'Edebiyat Dergisi'nin 50. Yılında Nuri Pakdil'

Doç. Dr. Abdullah Harmancı: 'Dünya üzerinde bu kadar özgün bu kadar ilginç bir derginin daha olmadığını size söyleyebilirim. Bu, Nuri Pakdil'in özgün ve karizmatik tavrından kaynaklanıyor'

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Genç Gönüllüler Kulübü tarafından "Edebiyat Dergisi'nin 50. Yılında Nuri Pakdil" paneli düzenlendi.

Endülüs Fikir ve Sanat Kulübü ile Ses Sanat ve Edebiyat Kulübü ortaklığında, FSMVÜ Üsküdar Yerleşkesinde gerçekleştirilen panelde, Pakdil'i, Prof. Dr. Köksal Alver, Abdullah Harmancı ve Necip Tosun anlattı.

Prof. Dr. Şaban Sağlık, oturum başkanlığını üstlendiği panelde, "Cemal Süreya, Edebiyat Dergisi için 'Büyük Doğu'nun oğludur' diyor. Nuri Pakdil'in kendisi de 'Ben oyumu her zaman dergilere veririm' diyor. Edebiyat dergilerini özellikle çok önemsiyor." dedi.

Mehmet Akif Ersoy'un "Yoktur benim hayal ile alışverişim. Ne yazmışsam görüp de söylemişim" sözünü hatırlatan Sağlık, Pakdil'in de ne yazmışsa yaşadığını, ne yaşamışsa onu yazmış biri olduğunu dile getirdi.

- "Edebiyatla zulme dikkat çekmemiz gerekir"

Doç. Dr. Abdullah Harmancı da Edebiyat Dergisi'nin çıkışı ve yayın sürecinden bahsederek, "1990'lı yıllarda Türkiye'de ve dünyada olan şey, dergiciliğe de oldu. Yazıya, edebiyata yüklediğimiz anlam büyük ölçüde değişti." ifadelerini kullandı.

Harmancı, şunları kaydetti:

"Nuri Pakdil hiçbir zaman edebiyatın kendine dönük bir şey olduğunu söylemiyor. Pakdil, bütün denemelerinde edebiyatın edebiyat için olmadığını söylüyor. İki tane ana fikri var bu konuda. Birincisi 'insanları değiştirebiliriz' diyor. Edebiyata anlam yüklerken söylediği şey bu. Çünkü insanın kirlendiğini ve kirletenin de Batı medeniyeti olduğunu söylüyor. İkinci olarak da 'Dünyada zulüm var. Zayıflar eziliyor. Yoksulların hakkı yeniyor. Bizim edebiyatla insanları uyarmamız, bu zulme dikkat çekmemiz gerekir.' diyor."

Harmancı sözlerini, "Dünya üzerinde bu kadar özgün bu kadar ilginç bir derginin daha olmadığını size söyleyebilirim. Bu, Nuri Pakdil'in özgün ve karizmatik tavrından kaynaklanıyor." diye tamamladı.

Yazar Necip Tosun ise Pakdil ile bir anısını anlatarak, kendisiyle ilk karşılaşmalarında ona neden öz Türkçe kullandığını sorması üzerine ve Pakdil'in bunu uzun uzun açıkladığını aktardı.

Pakdil'in, öz Türkçeyi kullanmasının amacını, geleceğe ulaşabilmek ve dilin değişimiyle oynanan oyunu bozmak şeklinde açıklayan Tosun, "Nuri Pakdil denilince dört şey geliyor aklıma. Birincisi dergiciliği, ikincisi denemeleri, üçüncüsü tavır adamlığıdır. Dördüncü ve en önemli yanının da oyunları olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Köksal Alver de yazmayı Pakdil'in hayat amacı olarak tanımlayarak, şöyle konuştu:

"Nuri Pakdil söz konusu olunca hem kitaplarından hem de kişiliğinden beslendiğimiz, çok fazla olmasa da yanında yürüdüğümüz bir yazardan bahis açmış oluyoruz. Pakdil, bütün eylemliliğini, yazma hareketini, dergi serüvenini, insanlarla kurmuş olduğu ilişki biçimini yazı ve yazarlık olguları etrafında şekillendirmiştir. Yazı, Pakdil için ana eylemdir. Her daim yazmak, not tutmak. Uyanır uyanmaz, yüzünü yıkarken düşündüğü, yürürken, bakarken düşündüğü hep yazıdır. Bu bir insanın yazar olmasını koşullayan en önemli şeydir."

Pakdil öncülüğünde 1969'da yayın hayatına başlayan Edebiyat Dergisi aralıklarla 1984'e kadar yayımlandı.

Kaynak: AA