişikliğe uğramayacak. Aslında taktik görevler önemli. Verilen taktiklerin gerçeğe aktarılması önemli. İyi bir saha bölünmesine gitmemiz önemli. Taktik ofansif veya defansif olsun, uygulanması önemlidir. Müller Bayern'de zaman zaman merkezde oynuyor ve rakip açısından riskli bir
oyuncu. Trasch de çok büyük formda. Stuttgart'ın toplu performansı yüksek olmasa da oyuncuları iyi. Özil, Khedira, Schweinsteiger üçlüsü olamayacak ama kalan oyuncular da ofansta çok yüksek bir performans gösterecektir. Khedira sanırım Dünya Kupası'nda en çok koşan ve yüksek tempoda olan oyuncuydu. Bu da benim orta saha oyuncularından ne beklediğimi gösterebilir. Khedira'dan daha çok şey bekleyemem çünkü müthiş bir performans gösterdi zaten. Genç oyuncular açısından mental yönden bir baskı vardır ancak o
psikolojik ve fiziksel açıdan görevlerini yerine getirdi sorumluluğunun da bilincindeydi. Trasch ve Gross da Schweinsteiger'ın görevini yerine getirebilir. Müller ise daha ofansif biri isim ama rakip açısından da büyük bir tehlike" dedi.
Sakat isimlerden Ballack'la ilgili görüşünün istenmesi üzerine ise Löw, "Kendisiyle 1-2 hafta önce görüştüm. Tabi ki tekrar sakatlanmasını kimse beklemiyordu. İlk sakatlığında 3 ay futbol oynamadı, sonra yine sakatlandı. Netice itibariyle böyle bir oyuncudan halen bir şey beklemek ve onu zorlamak demektir, bu da ne kadar mantıklı olur ki? Ballack önce kendi sağlığına kavuşmalı. Daha sonra yeniden bir hazırlık sürecine girmesi gerektiği düşüncesindeyim. Onu zorlayıp baskı yapmak mantıklı değil. Ama bu
sakatlığının üstesinden gelecektir. Liderlik konusuna gelince, Khedira da orta sahada o sorumluluğu alacak bir isim ama görev paylaşımı da var. Biz görev dağılımını da gayet iyi şekilde dağıttığımıza inanıyoruz" şeklinde görüş belitti.
KHEDİRA: BU MAÇI KAZANMAK İSTİYORUZ
Basın toplantısına katılan Sami Khedira da Türkiye karşılaşmasını kazanmak istediklerini söyleyerek, takımda kimin oynayıp, oynamayacağının önemli olmadığını ifade etti. Tunus asıllı futbolcu, ''Bu maçı kazanmak istiyoruz. Orta sahada kimler oynarsa oynasın, bizim bir takım kalitemiz var. Türkiye'ye karşı 3 puan almak için Berlin'e geldik. Türkiye maçına odaklanıyoruz'' dedi.
KHEDİRA: BEN DE TUNUS ASILLIYIM, MESUT'U İYİ ANLIYORUM
Kendisi de Almanya'da yaşayan gurbetçi bir ailenin çocuğu olan Khedira, Mesut Özil'le ilgili sorulara ise şu şekilde cevap verdi:
''Babam Tunuslu. Tunus ile çok iyi bağlantılarım var. Ziyaretler yapıyorum. Tunus Futbol Federasyonu, milli takımda oynamam için bana gençliğimde başvurmuştu. Almanya'nın tüm gençlik takımlarında oynadım. Almanya'da doğdum, büyüdüm ve kendimi Alman hissediyorum. Ben başından itibaren Almanya için plan yaptım.
Son dönemde Mesut'u daha iyi tanıyabildim. Kendisi için önemli bir maç olacak. Sadece maça konsantre olacak. Çok rahat bir maç çıkartacağını düşünüyorum.''
(BÇ-ERS-ERS-S)