Yağlı Güreşte Doping Kullanımı İle İlgili Çarpıcı Açıklama

Geleneksel Sporlar Federasyonu eski Yönetim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Yıldıran, "Yağlı Güreşi Meclis Araştırma Raporuna göre doping sıralamasında halter ve atletizmin ardından yağlı güreş listenin üçüncü sırasına yükselmiştir" dedi.

Prof. Dr. İbrahim Yıldıran, Kırkpınar Yağlı Güreşleri öncesi doping kullanımı ile ilgili çarpıcı açıklamada bulundu. Yıldıran, "Doping ile Kırkpınar’da birinci olunabilir, fakat asla ’pehlivan’ olunamaz. Unutulmamalıdır ki, yağlı güreş ritüelleriyle, pehlivanlık da erdemleriyle yaşayabilir" ifadelerini kaydetti.

Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Yıldıran, yağlı güreş ve minder güreşinin aynı çatı altında olmasının ikisinin gelişimini de engelleyeceğini belirterek, "Yağlı güreş gibi, adındaki ’güreş’ kavramı dışında, modern güreşle yapısal ve kültürel bakımdan benzerliği olmayan ve farklı fizyolojik temellere dayanan iki branşın aynı çatı altında bulunması, her ikisinin de gelişiminin engellenmesi anlamını taşımaktadır" dedi.



"Yağlı güreşlere ilgi var güreşçilere yok"

Yıldıran, yağlı güreş ile minder güreşi arasındaki altyapı ilişkisinin, başladığından bu yana bir sistem dahilinde hiç gerçekleşmediğini belirterek, "Yağlı güreşlere ilgi gösteren Güreş Federasyonları, yağlı güreşçilerle ilgilenmemişlerdir. Cumhuriyet tarihi süreci bunu açıkça göstermektedir. Buna en iyi örnek 1934 yılı Uzunköprü panayırında, deste boyda bütün rakiplerini kısa süre içinde yenerek birinci olan 15 yaşındaki küçük bir güreşçidir. Medyada büyük yer bulan bu güreşçi Güreş Federasyonunun dikkati çekmemiştir. Daha sonra bu güreşçi Hayrabolulu Süleyman adıyla 1944, 1947 ve 1950 yıllarında Kırkpınar başpehlivanı olmuştur. Minderde de güreşmek isteyen son dönem başpehlivanlarının Güreş Federasyonunca reddedilmeleri de aynı anlayışın bir devamı olmalıdır" şeklinde konuştu.



"Puanlama güreşi başladığında yağlı güreş biter"

Kültürel bir organizmaya evrensel bir aksam eklendiğinde orijinalliğinin bozulacağını ifade eden Prof. Dr. Yıldıran, "Puanlama güreşi başladığında da yağlı güreş biter. Bitmediğini zannedenler, yağlı güreşi yağlı güreş yapanın sadece ’yağ’ olduğunu zannedenlerdir. Onun tarihsel süreç içinde pekişmiş karakterini oluşturan kendine has mitolojik kökenlerini, töresel-törensel uygulamalarını, dinsel-kültürel ritüellerini, giyim-kuşamını, oyunlarını-tekniklerini, yenme-yenilme usullerini, efsanevi kahramanlarını, ağalık kurumunu, destanlarını, cazgırını, davulcusunu, zurnacısını, müziğini, yağcısını, bezcisini, kutsallık atfedilmiş er meydanını ve bunların tümünden oluşan kimsenin üstünden gözünü alamadığı parlak kültürünü göz ardı edenlerdir" dedi.



"Yağlı Güreş doping kullanımında 3’üncü sırada"

Prof. Dr. İbrahim Yıldıran, "Bazı yağlı güreşçilerin galibiyetin maddi ve manevi getirilerine odaklanarak kazanmak için her yolu mubah gördüklerinin altını çizerek şöyle konuştu:

"Bir değerler kataloğu kadar kabarık bir kapsama sahip pehlivan kavramının içi ne yazık ki son dönemlerde iyice boşaltılarak Kırkpınar’ın da anlam ve önem kaybına neden olunmuştur. Türk toplumunun ’pehlivan’ kavramına asırlar boyu yüklediği yüksek erdemlerin bilincinde olmayan bazı yağlı güreşçilerin galibiyetin maddi ve manevi getirilerine odaklanarak kazanmak için her yolu mubah gören bir yaklaşım içinde oldukları görülmektedir ki bunun son zamanlardaki en belirgin ve tehlikeli aracı dopingdir. Geleneksel Yağlı Güreşler Türkiye’de uygulanan tüm branşlar arasında Yağlı Güreşi Meclis Araştırma Raporuna göre doping sıralamasında halter ve atletizmin ardından doping listesinin üçüncü sırasına yükselmiştir"

"Doping ile birinci olunur fakat pehlivan olunmaz"

Yağlı güreşin ritüellerle, pehlivanların ise erdemleriyle yaşadığını belirten Prof. Dr. Yıldıran, "Şurası iyi bilinmelidir ki, doping ile Kırkpınar’da birinci olunabilir, fakat asla ’pehlivan’ olunamaz. Unutulmamalıdır ki, yağlı güreş ritüelleriyle, pehlivanlık da erdemleriyle yaşayabilir. Orijinal biçimi ve içeriği bozulmuş, işlevini kaybetmiş hiçbir maddi ya da manevi kültür unsuru varlığını devam ettiremez. Lütfen kıymayalım Kırkpınar’a" dedi.

Kaynak: İHA