O, İki Koldan Çok Daha Fazlasına Sahip

Doğuştan kolları olmayan 14 yaşındaki Sümeyye Boyacı, Meksika’da düzenlenen Paralimpik Dünya Şampiyonası’nda Dünya 4.’sü oldu.

Milli sporcu 50 metre sırtüstü yarışmasında kendisinden tecrübeli rakipleri arasında 46,57 saniyelik dereceyle büyük başarı kazanırken, 3.’lüğü ise 24 salise ile kaçırdı. Yüzme dışında resim ve ebru sanatı ile de ilgilenen Sümeyye, azmi ile herkese örnek teşkil ediyor. Doğuştan kolları olmayan Sümeyye, ayakları ile resim yapıyor, dikiş dikiyor hatta mantı açıyor. Yüzmeye 5 buçuk yaşında başlayan Boyacı, “Yüzmeye hobi olarak başlamıştım. Benim de ailemin de böyle bir hedefimiz yoktu. Daha sonra ailemin, hocalarımın desteği ile buralara gelmiş oldum. Bu başarıları evet ben başardım ama arkamda bir sürü insanın desteği var. Bu sadece benim başarım değil, hepimizin başarısı. Bu hepimizin gururu. 2013 yılından beri antrenörüm Mehmet Bayrak ile çalışıyoruz. Şu anda da Büyükşehir Belediyesi Spor kulübü sporcusuyum. 2016 yılı Haziran ayında ise milli sporcu oldum. Milli sporcu olmak benim yüzmeye başladıktan sonraki en önemli hedefimdi. Şimdi ise milli sporcu olarak ülkemin adını ve bayrağını en yükseklere taşımak istiyorum” dedi.

Bugüne kadar aldığı başarılardan söz eden Boyacı, “İlk katıldığım uluslararası yarışta Berlin’de 2 tane ikinciliğim, 2 tane üçüncülüğüm var. Daha sonra Portekiz’de ikinci oldum. İtalya’da Avrupa Gençler Şampiyonasına katıldım. Orada 20 salise ile birinciliği kaçırdım ve ikinci oldum. Son olarak Aralık ayının başında Meksika’da düzenlenen Paralimpik Dünya Şampiyonası’na katıldım. Bu benim katıldığım ilk dünya şampiyonasıydı. Burada dünya 4.’sü oldum” diye konuştu.

Tecrübeli sporcularla yarıştı

Meksika’daki yarışın en küçük yarışçının kendisi olduğunu ve tüm ilginin üzerinde olduğunu söyleyen Boyacı, “Yarıştığım kategoride her yaş grubunda kişiler vardı. Örneğin 44 yaşında yani annem- babam yaşında olanlar bile vardı. Kolları olmayan ya da bacakları olmayan yani ya bacağını ya da kolunu kullanarak yüzen kişilerle yarıştım. Ve 24 salise ile dünya 3.’lüğünü kaçırdım ve 4. oldum” dedi.

2018’deki hedefi Avrupa 1.’si olmak

Bundan sonrası için 2018 Avrupa Şampiyonasına hazırlanacağını söyleyen Boyacı, “Hedefim 1. olmak. Bunun için hazırlıklarımız sürüyor. İnşallah 1. olabilirim” diye konuştu.

Yüzme dışında da pek çok alanda başarısını ispatlayan Boyacı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Resim yapmaya 3 buçuk 4 yaşlarımda başlamışım. Annem bir yeteneğim olduğunu fark etmiş. Böylelikle resmimi ilerlettim. Ebru yapmaya da 6 yaşımda iken başladım. 7 yaşımda iken Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde açılan karma sergide benim de resimlerim sergilendi ve büyük ilgi görmüştü. 2014 yılında Türk Dünyası kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Kanatlı Alışveriş Merkezinde 31 tablodan oluşan ilk kişisel ebru sergimi açtım. Burada 27 tablom satılmıştı. Rusya’da düzenlenen bir festivale benim yaptığım bir resmi gönderdik. ‘Altın Balık Rus Halk Masalları’ kitabında benim resmim kapak fotoğrafı olarak kullanılmıştı.”

Kolları olmamasına rağmen dikiş diken, ayaklarıyla mantı açan Boyacı, “Boş zamanlarımda kıyafet tasarımları çiziyorum. Sadece çizim yapmakla kalmayıp bu elbiseleri dikiyorum da. Ebru sergisinden kazandığım para ile kendime dikiş makinesi almıştım. Çizdiğim, tasarladığım elbiseleri bu dikiş makinesi ile dikmeye başladım. Dikiş makinesi olmadan da ayaklarımı kullanarak dikiş dikebiliyorum. Mesela aldığım kıyafetlerde hoşuma gitmeyen yerlerini düzeltiyorum, onları yeniden tasarlıyorum. Yemek yapmayı da çok seviyorum. Ayaklarımı kullanarak oklava ile hamur açıyorum, kesiyorum, mantıları kapatıyorum.”

“Engelli olmak, başarmak için engel değil”

Boyacı, engellilere ise şu mesajı gönderdi: “Engellilerin de diğer insanlardan hiçbir farkı yok, bunu anlamaları gerekiyor. Çok çalıştığı zaman herkes istediğini başarabilir. Kolunun olmaması, bacağının olmaması, bunlar başarmak için kesinlikle engel değil. Her şeyin bir çözüm yolu vardır. Kendilerine mutlaka bir uğraş bulsunlar. Bir şeyleri başarabildiklerini görünce ‘Aaa ben bunu başarabildim, başka şeyleri de başarabilirim” diyebilirler. Ben her işi ayaklarımla yapabiliyorum. Günlük işlerimi yapabiliyorum. Yazı yazıyorum, resim yapıyorum, yemek yapıyorum, dikiş dikebiliyorum. Kollarımın olmaması hiçbir şeye engel değil. Tüm engellilerin böyle düşünmesi ve hayata sıkı sıkı sarılmasını istiyorum.”

Kaynak: İHA