'Bizi oyuna getirdiler'

Galatasaray teknik direktörü Rijkaard, derbide yaşanan olaylar için 'Fenerbahçe nin stratejisiydi' yorumunu yaptı.

Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan “Rijkaard’la Soru Cevap” programında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Hollandalı teknik adam, 3-1 mağlup oldukları Fenerbahçe derbisiyle ilgili olarak, “Yaşanan tüm olaylar Fenerbahçe’nin stratejisinin bir parçasıydı. Çünkü bizim iyi bir takım olduğumuzu biliyorlardı. Ama ne yazık ki onların oyununa geldik” ifadelerini kullandı.

Genel bir değerlendirme alabilirmiyiz derbiyle ilgili?
Tansiyonu çok yüksek bir derbiydi. Ev sahibinin üstün olduğu bir atmosferdi. Fenerbahçeli taraftarlar futbolcularımıza birçok şeyler attılar. Ama biz bunu maç öncesinde konuşmuştuk takımımızla. Böyle şeylerin başımıza geleceğini söylemiştik. Bu tip şeylerin özellikle büyük futbolcular için ekstra motivasyon olması gerekir. Çünkü bu tip derbiler hep böyle geçtiği için böyle şeylerin mutlaka bilinmesi lazım.

Arda’yla Cristian Baroni arasındaki henüz maç başlamadan yaşanan gerginlik takımın psikolojisi üstünde, özellikle Arda üzerinde olumsuz bir hava yarattı diyebilir miyiz?

Tabii ki utanç verici bir durum çünkü maç öncesinde zaten bunu konuşmuştuk. Futbolcularımıza, bizi provoke edeceklerini şöylemiştik. Bunu da iyi yapıyorlar gördüğünüz gibi. O yüzden bizim biraz daha akıllı olmamız gerekiyordu.

Pozisyonu daha önce görmüş müydünüz?
Maçtan sonra görüntülerde gördüm.

Genel anlamda bu pozisyonu nasıl değerlendiyorsunuz?

Herşey çok açık, görüntülerde de görebiliyoruz. Bu da Fenerbahçe’nin bir stratejisiydi diye düşünüyorum ben. Bizden çekindikleri için bu tip şeyler yapmaya çalıştılar. Bizim yapmamız gereken sakinliğimizi koruyup cevap vermemekti. Ama ne yazık ki biz de bu tip oyunlara dahil olduk. Bu kötü bir durum, hakem de pozisyonun içindeydi. Stadın ambiyansı ve atmosferi çok yüksek. Bu yüzden futbolcular için bu tür atmosferlerde sakin kalmak zor. Ama kesinlikle futbola yakışmayan görüntüler. Çünkü futbol dünyanın en güzel oyunu. Daha henüz maç başlamadan maçın hakeminin kafasının yarılması ve misafir takımının kaptanının provokasyonla karşı karşıya bırakılması, derbi maçını artık oynanmaz hale getiriyor. Rijkaard’ın biraz bu konuya değinmesini isteyeceğim.
Bu da benim işimin bir parçası. Sonuçta ben de işimizin parçası olduğu için maç öncesinde bu tip uyarılarda bulundum.

Bütün bu olaylardan sonra soyunma odasının son şekli nasıldı?

Olaylar olduktan sonra soyunma odasına girdiğimizde, bu tip olayların onların stratejisinin bir parçası olduğunu söyledik. 3 puana şartlandık, kilitlendik.

Milan Baros’un sakatlanma pozisyonunu konuşabilir miyiz? Baros ve Nonda farklı karakterdeki oyuncular. Bu oyun planını olumsuz etkiledi mi?
Baros gibi bir oyuncuyu maçın başında kaybetmek bütün planlarınızı alt üst edebiliyor. Çünkü Baros çok süratli bir futbolcu ve gol yollarında etkili. O yüzden bu değişiklik oyun planımızı etkiledi.

Keita’nın başına gelen bir cisim var. Tabi futbolu konuşacağız dedik ama bunlarda futbolun içerisinde futbolu olumsuz etkileyen hadiseler. Keita’nın başına gelen cisimden sonra, topu ve kendisine gelen cismi alıp gözlemciye kadar gitmesi. Burada biraz psikolojik sorun da var. Tabi derbi maçlarında psikolojik savaşlar yaşıyor oyuncular. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Keita’nın pozisyonunda gördüğünüz gibi taraftardan gelen bir madde var. Geldi konuştu. Maçtan önce istediğiniz kadar konuşun. Çünkü maçtan önce çok konuştuk bunları. Ama nederseniz diyin, sakin kalın, bunların farkında olmanız lazım, bu tip şeyler başınıza gelecek. İstediğiniz kadar uyarıda bulunun, bu tip şeyler futbolcunun başına geldi mi sakin olamıyor. Zaten ondan sonraki yaşadığı pozisyonda da kırmızı kartla atıldı. Ama bence Keita’yı etkileyen pozisyon bu pozisyondu. Onu proveke eden, onu negatif anlamda etkileyen pozisyon bu pozisyondu. Sonra da ilerleyen dakikalarda Roberto Carlos’la yaşanan pozisyon oldu.

Devre arasında Keita’yla bu pozisyonla ilgili bir konuşma oldu mu?

Tabi ki kendisiyle konuştuk.

Frank Rijkaard, bu pozisyondan sonra Keita’nın futbolunun da olumsuz etkilendiğini söylüyor. Sonrasında özellikle 32 ile 35. dakikalar arasında Galatasaray bir ara oyunu kontrol eder gibi oldu. Rakibi sahasından çıkarmadı. Ayağa pas yaptı. Ama neticeye götüremedi. Burada bir kısırlık vardı. Galatasaray golcü takım. Bu maçta çok kısırdı. Bu kısırlık neden kaynaklanıyor? Bunu neye bağlayacaksınız?
Fenerbahçe’nin golünden sonra oyunu kontrol altına aldığımız doğru. Kontrol bizim elimizdeydi. Yalnız burada tek eksiğimiz paslaşmayı iyi yaptık. Ama son pasları iyi değerlendiremedik. Çünkü bu tip durumlarda sabırlı olmanız lazım. Fenerbahçe skordan dolayı skoru biraz korumaya gitti. Biz orada ön plana çıktık. Zaten bunu Fenerbahçe taraftarının verdiği tepkiden anlıyabiliyorsunuz. Onun haricinde dediğim gibi orada tek eksiğimiz son paslardaydı. Son paslarda biraz daha doğru zamanı beklemeniz lazım ve sabırlı olmanız lazım. Topu iyi dolaştırıp, doğru pası doğru zamanda vermeniz lazım. Orada bir eksiklik yaşadık.

Galatasaray savunmanın arkasına çok top kaçırıyor. Nedir bunun çözümü?

Skordan dolayı kaynaklanmış olabilir. Çünkü geri düştüğünüz zaman daha önde oynamanız lazım. Mantelitemiz atak futbol olduğu için savunmayı daha önde kurmamız lazım.Golde savunmamız defans hatası yapmış olabilir. Adam markajında bir sıkıntı yoktu. Topa baktık o yüzden rakibi kaçırdık. O yüzden böyle bir gol yedik. İlk gol ofsayttı ve hakem görmedi.

50. dakikada Galatasaray pas oranizasyonunu yapamıyor ve bunun sonucunda defans hata yapıyor ve penaltıyla sonuçlanan bir pozisyon..

Leo Franco top tekniği iyi bir futbolcu. Böyle bir pozisyonda kaleciye geri pas gitmişse 2 stoperinizin mutlaka açılması ve kendini göstermesi lazım. Çünkü kaleciye seçme şansı bırakması gerek. Ya pas verecek ya uzun top atacak. Bunlar olmayınca Leo Franco kötü bir top attı, bunu da kabul etmek lazım. Ayrıca şunu da eklemem lazım. Bu pozisyonu Fenerbahçe’ye biz hazırladık. Çünkü burada takım disiplini takım organizasyonu ile ilgili bir şey konuşamazsınız. Bu pozisyonu resmen biz kendi ellerimizle verdik. Onun haricinde bir kez daha seyrettim penaltı pozisyonunu. Ben penaltı değil gibi düşünüyorum. Gerçekten maçtan sonra bunları konuşmak yersiz ama penaltı olmadığını düşünüyorum.

Skora direkt etki edince konuşmak durumda kalıyoruz zaten. Galatasaray bunları yapamayacak bir takım değil. Kaleciye geri pasın ardından stoperlerin sağa ve sola açılması futbolun temel kurallarından biri. Ama bunu dahi yapamamasının sebebi maç öncesinde yaşananlardan kaynaklanıyor mu? Bu pozisyonda da acaba maç öncesine gitmeli miyiz?
Öncelikle şunu söylemem lazım. Taraftar baskısı, oradaki atmosfer bir bahane olamaz. Çünkü bir futbolcu sahaya çıktıktan sonra kendi işine odaklanıp onu yapmak zorundadır. Kesinlikle taraftarı bir kenara bırakması lazım. Onun haricinde tekrar bu pozisyona geldiğimiz zaman Leo Franco’nun en iyi yaptığı işlerden bu biliyorsunuz. Geri pas geldiği zaman ayağına çok hakim bir kaleci. Top tekniği yüksek olan bir kaleci. Stoperlerimiz devamlı açılıyor ama yani bu taraftarla alakalı bir şey değil maç öncesi yaşanan olaylarla bir alakası olamaz.

Hakan Balta’nın bulduğu golde, Galatasaray presle topu kazanıyor ve neticesinde korner kazanıp golle buluşuyor. Hocanın istediği takım görüntüsü aslında bu değil mi?
Özellikle sadece golde değil maçın geneline baktığımızda hücum presini iyi yaptık, iyi toplar kazandık. Tek eksiğimiz kazandıktan sonra topları iyi değerlendiremedik. Çok basit top kayıpları yaptık. O bakımdan sıkıntımız vardı. Özellikle 2-1 yaptıktan sonra Fenerbahçe daha da gerildi ve ben 2-2 olacağına çok inanıyordum ama olmadı

74. dakikadaki Keita’nın pozisyonuna gelelim. Ne söyleyeceksiniz bu pozisyonla iligili?

Bence bu maçı etkileyen bir pozisyondu ve bence bizim için maçın kırılma noktasıydı. Çünkü 2-1’i bulduktan sonra Fenerbahçe stresliydi, gergindi. Biz tam o ara güçlenmeye başladık ve maça geri dönmüştük. Keita da bizim için çok önemli bir futbolcu. Rakip için de çok önemli bir futbolcu. Böyle bir pozisyonda böyle bir dakikada 10 kişi kaldı. Beraberlik golünü bulmak için daha zamanımız vardı. 10 kişi kalmamıza rağmen Aydın’la çok önemli bir pozisyon yakaladık fakat gol atamadık. Tabi bunlar üst üste gelince rakibimiz biraz daha cesaretlendi. O zamana kadar oynadığı bir defansif oyun vardı .1 kişi fazla olmanın avantajını kullanarak kontra atağa çıkmayı tercih ettiler.

Aydın’ın pozisyonuna bakalım. 87. dakikada Aydın’ın vuruşu biraz kötüydü sanki maçın kırılma anı diyebilir miyiz buna?

Keita’nın kırmızı kart gördüğü pozisyon bir kırılma noktasıydı. Ama dediğiniz gibi Aydın’ın pozisyonu da bir kırılma noktasıydı. Aydın oyuna girdi ve gayet iyi bir futbol sergiledi. Atağımız da iyi oluştu. Ama bir şanssızlık orada gol yapmayı beceremedik, şanssızlık yaşadık Zaten maçın genelinde öyle bir şey vardı.

Basın mensubunun sorusuna hocanın biraz sert tepkisi olmuş. Neler söyleyecek konu hakkında?
O sorudan sonra çok fazla gerildiğimi söyleyemem. Biraz garip bir soruydu. Çünkü maça başlıyorsunuz. 2 dakika sonra çok önemli bir oyuncunuzu, forvetinizi kaybediyorsunuz. Ondan sonra ilerleyen dakikalarda 10 kişi kalıyorsunuz. Sonra taktik veya plan sıralayabiliriz a, b, c, d diye. Ama a planımız göze hoş gelen futbol oynayıp, kazanmaktı. Bunu yapamadık o yüzden biraz garip geldi bana o soru.

Neticede bir derbi karşılaşmasından Galatasaray puansız ayrıldı. Sıradan bir lig maçı da aynı önemi taşıyor. Sonuçta 3 puan veriliyor. Son olarak derbiyle ilgili hocanın söylemek istediği bir şey varsa onu alalım.
Tabi bu maç artık gemişte kaldı. Bu maç bitti. O yüzden benim her zaman söylediğim gibi en önemli maç önümüzdeki maçtır. Şimdi kesinlikle ona konsantre olmamız lazım. Şu ana kadar çalışma şeklimizle çalışmaya devam edersek ve şu ana kadar oynadığımız oyun mantalitesiyle devam edersek çok güzel şeyler yapacağımıza yürekten inanıyorum. Bu kapasiteye sahip olduğumuzu düşünüyorum. Her takımı yenebilecek kapasitemiz var. O yüzden bunları yapmamız lazım. Tekrardan taraftarımıza olumlu mesajları vermemiz gerekiyor.