Çocuklar, Fatih Terim'i Terletti

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Milli Takım Taraftar Kulübü bünyesinde kurulan Milli Takım Çocuk Kulübü’nün etkinliğine katıldı. Minikler, Fatih Terim’i zor sorularıyla terletti.

Beykoz-Riva’da yer alan Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde gerçekleşen etkinlikte, yeni kurulan Milli Takım Çocuk Kulübü’nün ilk üyeleriyle bir araya gelen Terim, yaşları 6 ile 11 arasında değişen çocuklarla sohbet etti. Oldukça keyifli bir ortamda gerçekleşen sohbette Terim, Milli Takım’ın minik hayranlarının sorularını yanıtladı.

İşte miniklerin soruları ve Fatih Terim’in verdiği cevaplar:

Soru: Kaç yaşında futbola başladınız?

Cevap: Kendimi bildim bileli futbolla ilgiliyim. Çok küçük yaşta başladım. Demir sen kaç yaşında başladın?

- 5 yaşında başladım.

Cevap: Ohooo! Sen baya eski başlamışsın.

Soru: En sevdiğiniz hayvan hangisidir?

Cevap: Ben hayvanları çok severim. Ama en çok köpek severim. Demir’den daha küçükken bir köpeğim vardı ismi Dabi’ydi. En son Fındık geldi evimize. Buse’nin köpeğiydi. Ailemizin bir ferdi gibi.

Soru: Futbolda sevmediğiniz bir kural var mı?

Cevap: Açıkçası bütün kurallarını sevip sevmediğim konusunda hiç düşünmedim. Ama mutlaka sevmediğim vardır.

Soru: Milli futbolcularla nasıl tanışabilirim?

Cevap: Tanışmak istiyorsan bir gün kampa götürürüz seni. Diğer arkadaşları da götürürüz. Bir kampa çağırırız sizi gelirsiniz herkesle tanışıyorsunuz. Ama önce taraftar kulübüne üye olacaksınız. Milli Takım Çocuk Kulübü sizin için yapıldı. Buraya üye oluyorsunuz, sonra biz sizi kampa çağırıyoruz, orada bütün oyuncularla hep beraber yemek yiyorsunuz, sohbet ediyorsunuz. Kızlar da gelebilir erkekler de. Bizde öyle ayrım yok. Kadın futbol takımımız da var bizim.

Soru: Top toplayıcı çocuklar, topları topladıktan sonra eve götürür mü?

Cevap: Yok. Toplar maç oynanmak içindir. Onlar bir an evvel o topu alıp futbolcu abilerine atmak için oradalar.

Soru: Milli Takım’ın en sevdiğiniz marşı nedir?

Cevap: İstiklal Marşı tabii ki. İstiklal Marşı’nı çok severim. Orada diziliyorsunuz böyle, 50-100 bin kişi aynı anda söylüyor. Çok heyecanlandırıyor bu beni.

Soru: Bugün 1 günlüğüne işinizi bana emanet etseydiniz, ne gibi öğütler verirdiniz?

Cevap: Çok çalış derdim, işine konsantre ol derdim, daha da önemlisi işini yaparken mutlu ol derdim. Mutlu yapılan her işin performansı yüksektir.

Soru: Milli Takım oyuncularını neye göre seçiyorsunuz?

Cevap: Yeteneklerine, başarılarına, performanslarına göre çeşitli kriterler var. Onlara göre seçiyoruz. Uluslararası seviyedeki tecrübeleri gibi birçok kriter var.

Soru: En sevdiğiniz yemek hangisi?

Cevap: En sevdiğim yemek barbunya. Sıcak olacak ama. Pilaki de severim ama sıcak daha çok severim.

Soru: Antrenmanları tek başınıza mı hazırlıyorsunuz?

Cevap: Bu bir ekip işi. Teknik antrenmanlar, fizik antrenmanları, fitness antrenmanları, psikolojik çalışmalar Biz kocaman bir aileyiz. Nasıl sizde anne, baba, teyze, amca var, bizde de birçok teknik arkadaşım var. Birlikte oturup planlamamızı yaparız. Herkesin çorbada tuzu olur. Hangi gün, hangi antrenmanı hangi dozda yapacağımızın kararını veririz.

Soru: Okulda erkekler maç yaparken beni aralarına almıyorlar. Bir kere gol bile atmıştım. Futbol erkek oyunu mu?

Cevap: Hayır erkek oyunu değil. Erkek oyunuydu, artık değil. Dünyada son zamanlarda kadın futbolu müthiş bir çıkış içerisinde. Geçenlerde finaller 70-80 bin kişiyle oynandı. Artık kadınlar da çok fazla oynuyor. Dünyada çok güçlü takımlar var. Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Brezilya, Çin ve Japonya gibi önemli takımlar var. Onun için artık beraberce oynayın. Hayat madem beraber, futbol da beraberce oynanacak. Eğer sana bir daha böyle derlerse, sen de kadın takımlarının olduğunu söylersin.

Soru: Nasıl bir öğrenciydiniz?

Cevap: Öğretmenlerim babama hep zeki ama çalışmıyor derdi. Onun için siz her zaman çalışın. Top oynamaktan dersleri asıyordum biraz.

Soru: Ofsayt nedir?

Cevap: Topun son oynandığı anda kaleye en yakın olan rakip oyuncu ofsayt olarak adlandırılır.

Soru: Federasyonun futbol okulları var mı?

Cevap: Yok ama futbol okullarıyla beraber yaptığı çok çalışma var. Onlara her türlü teknik yardımı yapıyor. Ama kendine ait futbol okulları yok. Zaman zaman geçici olarak sizin gibi gençlerle yaz aylarında bazı aktiviteler yapıyoruz.

Soru: Unutamadığınız bir golünüz var mı?

Cevap: Şimdi golcü olsam hangi birini anlatayım derdim. Birçok gol var tabii benim de hayatımda. Ama şu gol diyemiyorum. Beğendiğim şu gol dersiniz ama öbürlerine haksızlık olur. Az da olsa gol attım ama attıklarım önemli gollerdi.

Soru: 6 tane mi gol attınız?

Cevap: Daha fazla.

Soru. 160 tane mi?

Cevap: Yok ya nerede ben o kadar gol atamam. İnin biraz inin çok çıktınız.

Soru: Oyun taktiğiniz nedir?

Cevap: Söylemem Herkesin kendine ait sistemi taktiği, birçok etken var. O yüzden kazanma adına hareket eden bir anlayış diyebiliriz.

Soru: Çocukluğunuzda örnek aldığınız bir kişi var mı?

Cevap: Senin var mı?

Çocuk: Annemi örnek alıyorum.

Terim: Aferin. Ben de babamı örnek aldım.

Soru: Türk Futbolu’nun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Cevap: Türk Futbolu’nun geleceğini yapılandırmak için buradayım. Avrupa ve Dünya seviyesine çıkmak için çok çalışmalıyız. Çok geride değiliz, bunu biliyoruz ama daha da ileriye gitmemiz gerekiyor.

Soru: Yanlış bir hareket yaptığımızda annemiz bize ceza verebiliyor. Siz hata yapan futbolculara karşı nasıl davranıyorsunuz?

Cevap: Adına ceza demeyelim ama hatayı bir şekilde karşılıksız bırakmıyoruz. Ceza çok doğru bir kelime değil. Annenizin ya da babanızın size de verdiği ceza sayılmaz. Bir daha o hatayı yapmamanız için yapmış olduğu bir önlem diyelim. Biz de genel olarak oyuncularımızı kazanmak için hareket ederiz. Ama o arada bazı tedbirler alıyoruz.

Soru: Fatih Terim olmanın en güzel ve en kötü tarafı nedir?

Cevap: Güzel yanı bir şeyler başarmış olmak. Kötü yanı, her istediğini rahat rahat yapamamak. Ama sonuçta Fatih Terim olmaktan çok memnunum.

2. kısım

Soru: Çocukken futbolcu olma hayali kurar mıydınız?

Cevap: Hem de nasıl. Bütün hayallerimde futbol vardı. Bütün hayallerimde önce Adana Demirspor, sonra büyük takımlar vardı. Hem de her gün hayal kurardım. Hayalsiz olmaz. Önce hayal edeceksiniz.

Soru: Şu ana kadar kaç tane futbol takımı yönettiniz?

Cevap: Ankaragücü, Göztepe, Milli Takım, Galatasaray, Fiorentina, Milan.

Soru: Başakşehir’i çalıştırdınız mı?

Cevap: Stadın adı benim adım. Ben çalıştırmadım Başakşehir’i.

Soru: Maçlara futbolcuların elini tutarak çıkan çocukları çok kıskanıyorum. Oraya nasıl çıkılıyor?

Cevap: İsmin nedir?

- Nil.

- Benim torunumun da ismi Nil. Biz Niloş diyoruz. Milli Takım Çocuk Kulübü’ne üye olacaksınız. Sonra biz sizi milli maç için bizim kampımıza çağıracağız. Oyuncuların ellerinden tutturacağız, güzelce sahaya çıkacaksınız ve beraberce İstiklal Marşı’nı söyleyeceksiniz. Hemen buradan çıkar çıkmaz anneleriniz babalarınız sizi üye yapacak. Ondan sonra rahatsınız. Soyunma odasına da götürürüz sizi, otelde de ağırlarız, ellerinden tutup sahaya çıkarsınız.

Soru: İyi oynadığımız maçlarda bizim kaleye çok az top geliyor. Böyle maçlarda kaleciler sıkılmıyorlar mı?

Cevap: Sıkılıyorlar. Çay kahve söylüyorlar, biz de onu gönderiyoruz. Soğuk havalarda kaleci için top gelmemesi kötü. Üşürler. Ama üşümelerine razıyız. Top gelmesin hiç.

Soru: Milli takımda en sevdiğiniz futbolcu kimdir?

Cevap: Birçok oyuncu beğeniyorum. Hepsini beğeniyorum ki çağırıyorum. Hepsini en çok beğeniyorum. Sen en çok anneni mi seviyorsun, babanı mı?

- ikisini de.

-Aynısı. Ben de hepsini seviyorum.

Soru: En sevdiğiniz kaleci hangisi?

Cevap: Sen kaleci misin?

- Evet.

-Senin en beğendiğin kaleci kim?

- Volkan Babacan.

- Güzel. Ben de bütün kalecilerimizi seviyorum ve çağırıyorum. Herkes gol atmak isterken, sen niye kaleciliği seçtin?

- Daha iyi geldi bana.

Soru: Çalıştırdığınız takımları şampiyon yapmak için öncelikle neye ihtiyacınız vardır?

Cevap: Bir defa şampiyon olmaya inanmaya ihtiyaç var. 1 numara varken, 2, 3 numara olmamaya ihtiyaç var.

Soru: Sınıftakilerin beni eleştirmelerini pek sevmiyorum. Spor programlarında antrenörler, oyuncular ve hakemler hep eleştiriyor. Buna nasıl katlanıyorsunuz?

Cevap: Dayanıyoruz işte yapacak bir şey yok. Kimse istemez ama oluyor, katlanıyoruz.

Soru: 2018 Dünya Kupası’na gidebilecek miyiz?

Cevap: İnşallah, ümit ediyoruz ve çalışıyoruz.

Soru: Milli Takım’ın unutmadığınız maçı hangisidir?

Cevap: Milli Takım’ın unutamadığımız birçok maçı var. Ama en son bir tane söyleyecek olursa geçen seneki İzlanda maçı deriz herhalde.

Soru: Messi mi, Ronaldo mu? Neden?

Cevap: Messi. İkisi de büyük oyuncu ama ben Messi’nin daha önde olduğunu düşünüyorum.

Soru: Büyüyünce ünlü bir futbolcu olmak istiyorum. Bunun kolay yolları var mı?

Cevap: Kusura bakma yok. Çalışacaksın durmadan. O zaman çok kolay. Hangi işi yapsan çalışacaksın. Bunda da çalışacaksın.

Soru: futbola kaç yaşında başladınız ve kaç yaşında emekli oldunuz?

Cevap: Çok küçükken mahalle arasında başladım. Sonda 15, 16 yaşında Adana Demirspor’da oynamaya başladım. Şimdi için genç olan bir yaşta bıraktım. 31 yaşında bıraktım futbolu. 16 sene oynadım. Hem Milli Takım’da hem Galatasaray’da hem Adana Demirspor’da oynadım. Çok fazla takımda da oynamadım. Ama erken bıraktım. Şimdi olsaydı 31 yaşında bırakmazdım.

Soru: Futbolcu olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Neden teknik direktör olmak istediniz?

Cevap: Ben futbolcu olmasam pilotluğu seçerdim. Pilotları çok seviyorum. Kokpitte düğmeler var ya, bir de insanların sorumluluğunu almak çok ciddi bir iş. Bu yüzden pilotluğu seçerdim. Futbolcu olduğum için teknik direktörlük cazip geldi. Yapabilir miyim diye düşünüyordum, yapabilirmişim,

Soru: Futbolcular nasıl beslenir? Yemeleri yasak olan yiyecekler var mı?

Cevap: Onlar da normal beslenir ama özen gösterirler. Kalorilerine özen gösterirler. Kilo almamaları gerekir. Maç günleri ve maça yakın zamanlarda kendilerini rahatsız etmeyecek yemek yerler. Maç ve kamp dönemi dışında normal yerler.

Soru: Sizce bir futbolcunun motive olabilmesi için nelere ihtiyacı vardır?

Cevap: Biz insanın motive olması için güvenilmeye ihtiyacı vardır, inanılmaya ihtiyacı vardır. O işi yapabileceğine inandırmak çok önemlidir. Bunların daha da ötesinde hata yapmaktan korkmamasını sağlamak gerekiyor. Bir imtihandan kötü aldığın zaman, bu kalacağın manasına gelmez. Daha iyi alabilirim gibi güven vermek lazım.

Soru: Altyapılara yatırım yapıyor musunuz?

Cevap: Yapıyoruz. Her kulüp yapıyor, Futbol Federasyonu’nun da önemli bir projesi bu. Çünkü bizim geleceğimiz sizlersiniz.

Soru: Profesyonel futbolcu olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Cevap: Bir işi severek mutlu yapmak çok önemli. Çalışacaklar ve bunu kendilerine bir hedef olarak koyacaklar. Siz nasıl okulunuzda bir hedef koyuyorsanız, bir sonraki okulda nereye gitmek istediğinizi hedefliyorsanız, futbolda da bunları basamak olarak hayal edip, çok çalışarak, her türlü yönlerini benimseyerek bu işe yeteneğiniz varsa profesyonel futbolcu olabilirsiniz.

Kaynak: İHA