'Ülke Sporuna Genç Sporcular Kazandırmayı Hedefliyoruz'

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, spora düşen ekonomik paydanın arttırıldığını söyleyerek, “Bütün branşlarda sistemli ve uzun vadeli planlar yaparak yeni genç sporcuları ülke sporumuza kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.

Azerbaycan’da gerçekleştirilen İslami Dayanışma Oyunları’nda basın mensuplarıyla sohbet toplantısı gerçekleştiren Bakan Akif Çağatay Kılıç, İslam Oyunları’ndan, ligdeki şampiyonluk yarışına kadar birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan Kılıç’ın soru cevap şeklinde gerçekleşen söyleşisi şöyle:



Soru: "İslami Dayanışma Oyunları ile ilgili neler düşünüyorsunuz?"

"Şu andaki karşılığı, spor kamuoyunda aldığı, gördüğü ilgi yerini hak ediyor mu dersek hayır derim. Daha fazla ilgi görmesi gerekiyor. Azerbaycan’daki açılış seremonisini sizler de takip ettiniz. Azerbaycan, oyunları çok ciddi şekilde ileriye taşıdı. İslami Dayanışma Oyunları organizasyon olarak belli bir seviyeye geldi. Şu anda ortaya konan organizasyonel yapıya baktığımızda, herhangi bir uluslararası organizasyonu bırakın, yani bir olimpiyatın yapısından eksiği yok. Bir kere Avrupa oyunlarından hiçbir eksiği yok, fazlası var. Olimpiyat olabilmesi anlamında baktığımız zaman, olimpiyat oyunlarından ne farkı var derseniz, Brezilya’yla karşılaştırırsanız, olumlu anlamda çok farklı. Bir çıta kondu. Oyunların beşincisine İstanbul ev sahipliği yapacak. Oyunlar, Türkiye’de yapılmasıyla beraber inanıyorum ki 2021’den sonra hak ettiği yeri ve değeri daha fazla alacaktır. Oyunlara Türkiye’den sonra talip olacak ülkeler belli bir seviyenin altına inemeyecek olduklarını açıkça görecekler. Oyunların daha fazla ön plana çıkması adına hem ülkelerin hem de sporcuların bir talebi var.

İnşallah 2021’de İstanbul’da bunu sağlayacağız. 2021 yılı özelinde şimdiden İstanbul’da uluslararası takvimdeki spor organizasyonlarının zaman ayarlamasıyla ilgili çalışmalara başladık. Örneğin, Voleybol Dünya Kupası, Avrupa Güreş Şampiyonası gibi organizasyonların 2021 yılında İslami Dayanışma Oyunları ile çakışmaması, araya vakit bırakılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Böylece oyunlara daha fazla sporcunun katılım oranını artırabiliriz."



Soru: "2024 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine Almanya ile birlikte adayız. Ama UEFA son dönemde çok enteresan bir karar aldı ve insan hakları kriteri getirdi. Alman gazeteleri de bunu Türkiye’nin önünü kesmek için yapılıyor yönünde bazı iddialar var. Bu konu hakkında neler söylersiniz?"

"Alman gazeteleri mi bu iddialarda bulundu? Bence Alman gazeteleri olayı ters okumuşlar. Getirilen kriter Almanya’nın insan hakları karnesiyle alakalı olabilir diye düşünüyorum. Yani oradaki artan ırkçılıkla alakalı veya beş yıldır devam edip bir türlü sonuca bağlanamayan NSU davası, ki maalesef NSU davası Türk basınında yeterince takip edilmemekte, bu çok ciddi bir davadır. Çünkü davada ortaya çıkan bilgiler Alman devlet sistemi içerisinde ırkçı birtakım yapıların belli noktalarda yanlışlar içerisinde olduğunun tespitidir ve Almanya buna karşı bir mücadele verdiğini dünyaya duyurmuştur. Alman siyasiler, yöneticiler bununla alakalı olarak adımlar attıklarını, atacaklarını söylemişlerdir. Herhalde UEFA’nın getirdiği kriter, bununla alakalı olsa gerek. Yoksa bizim 3 milyondan fazla Suriyeli göçmeni, ülkesinde katledilen, katledilmeye çalışan göçmeni, ülkemizde nasıl ağırladığımızın pozitif anlamdaki yansıması olarak herhalde Türkiye’nin karnesi gündeme gelir. Irak’tan kaçan, orada zulüm gören insanların bununla alakalı olarak terör örgütlerinin onlara yaşatmış oldukları zulme karşı Türkiye’nin göstermiş olduğu hüsnükabul ve destek için bu kriterin herhalde bizimle ilgili olumsuz bir tarafı olmayacağını düşünüyorum."



Soru: "İslami Dayanışma Oyunları’nda milli sporcularımızın şu ana kadar gösterdiği performansı nasıl değerlendiriyorsunuz?"

"Milli sporcularımız Bakü’de birçok spor dalında Ay Yıldızlı Bayrağımızı göndere çektiriyor ve sık sık madalya kürsüsünde yer alıyor. İslami Dayanışma Oyunlarında çok büyük bir ivmeyle gidiyorlar. Burada aldığımız sonuçların değeri ve zamanlama olarak da karşılığı çok önemli. Olimpik ve Paralimpik branşlarda uluslararası anlamda öne çıkan sporcuların oluşturduğu bir grubumuz var. Bununla alakalı olarak da olimpiyat hazırlık merkezlerimizin yapısını yeniliyoruz şimdi, onun çalışmaları ciddi bir mesafe kaydettik. Çünkü şu andaki sistem içerisinde olmaması gereken bazı aksaklıklar var. Ya da şöyle söyleyeyim; başlangıçta tabii bir tecrübe bu, başladığınız zaman bazı şeyleri görüyorsunuz. Düzeltebileceğimiz, daha fazla verim alabileceğimizi düşündüğümüz bazı değişiklikleri devreye sokacağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapacağımız bu taramaların da buna çok fazla etki edeceğini düşünüyoruz, daha büyük destekler olacağını düşünüyoruz. Bununla beraber Eryaman’daki Olimpik Hazırlık Merkezi’mizde sağlık merkezimizin yenilenmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni bir kabiliyetimiz, imkanımız var.

Türkiye’de daha önce çok yoğun bir şekilde kullanılamayan, hatta bazen hiç kullanılamayan bu cihazlar, sporcularımıza kendilerini hazırlama ve eksiklerini görme anlamında ciddi bir verim sağlıyor. Uluslararası spor camiasından da ciddi anlamda da ülkemizde kamp yapma talebi geliyor. Örneğim Filistin Takımı İslami Dayanışma Oyunları’na Türkiye’de hazırlandı. Artık uluslararası camiada görülen ve kabul edilen tecrübelerimizi paylaşan bir ülke konumundayız."



Soru: "Genç sporcularımızın elde ettiği uluslararası başarıları nasıl değerlendiriyorsunuz?"

"Sayın Cumhurbaşkanımızın spora ve sporcuya verdiği değerle birlikte sporun bizzat içinden gelmesi gerçekten ülkemiz için büyük bir şanstır. Ülkemizin 2002’den sonraki dönem içerisinde artan ekonomik refah seviyesiyle beraber tesisleşmedeki ortaya koyduğumuz yoğun çaba, yoğun çalışmayla, sporcularımıza sunduğumuz imkânlar çok daha fazla gelişti. Antrenörlerimiz yeterli mi? Maalesef değil. Ama hem sayısal hem de eğitimleri anlamında eskisine nazaran daha iyiyiz. Spora düşen ekonomik payda ile tesislerin yapısının gelişmesiyle beraber zihniyet de değişmeye başlıyor. Bütün branşlarda sistemli ve uzun vadeli planlar yaparak yeni genç sporcuları ülke sporumuza kazandırmayı hedefliyoruz. Örneğin modern pentatlonda şu anda İlke Özyüksel ile beraber alttan da gelen 6 sporcumuz var. İlke olimpiyatlara katılmasıyla beraber sporcularımızda şöyle bir değişim oluyor; İlke bunu başardı. Biz de başarabiliriz diyorlar. Türkiye’nin birçok ilinde ve bölgesinde hem fiziksel hem de insan gücü anlamda imkanımız var.

Altını çizerek söylüyorum; istediğimiz noktada mıyız? Hayır, ama eskisine nazaran çok daha iyi noktadayız.

Örneğin genel resme baktığınız zaman, Türkiye’de olimpik veya yarı olimpik olarak 60 tane havuz inşa etmişiz. Federasyon başkanıyla tekrar görüştük, her ilde bu havuzlardan en az 10’ar tane sporcunun yetişmesiyle alakalı bir hedef koyduk. Biz bu sporcu kardeşlerimizin fiziksel ve mental gelişimlerini geliştireceğiz. Bir taraftan da eğitim hayatlarını başarıyla devam etmeleri için elimizden geleni yapacağız. Bazen arkadaşlar bana geliyorlar diyorlar ki, eğitimle alakalı bize bir kolaylık. Kusura bakmayın, akranlarınız ve aynı şekilde performansı ortaya koyan bütün sporcular aynı yoldan geçiyor. Almanya’da gündüz antrenman yapıp akşam okula gidiyorlar, sınavlarından da aynı şekilde sorumlular. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrağını göğsünde taşıyıp bunu göndere çektirebilme şerefini yaşamak bir ayrıcalıktır. Evet, ama size daha fazla sorumluluk getiren bir ayrıcalıktır. Demek ki diğerinden daha fazla imkanınız var, kabiliyetiniz var, onu üstüne koyacaksınız. Temel eğitimin kenara atılması gibi bir şey söz konusu olamaz. Çünkü Allah korusun bir sakatlıktan dolayı spor hayatınız biterse diğer eğitim hayatınızda elde etmiş olduğunuz kabiliyet sizin gelecekte yürüyüşünüzü kolaylaştırır.

TOHM Merkezlerinde belli bazı çalışmalar yapıldı, buradan da belli sayıda kardeşimizin yetişme imkanı oldu, ama istediğimiz verimi alamıyoruz. Yani ortaya konan çaba ve ortaya konan zaman ile emekle alakalı olarak aldığımız geri dönüşüm eşdeğer değil. Hoşuma gitmeyen bazı performans sonuçları var, demek ki bizim burada bazı değişikliklere gitmemiz gerekiyor. Bundan yaklaşık 5 ay kadar önce o veriler ışığında çalışmaya başladık. Şu anda son noktaya gelmiş durumdayız. Eğitim-öğretim yılının bitmesiyle beraber biz de kendi yapımız içerisinde bunun değişikliğine gideceğiz, çünkü bir piramidi oluşturmamız gerekiyor. Burada Milli Eğitim Bakanlığı da devreye gireceği için ortak yapacağımız bazı çalışmalar var. Daha verimli bir çalışmasıyla birlikte daha iyi sonuçlar alabileceğiz diye düşünüyorum çünkü artık imkanlarımız buna müsait."



Soru: "Kulüplere vergi borcu affı le ilgili son gelişmeler nedir?"

"Vergiden düşme demeyelim de, oraya harcadıkları kaynaklardaki vergi yükünü hafifletme diyelim. Kulüplerimizin ve bununla beraber spor camiasının üzerindeki vergi yükünü hafifletme konusunda Maliye Bakanımızın da olumlu görüşü var. Bizim sporcu yetiştirmekle alakalı da bir hedefimiz var, ben olaya salt maddi açıdan bakmıyorum. Kulüplerin amatör sporcular için yapacağı harcamalarına vergi kolaylığı getireceğiz. Böylece olimpik sporcu altyapımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Benim aynı zamanda bakış açım, sporcularımızın daha iyi imkanlarda yetişmesiyle alakalı. Maliye Bakanımızın da, benim de ortak düşüncemiz, biz bu yenilemeyi ve ivmeyi getireceğiz, ama kulüplerin de ve bu işi götürecek olanların sorumluluklarını da kendilerine bir daha hatırlatıp şu andaki bazı yaşadığımız sıkıntıların gelecekte olmaması için önlemlerimizi de alacağız. Altını çizerek tekrarlıyorum, bu konuda asla af söz konusu değil."



Soru: "Yüzme Federasyonu’nun antrenörlerle belli bir sistem değişikliğine gitti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?"

"Sporcuyu belli bir noktaya kadar getirmiş, yetiştirmiş olan bir antrenör var, daha sonra o sporcu farklı bir kademeye geldikten sonra antrenörüyle alakalı değişikliğe gidiliyor ve yurt dışı müsabakası ve ulusal müsabakaya giderken yeni verilen antrenörle gitmesi için ona telkinde bulunuluyor, ben telkin diyorum. Sporcu da ‘niye’ diyor, ‘ben bu insana güvendim, onunla çalıştım’ Hayır, bizde böyle. Kusura bakma, bizde öyle diye bir şey yok. Sporcunun performansını artırması anlamında güvendiği kişiyle beraber çalışması esastır."



Soru: "Beşiktaş - Olympique Lyon demişken, UEFA’nın vermeye çalıştığı ceza ile ilgili bir gelişme var mı?"

"Bilgim dahilinde olan bir şey yok. Fikret Orman ile süreç boyunca konuştuk bilgi aldık. Şu anda zaten UEFA’nın yönetimine gelen Servet Bey de UEFA’nın yönetiminde, yeni başkan da Türk yöneticileri iyi tanıyan birisi, pozitif bir bakış açısı olan bir kişi ve olumsuz bir şey gelmedi hep beraber göreceğiz. Olimpik Lyon’un orada büyük bir eksikliği var. Bana anlatılan ve benim bildiklerim doğrultusunda Olimpik Lyon büyük bir hata yapmış."



Soru: "Beşiktaş’a bir ceza durumunda Türkiye’nin de tepkisi olur mu, Beşiktaş yalnız kalır mı?"

"Bizim takımlarımız hiçbir zaman uluslararası alanda yalnız kalmamıştır. Kalmaz. Aksi örneğini söyleyebilir misiniz? Ben o gece Fikret Orman ile görüştüm. Fransız makamları ile görüştük. Resmi makamlar ile alakalı bu başvuruları yaptık. Bunu Dışişleri Bakanlığı üzerinden yaptık. Burada bizim bir koordine görevi görmemiz gerekiyor. Uluslararası anlamda hiçbir takımımızın veya bir spor insanımızın eksiklik yaşadığını düşünmüyorum. Bize intikal eden her sıkıntı ile ilgili zaten devreye giriyoruz."



Soru: "Spor Toto Süper Lig’de sezonun sonuna doğru geliyoruz. Ligi ve şampiyonluk yarışını nasıl değerlendirirsiniz?"

"Ligde şampiyonluk yarışının Beşiktaş ile Başakşehir arasında geçeceği görülüyor. TFF 1. Ligi’nin üstü de altı da karışık. Maçların hepsi üstle altın birbiriyle, ikisi de kazanmak zorunda. Üst sıralar da alt sıralar da tamamen değişebilir. Son haftalar bir hayli çekişmeli ve heyecanlı geçecek."

Kaynak: İHA