Erman Toroğlu 'Maraton' olayını açıkladı
Erman Toroğlu, Maraton programının Lig TV ekranlarından kaldırılmasıyla ilgili bugün açıklamalarda bulundu.
İşte o açıklamalar...
Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi değil. Cumhurbaşkanı Gül, Maraton’u sürekli izlediğini bizzat ifade etti. Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu da programın devam etmesini istiyordu.
Geçtiğimiz 20 yılda benim aklımda kalan dört adet artık klasik olmuş televizyon programı var: Arena, Siyaset Meydanı, 32. Gün ve Maraton.
Diğer üçü siyasi, ekonomik, toplumsal programlar, bizimki futbol programı. Hoş zaman zaman ben buna ekonomiyi de, toplumu da katıyordum. Bence fena da olmuyordu. Arena, Siyaset Meydanı ve 32. Gün zaman zaman banttan da yayınlanan programlar. Ama bizimkinin bant şansı yok. Hep canlı canlı. Bazen 2.5 saat, bazen 4.5 saat. Bir de karşınızdaki yelpazeyi göz önüne getirdiğinizde, varın gerisini siz düşünün.
Tam ihale başladığında Pegasus uçağıyla İstanbul-Londra seferine başlamıştım. Londra’ya indiğimde ihalenin Digitürk tarafından alındığını öğrendim. Üç gün Londra’daki dostlarımla gezdim tozdum. Döndüm, İstanbul’da bir restorana gittim, önüme bir Vatan gazetesi getirdiler. Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ile Sanem Altan röportaj yapmışlar, bu röportajın üzerinde 8 sütun manşet; “Çanlar Erman Hoca için çalıyor” başlığı ve benim kelle resmim...
Bu olayda şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem
Genel Müdür’ün konuşmaları ile yukarıdaki haberin ayrıntıları örtüşüyor. Yani, benim olayım, benim ile şirket arasında gözüküyor. Bu sonuçta şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem. Aslında bu tarz bir yazı yazmak istemedim. Ama suçlamalar öyle boyutlara gitti ki, ‘doğru muydu yanlış mıydı’ araştırma yapmaya başladım. O zaman yukarıdan başlayarak aşağı doğru inelim:
1- Gül: “Beni uykusuz bırakıyor” demişti
“Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi olabilir” diyenler oldu. Katılmıyorum, çünkü şu anda iktidarda olan partinin kurucularından olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çok yerde beyanat vererek, “Maraton’dan şikayetçiyim çünkü beni gece yarılarına kadar uykusuz bırakıyor” demiştir. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Maraton hakkındaki düşüncelerini sevgili dostum, arkadaşım merhum Hasan Doğan’dan dolayı biliyorum.
2- “Toroğlu’nun işine niye son vermediniz” dediler
Maraton’un ‘badem!’ olma kararı nerede alındı? Yayın ihalesine çıkıldıktan sonra Türk Telekom ile Digitürk ekipleri üst düzey toplantılar yaptılar ve sonunda el sıkışıp ihaleye beraber girme kararı aldılar. İhaleye iki gün kala Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da bulunduğu, Türk Telekomcularla beraber yapılan toplantıda, ‘ihaleye Digitürk’le beraber girilmeme’ kararı alındı. Türk Telekom tek başına girecekti. Bu isteğin daha yukarılardan da geldiği söyleniyor.
İşte burada Digitürk tarafında panik başladı. Belki de bu arada karşılıklı vaatler verildi. Mesela ihaleye iki gün kala Ertan Özerdem’in odasına Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, asbaşkanı Ali Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Başkanı Göksel Gümüşdağ girdiler. Burada Ali Yıldırım’ın Özerdem’e, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” cümlesi var. Bunu sağda solda söyleyen de Göksel Gümüşdağ’dır.
3- Kulüpler Birliği’nde hiç gündeme gelmedi
“Erman Toroğlu’nu Kulüpler Birliği istemedi” denildi. Ben kulüp başkanlarıyla hep belli mesafede durmuşumdur. Ama böyle bir önemli olayda bazı kulüp başkanlarını bizzat aradım. Bazıları da beni aradılar. Söylediği cümleler netti:
“Bu konuyla ilgili Kulüpler Birliği toplantısında Erman Toroğlu’nun ‘E’si bile geçmedi. Ve böyle bir istek getirilseydi, kesinlikle reddedilirdi.”
Yalnız burada iki ayrıntı var... Bu Kulüpler Birliği toplantısından sonra dört kulüp başkanı; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Kayserispor Başkanı Recep Mamur, Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Göksel Gümüşdağ sohbete oturuyorlar... Burada benim mevzum geçiyor.... Ve sonra bu grup yemeğe gidiyor.
Araştırmaya devam ediyorum ve Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma’yı arıyorum, diyorum ki: “Kayserispor Başkanı’nın Şansal Büyüka’ya gönderdiği teşekkür mektubunun henüz imzası kurumadı.”
Neler diyor Recep Mamur: “İyi ki Maraton programı var, iyi ki sizler varsınız, yoksa biz Anadolu takımları mahvolacağız. Bana küfreden ve baskı yapan bu seyirciye karşı benim yanımda dimdik ayakta duruyorsunuz. İkinize de teşekkür ediyorum.” Ve Süleyman Hurma devam ediyor: “Başkanımla bizzat konuştum. Bana söylediği; ‘Mektubun arkasında sonuna kadar duruyorum. Ben o 4-5 kulüp başkanıyla yenen yemekte ne Erman Toroğlu’nun ne Şansal Büyüka’nın ne de Maraton’un aleyhinde konuşmadım. Yalnız Aziz Yıldırım dedi ki; ‘Ertan Özerdem’le konuştum, sezon sonunda Erman Toroğlu’nu görevden alacak... Ben en ufak bir yorum yapmadım.”
4- “Elbirliğiyle Erman Toroğlu’nu yollamalıyız”
İhale bitiyor. Şu anda Süper Lig’de oynayan bir kulübün başkanı (ismi bende saklı) Aziz Yıldırım’ı arıyor... “Başkan, tebrik ederim. Çok güzel bir ihale oldu” deyince Yıldırım’ın cevabı enteresan: “Henüz işimiz bitmedi, elbirliğiyle bu Erman Toroğlu’nu yollamamız gerekiyor.”
Buna benzer, kulüp başkanlarıyla ilgili birkaç detay daha var. Ama bakın ben bunlara detay olarak bakıyorum, esas olarak görmüyorum. Çünkü esas olan Maraton ile Digitürk’tür.
5- Küfürle mücadelemiz için teşekkür etmişlerdi
“Erman gidecek küfür bitecek” diyenler de oldu...
Küfürle en fazla mücadele eden adam benim. İşte Kayserispor Başkanı Recep Mamur’un söyledikleri. Biraz geriye gidin, Aziz Yıldırım’ın 2006 yılında Beyoğlu’nda bir Fenerium mağazası açarken kameralara söyledikleri:
“Türkiye’de küfürle sadece iki kişi mücadele ediyor. Buradan ikisine de açık teşekkür ediyorum; birisi Şansal Büyüka’dır, diğeri Erman Toroğlu.”
6- Futbol Federasyonu destekliyordu
“Futbol Federasyonu Maraton’u istemiyor” diyebilirler. Nitekim sayıları az da olsa diyenler oldu. Bizzat Futbol Federasyonu ve yönetim kurulu üyeleri Maraton Digitürk’te bittikten sonra ne duruma geldiler, neler söylediler, herkes biliyor. Futbol Federasyonu, Maraton’un kesinlikle devam etmesinden yanaydı. Hatta şunu söylüyorlardı: “Maraton işimizi kolaylaştırıyor.”
7- Sarvan: İşimiz çok daha zorlaştı
“Hakemler hakkında konuşmalar... Pozisyonların tekrarları... Hakemler rencide oluyor... Hakemler rahatsız...” diyenler ve sebebi bunlarda arayanlar da vardı. Veya öyle söylüyorlardı. Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan ve MHK Başkan Vekili Yüksel Okçuoğlu bizzat telefon açarak, “İnanamadık, şimdi bizim için çok kötü oldu. Hakem camiası olarak en büyük desteği sizden görüyorduk” cümlelerini sarfettiler ve, “Bundan sonra işimiz çok daha zorlaştı” dediler.
8- Türk halkı “Maraton”u seviyor
Seyirciye bakıyor- sunuz,yüzde 100 fanatik olmayan, biraz aklı selim olan seyirci “Maraton” diyor. Çünkü Maraton açık kanalda yayınlanmadı. Biz Şansal’la Digitürk’te yani, şifreli yayında buna başladığımızda çoğu kimse, “Unutulur gidersiniz. Açık kanalda çalışsanız iyi olurdu. Artık bittiniz” dedi. Maraton bitti de gördüğünüz gibi şimdilik ortalığı çok karıştırarak bitti.
9- MHK bizden şikayetçi değildi
Maç bitiyor, daha soyunma odasına gitmeden futbolcu ve teknik adam diyor ki: “Bunu akşam Maraton’da yorumlayacaklar, o zaman göreceksiniz.” Kim bunu söyleyenler; canı yananlar.
Yine ismi bende saklı bir üst düzey FIFA hakemi, bir maçı idare ederken sarı kart gösteriyor, futbolcu hakeme diyor ki: “Gösterdiğin kart yanlış, akşam Maraton’da görürsün.”
Peki kim bunu söylüyor, canı yanan futbolcu. MHK de bundan şikayetçi değil, niye çünkü orada hiçbir çıkarı olmadan, hiçbir kulübe bağlılığı ya da Futbol Federasyonu’na bağlılığı olmadan, renklere çıkar sağlamadan oyun kuralı yorumlanıyor. Çünkü geçmişte de bazı MHK Başkanları dediler ki: “Türkiye’de biz bazı yerlere ulaşamıyoruz. Oralara Maraton ulaşıyor, Allah razı olsun.”
10- İsim babası Büyüka’dır
Maraton’un isim babası Şansal Büyüka’dır. Onu çocuğu gibi büyüttü. Kolay değil, 14 yaşına geldi, çocuk okusaydı şu anda Lise 1’de idi. Ne yapalım, bu sene de bazı sebeplerden dolayı kaydını dondururuz, o çocuk gene eğitimine bir yerde devam eder.
Erman Toroğlu Ertan Özerdem ile konuşmasını da şu şekilde açıkladı;
"Kendisiyle yaptığımız toplantıda önce bir çay söyledim. Baktım çay kesmiyor, sonra viskiye döndü. Eğer ihale kaybedilseydi, “Maraton devam eder miydi” diye sordum. “Devam edecekti” dedi. Sonra kendisine Ali Yıldırım’ın, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” sözlerini hatırlattım, “Bu konuda bir şey söylemem” dedi. 10 dakika sonra da, “Eğer bunu yazarsan inkar ederim” dedi. Ben de, “İnkar edersen, o senin sorunun olur” cevabını verdim. Ertan Özerdem ile konuşurken, Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş da vardı."
Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi değil. Cumhurbaşkanı Gül, Maraton’u sürekli izlediğini bizzat ifade etti. Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu da programın devam etmesini istiyordu.
Geçtiğimiz 20 yılda benim aklımda kalan dört adet artık klasik olmuş televizyon programı var: Arena, Siyaset Meydanı, 32. Gün ve Maraton.
Diğer üçü siyasi, ekonomik, toplumsal programlar, bizimki futbol programı. Hoş zaman zaman ben buna ekonomiyi de, toplumu da katıyordum. Bence fena da olmuyordu. Arena, Siyaset Meydanı ve 32. Gün zaman zaman banttan da yayınlanan programlar. Ama bizimkinin bant şansı yok. Hep canlı canlı. Bazen 2.5 saat, bazen 4.5 saat. Bir de karşınızdaki yelpazeyi göz önüne getirdiğinizde, varın gerisini siz düşünün.
Tam ihale başladığında Pegasus uçağıyla İstanbul-Londra seferine başlamıştım. Londra’ya indiğimde ihalenin Digitürk tarafından alındığını öğrendim. Üç gün Londra’daki dostlarımla gezdim tozdum. Döndüm, İstanbul’da bir restorana gittim, önüme bir Vatan gazetesi getirdiler. Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ile Sanem Altan röportaj yapmışlar, bu röportajın üzerinde 8 sütun manşet; “Çanlar Erman Hoca için çalıyor” başlığı ve benim kelle resmim...
Bu olayda şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem
Genel Müdür’ün konuşmaları ile yukarıdaki haberin ayrıntıları örtüşüyor. Yani, benim olayım, benim ile şirket arasında gözüküyor. Bu sonuçta şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem. Aslında bu tarz bir yazı yazmak istemedim. Ama suçlamalar öyle boyutlara gitti ki, ‘doğru muydu yanlış mıydı’ araştırma yapmaya başladım. O zaman yukarıdan başlayarak aşağı doğru inelim:
1- Gül: “Beni uykusuz bırakıyor” demişti
“Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi olabilir” diyenler oldu. Katılmıyorum, çünkü şu anda iktidarda olan partinin kurucularından olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çok yerde beyanat vererek, “Maraton’dan şikayetçiyim çünkü beni gece yarılarına kadar uykusuz bırakıyor” demiştir. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Maraton hakkındaki düşüncelerini sevgili dostum, arkadaşım merhum Hasan Doğan’dan dolayı biliyorum.
2- “Toroğlu’nun işine niye son vermediniz” dediler
Maraton’un ‘badem!’ olma kararı nerede alındı? Yayın ihalesine çıkıldıktan sonra Türk Telekom ile Digitürk ekipleri üst düzey toplantılar yaptılar ve sonunda el sıkışıp ihaleye beraber girme kararı aldılar. İhaleye iki gün kala Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da bulunduğu, Türk Telekomcularla beraber yapılan toplantıda, ‘ihaleye Digitürk’le beraber girilmeme’ kararı alındı. Türk Telekom tek başına girecekti. Bu isteğin daha yukarılardan da geldiği söyleniyor.
İşte burada Digitürk tarafında panik başladı. Belki de bu arada karşılıklı vaatler verildi. Mesela ihaleye iki gün kala Ertan Özerdem’in odasına Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, asbaşkanı Ali Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Başkanı Göksel Gümüşdağ girdiler. Burada Ali Yıldırım’ın Özerdem’e, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” cümlesi var. Bunu sağda solda söyleyen de Göksel Gümüşdağ’dır.
3- Kulüpler Birliği’nde hiç gündeme gelmedi
“Erman Toroğlu’nu Kulüpler Birliği istemedi” denildi. Ben kulüp başkanlarıyla hep belli mesafede durmuşumdur. Ama böyle bir önemli olayda bazı kulüp başkanlarını bizzat aradım. Bazıları da beni aradılar. Söylediği cümleler netti:
“Bu konuyla ilgili Kulüpler Birliği toplantısında Erman Toroğlu’nun ‘E’si bile geçmedi. Ve böyle bir istek getirilseydi, kesinlikle reddedilirdi.”
Yalnız burada iki ayrıntı var... Bu Kulüpler Birliği toplantısından sonra dört kulüp başkanı; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Kayserispor Başkanı Recep Mamur, Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Göksel Gümüşdağ sohbete oturuyorlar... Burada benim mevzum geçiyor.... Ve sonra bu grup yemeğe gidiyor.
Araştırmaya devam ediyorum ve Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma’yı arıyorum, diyorum ki: “Kayserispor Başkanı’nın Şansal Büyüka’ya gönderdiği teşekkür mektubunun henüz imzası kurumadı.”
Neler diyor Recep Mamur: “İyi ki Maraton programı var, iyi ki sizler varsınız, yoksa biz Anadolu takımları mahvolacağız. Bana küfreden ve baskı yapan bu seyirciye karşı benim yanımda dimdik ayakta duruyorsunuz. İkinize de teşekkür ediyorum.” Ve Süleyman Hurma devam ediyor: “Başkanımla bizzat konuştum. Bana söylediği; ‘Mektubun arkasında sonuna kadar duruyorum. Ben o 4-5 kulüp başkanıyla yenen yemekte ne Erman Toroğlu’nun ne Şansal Büyüka’nın ne de Maraton’un aleyhinde konuşmadım. Yalnız Aziz Yıldırım dedi ki; ‘Ertan Özerdem’le konuştum, sezon sonunda Erman Toroğlu’nu görevden alacak... Ben en ufak bir yorum yapmadım.”
4- “Elbirliğiyle Erman Toroğlu’nu yollamalıyız”
İhale bitiyor. Şu anda Süper Lig’de oynayan bir kulübün başkanı (ismi bende saklı) Aziz Yıldırım’ı arıyor... “Başkan, tebrik ederim. Çok güzel bir ihale oldu” deyince Yıldırım’ın cevabı enteresan: “Henüz işimiz bitmedi, elbirliğiyle bu Erman Toroğlu’nu yollamamız gerekiyor.”
Buna benzer, kulüp başkanlarıyla ilgili birkaç detay daha var. Ama bakın ben bunlara detay olarak bakıyorum, esas olarak görmüyorum. Çünkü esas olan Maraton ile Digitürk’tür.
5- Küfürle mücadelemiz için teşekkür etmişlerdi
“Erman gidecek küfür bitecek” diyenler de oldu...
Küfürle en fazla mücadele eden adam benim. İşte Kayserispor Başkanı Recep Mamur’un söyledikleri. Biraz geriye gidin, Aziz Yıldırım’ın 2006 yılında Beyoğlu’nda bir Fenerium mağazası açarken kameralara söyledikleri:
“Türkiye’de küfürle sadece iki kişi mücadele ediyor. Buradan ikisine de açık teşekkür ediyorum; birisi Şansal Büyüka’dır, diğeri Erman Toroğlu.”
6- Futbol Federasyonu destekliyordu
“Futbol Federasyonu Maraton’u istemiyor” diyebilirler. Nitekim sayıları az da olsa diyenler oldu. Bizzat Futbol Federasyonu ve yönetim kurulu üyeleri Maraton Digitürk’te bittikten sonra ne duruma geldiler, neler söylediler, herkes biliyor. Futbol Federasyonu, Maraton’un kesinlikle devam etmesinden yanaydı. Hatta şunu söylüyorlardı: “Maraton işimizi kolaylaştırıyor.”
7- Sarvan: İşimiz çok daha zorlaştı
“Hakemler hakkında konuşmalar... Pozisyonların tekrarları... Hakemler rencide oluyor... Hakemler rahatsız...” diyenler ve sebebi bunlarda arayanlar da vardı. Veya öyle söylüyorlardı. Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan ve MHK Başkan Vekili Yüksel Okçuoğlu bizzat telefon açarak, “İnanamadık, şimdi bizim için çok kötü oldu. Hakem camiası olarak en büyük desteği sizden görüyorduk” cümlelerini sarfettiler ve, “Bundan sonra işimiz çok daha zorlaştı” dediler.
8- Türk halkı “Maraton”u seviyor
Seyirciye bakıyor- sunuz,yüzde 100 fanatik olmayan, biraz aklı selim olan seyirci “Maraton” diyor. Çünkü Maraton açık kanalda yayınlanmadı. Biz Şansal’la Digitürk’te yani, şifreli yayında buna başladığımızda çoğu kimse, “Unutulur gidersiniz. Açık kanalda çalışsanız iyi olurdu. Artık bittiniz” dedi. Maraton bitti de gördüğünüz gibi şimdilik ortalığı çok karıştırarak bitti.
9- MHK bizden şikayetçi değildi
Maç bitiyor, daha soyunma odasına gitmeden futbolcu ve teknik adam diyor ki: “Bunu akşam Maraton’da yorumlayacaklar, o zaman göreceksiniz.” Kim bunu söyleyenler; canı yananlar.
Yine ismi bende saklı bir üst düzey FIFA hakemi, bir maçı idare ederken sarı kart gösteriyor, futbolcu hakeme diyor ki: “Gösterdiğin kart yanlış, akşam Maraton’da görürsün.”
Peki kim bunu söylüyor, canı yanan futbolcu. MHK de bundan şikayetçi değil, niye çünkü orada hiçbir çıkarı olmadan, hiçbir kulübe bağlılığı ya da Futbol Federasyonu’na bağlılığı olmadan, renklere çıkar sağlamadan oyun kuralı yorumlanıyor. Çünkü geçmişte de bazı MHK Başkanları dediler ki: “Türkiye’de biz bazı yerlere ulaşamıyoruz. Oralara Maraton ulaşıyor, Allah razı olsun.”
10- İsim babası Büyüka’dır
Maraton’un isim babası Şansal Büyüka’dır. Onu çocuğu gibi büyüttü. Kolay değil, 14 yaşına geldi, çocuk okusaydı şu anda Lise 1’de idi. Ne yapalım, bu sene de bazı sebeplerden dolayı kaydını dondururuz, o çocuk gene eğitimine bir yerde devam eder.
Erman Toroğlu Ertan Özerdem ile konuşmasını da şu şekilde açıkladı;
"Kendisiyle yaptığımız toplantıda önce bir çay söyledim. Baktım çay kesmiyor, sonra viskiye döndü. Eğer ihale kaybedilseydi, “Maraton devam eder miydi” diye sordum. “Devam edecekti” dedi. Sonra kendisine Ali Yıldırım’ın, “Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?” sözlerini hatırlattım, “Bu konuda bir şey söylemem” dedi. 10 dakika sonra da, “Eğer bunu yazarsan inkar ederim” dedi. Ben de, “İnkar edersen, o senin sorunun olur” cevabını verdim. Ertan Özerdem ile konuşurken, Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş da vardı."