Ali Şen'den arslan ve kanaryaya reçete

Fenerbahçe'nin unutulmayan başkanı Ali Şen ile Galatasaray ve Fenerbahçe'nin son dönemdeki durumunu değerlendirdi.

EFSANE BAŞKAN ALİ ŞEN, GALATASARAY VE FENERBAHÇE'YE KURTULUŞ REÇETESİ YAZDI:
ADI FATİH SOYADI TERİM
** Rijkaard'ta boşvermecilik var. Rahat hayat, çok para, güzel İstanbul! Galatasaray'ı şampiyon yapacak bir antrenör tanıyorum. 1974 yılında, Galatasaray'a Adana'dan gelmişti. Şu anda da boşta. Adı Fatih, soyadı Terim!
**Fenerbahçe Başkanı başladığı kavgayı mutlaka kazanmalıdır! "Bu hakemler gidecek başka hakemler gelecek" diyorsa, gelmelidir!
**Şu anda hiçbir futbolcu, ama dünyanın en büyük futbolcusu olsa bile Fenerbahçe takımını kurtaramaz! Başıbozukluk giderilmezse, gelen de, bu vurdumduymaz futbolculardan birisi olur çıkar!
** Mehmet Topuz'u satmaları büyük bir zeka ürünü olan Kayseri, Sivas gibi geriye düşmez. Süleyman Hurma orada sportif direktörlük dersi veriyor!
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım çıktı ve "Artık böyle gitmeyecek!" diyerek, Kulüpler Birliği Başkanlığı'nı bıraktı. Ortaya çıkan bu savaşı Yıldırım mı kazanır, yoksa Federasyon Başkanı Mahmut Özgener ve Merkez Hakem Kurulu mu?
Fenerbahçe Kulübü Başkanı bir söz söylediği zaman, taraftarlarına bir şey vaad ettiği zaman, o sözün, o vaadin mutlaka yerine gelmesi lazım! Fenerbahçe'nin kaç maçtır haklarının yenildiği doğrudur. Hakemler de insan hata yapar ama bu hatalar hep Fenerbahçe aleyhine oluşuyor. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım televizyonda "Bu hakemlerle olmayacak. Burada söylüyorum; başka hakemler yönetecek!" dedi. Bu sözü söyledikten sonra, ikinci devrede bu hakemlerin dışında hakemlerin maçları yönetmesi lazım. Bu gerçekleşmediği takdirde Aziz Yıldırım'ın güçsüz olduğuna, başta futbolcular ve hepimiz inanacağız!
Fenerbahçe Başkanı bir şey söylüyorsa o sözün mutlaka yerine gelmesi gerekmektedir. Federasyona "Gidecek" diyorsa gidecek, "Bu hakemler gidecek başka hakemler gelecek" diyorsa, o da gelecek. Doğrudur yanlıştır, o ayrı bir tartışma konusudur.
Ben, Türk hakemlerinin dışında Süper Lig'de yabancı hakemlerin maçları yöneteceğini sanmıyorum. Ancak Fenerbahçe Başkanı başladığı kavgayı mutlaka kazanmalıdır!
Aziz Yıldırım'a destek veriyor musunuz?
Aziz Yıldırım'a en fazla desteği veren benim. Taraftar, camia, kişiler ve basın, tarihimizde en büyük desteği Aziz Yıldırım'a vermişiz. Şampiyonluğun acı şekilde yitirildiği Denizlispor maçından sonra kulübe gittim, destek verdim. Aziz Yıldırım'la çalışan yönetim kurulundaki arkadaşları dahil, benim ona verdiğim desteğin anlamını anlamamışlardı! Ve de gerekli de görmemişlerdi.
Ben Fenerbahçeli olarak, bütün taraftarlar gibi, göreve devam etmesini istemiştim. Benden çok daha iyi başkanlık yaptığını söyledim. 10. görev yılında plaket verdim.
Ancak bu desteklere sahip Aziz Yıldırım'ın, vefakar olmadığını, hem de asla olmadığını burada belirtmeliyim. Bugün bütün Fenerbahçeli taraftarlar, bundan sonraki durumu sıkı takip ediyorlar. Sezon başında ne söylediysem, bundan sonra maçları kazanmadığı takdirde Aziz Yıldırım'ın başına o gelecektir. Aman dikkat etsin, toparlasın, çünkü Fenerbahçe taraftarının oyuncuya da antrenöre de başkana da karşı sabrı taşmıştır. Bu nasihatlarımı dinlesin. Ben muhalefet falan değilim! Ne kadar destek verdiğimi bütün taraftarlarımız ve camiamız biliyor. Yine de devamlı yol gösterdim.
Mustafa Sarp İstanbul Büyükşehir maçı sonrası Aziz Yıldırım'a çattı. "Birileri çıkıp konuşuyor diye mi hakemler bu kadar değişiyor" dedi ve Hüseyin Göçek'in kararlarının, galibiyetlerini engellediğini ima etti. Sizce bir futbolcunun, bir kulüp başkanını hedefe alması ne denli doğru?
Futbolcular kendine bakacak! Futbolunu oynayacak. Takımına faydalı olacak, sonra da milli takımda hizmet edecek. Bunun dışında, Fenerbahçe Başkanına laf yetiştirmek, Galatasaraylı futbolcunun asla görevi değildir. O görevi, kulüp başkanı ve yöneticiler yapar. Mustafa'nın dediklerini hiç beğenmedim!
Aykut Kocaman sonunda çıktı ve konuştu. "Daum'a işini öğretemem ama görevden alma yetkim var" dedi. Bir de şunu itiraf etti: "Benim pozisyonum Türkiye için yeni. Biraz deneme yanılma yöntemiyle ilerliyoruz. Amacım biraz da geçen süre içinde pozisyonumu kavramak" dedi. Acaba bu sözler, kafası karışık olan Kocaman'ın görev tanımının tam olarak yapılmadığı veya kendisinin yapamadığı anlamına gelmiyor mu? Dünyadaki sistemler nasıldır?
Aykut'un yaşı yetmez; ancak kulübümüzün tarihini okusa da bu sportif direktörlük görevinin asla ilk olmadığını öğrenecektir. Tam 29 yıl evvel, benim başkanı olduğum yönetim kurulundaki arkadaşlarımla birlikte, Necdet Niş'e sınırsız yetki vermiştik. Sportif direktörlüğe getirmiştik. Aykut'un daha evvel beyanatlarını bütün Fenerbahçeliler okudu. Yetkinin ne olduğunu bilmediğini söylemişti. Ama demek ki Daum'u görevden alacak kadar yetkiliymiş!
Yıllardır Fenerbahçe Başkanı ve yönetiminin, futbol şubesini, profesyonellere teslim etmesi yönürdeki düşünceyi herkes paylaşıyordu. Aykut'a bu görev verildi. Ama takım olumsuz yönde ve başka bir 'kötü rekor" kırmak üzere. Disiplinsizlik, vurdum duymazlık, kibirlilik,hem yerli hem yabancı futbolcular da olmadığı kadar takıma yerleşmiş. Bu kulüp tarihinde, futbola hiç bu kadar harcama yapılmamıştı. Profesyonel dedik, işte Aykut, başkan karışmasın dedik, karışmadı. Taraftar boş artık boş lafları değil, verilen paraların karşılığında oluşmuş büyük Fenerbahçe'yi grömek istiyor.
Almanya'nın ünlü gazetesi Bild de, Bayern Münih'ten ayrılmayı planlayan Luca Toni'nin, Fenerbahçe'ye gitmek üzere olduğunu yazdı. Güiza ve Semih konusunda proslemler yaşayan Fenerbahçe, İtalyan golcüyü almalı mı? Luca, Fenerbahçe'yi kurtarabilir mi? Daha önce "Fenerbahçe'ye önerilerim var ama bunu burada söylemem. Yöneticiler gelsin, kulaklarına söyleyeyim" demiştiniz. Artık, Fenerbahçe iyice kötüye giderken, efsane başkan olarak çözüm önerilerinizi kamuoyuna duyurmak ister misiniz?
Fenerbahçe'deki dağınıklık had safhada. Takımdan gitmek isteyen bir sürü futbolcu var. Takımda olan rahatsızlıkları, vurdumduymazlığı, her şeyi, Bodrumda oturan Ali Şen biliyor ve duyuyor. Şu anda hiçbir futbolcu, ama dünyanın en büyük futbolcusu olsa bile Fenerbahçe takımını kurtaramaz! Profesyonel bir sportif direktör olan kulübümüzde, işlerin yürümediği ortada. 15 hafta geçti, Fenerbahçeliler umudunu kaybetti. Takımı ve kulübü kurtaracak olan Başkan Aziz Yıldırım'dır. Ve yönetimdir. Hemen ve çabuk. Bu nasihatlerimi üç ay evvel, burada yazmıştım. Bir daha tekrarlıyorum, hemen ve çabuk, takımı da kulübü de yönetmeye, ciddi yönetmeye başlasınlar. O vakit herşey düzelir. Başıbozukluk had safhaya varmış. Onun için kurtarıcıyı futbolcuda aramamak lazım. Gelen de, üç hafta sonra aynı başıbozuk sistem devam ederse, bu futbolculardan biri olur. Düzenin oturtulması şarttır.
Galatasaray teknik direktör Frank Rijkaard mutsuz. Sağlam kaynaklardan gelen haberlere göre de, ailevi durumunu da göz önüne alıyor ve ayrılmayı düşünüyor. Sarı-kırmızılıların durumu da Fenerbahçe gibi baş ağrıtan cinsten. Basketboldaki skandal, futbolu etkilemiş gibi görünüyor. Polat uzun süre bu işlerle kafa yordu. Sizce Galatasaray nerede hata yaptı? Çıkış yolunu nerede bulur?
Adnan Polat kendisini tamamen kulübe verdi. Bir porfesyonel başkan gibi çalışıyor. Frank Rijkaard'a ise futbol öğretmek, ne yöneticiye, ne gazetecilere, ne yorumculara pek düşmez. Ama yaptığı her işte vurdumduymazlık ve boşvermecilik var. Rahat hayat, çok para güzel İstanbul. Eh, Galatasaray da büyük kultp! Ancak Rijkaard'la işlerin yürümeyeceğini kesin söylüyorum. Madem gitmek istiyormuyş. Perşembe günü Adnan onu göndersin! Galatasarayı şampiyon yapacak bir antrenörü tanıyorum. 1974 yılında, Galatasaray'a Adana'dan gelmişti. Şu anda da boşta. Adı Fatih, soyadı Terim!
Şenol Güneş Trabzonspor'a yeter mi?
Bir maçlık galibiyetle yeniden şampiyonluk türküleri söylenmeye başladı. Sizce bordo-mavililerin tüm gerçekleri göz önüne alındığında, taraftarların yine fazlaca umutla doldurulması ne getirir, ne götürür? Üstelik Güneş, "Sabır istiyorum" derken..
Sadri (Şener) en sonunda dediklerimi yaptı. Trabzonspor'a gelebilecek en büyük antrenör geldi. En büyük Trabzonlu takımın başına geldi. Şenol Güneş sadece bir teknik direktör değil; başkan, yönetim kurulu üyesi, kulüp müdürü çalışanı, herşeyiyle büyük bir Trabzonlu ve tam yetkilidir.
Ankaragücü maçında Trabzon'un oyunu görünce, 13 yıl evvel Türkiye'de Trabzon'un Şenol hocanın yönetiminde oynadığı büyük oyunları hatırladım. Trabzon bu hafta Denizlispor'u yenerse, ki bu maç Trabzonspor'un "en köşe dönme" ve önemli maçıdır. Haftaya da bizim Trabzon'dan puansız dönmemize sebep olur.
Önümüzdeki ikinci devrenin iki flaş takımını görüyorum. Birisi Şenollu Trabzonspor, diğeri Mustafa Denizlili Beşiktaş. Aziz Yıldırım ve Adnan Polat takımlarını, kulüplerini dağınıklıktan kurtaramazlar ise şampiyon Trabzon veya Beşiktaş olur.
Kayserililer'i tebrik ediyorum. Süleyman Hurma sportif direktörlüğün ne olduğunu, elde ettiği başarılarla bütün Türkiye gösterdi. Özellikle Süleyman Hurma'yı hemen ardından da Tolunay'ı tebrik ediyorum. Kayserispor bu sene olmazsa, ileriki yıllarda Anadolu'nun şampiyonluk adayıdır.
Bursa'daki patlama da büyük başkanlık yapan İbrahim Yazıcı, onun arkadaşları ve Ertuğrul'un disiplinli çalışmasıyla devam ediyor.
Kayserispor lider.. Topuz'u satıp, o parayla yeni bir takım kurdular. Sivas gibi kötü bir düşüş yaşarlar mı? Yoksa Kayseri farklı bir yapıda olduğu için büyükleri uzun süre zorlar mı?
Kayseri hiçbir zaman Sivas gibi geriye düşmez. Sivas'ın bu yıl düşeceğini sana söylemiştim. Ama Kayseri adım adım gidiyor. Büyük stat yaparak, ucuz bilet satarak da olsa taraftarını stada doldurarak alıştırmaya başladı. Ve Süleyman Hurma gibi müthiş bir başarılı adam var. Adım adım şampiyonluğa gidiyorlar. Kayseri bundan sonra bazı maçları kaybedebilir ama büyük düşmeler olmaz. Mehmet Topuz'u satmaları, o zaman da söylediğim gibi büyük bir zeka ürünüydü.