Bakan Kılıç Açıklaması 'Kulüp Yöneticileri Her İstediğini Söyleyemez'

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Ben bakanlık görevini taşıyorum şu an üstümde ve bunun kanunları kuralları var bunların dışına çıkamam. Hiçbir kulüp yöneticisi kendisini bağlayan kuralların dışına çıkma hakkına sahip değildir" dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Kılıç, dopingle ilgili sorulan bir soruya, "Tabi WADA konusuna geleceğiz ama bu hafta Türk futbolunun ve spor camiasının büyüklerinden ağabeylerinden İlhan Cavcav’ın vefatıyla üzüldük. Allah rahmet eylesin. Onu da burada rahmetle ve minnetle anıyorum. Mekanı cennet olsun inşallah. WADA konusunda bizim yönetim kurulundaki üyeliğimiz Türkiye adına olan bir temsil ve bunu tek başımıza yapmadık tüm spor camiamızın, sporcularımızın ve emek veren herkesin desteğiyle hayata geçirdik. Maalesef 2012’den sonra ciddi anlamda olumsuzlukla anılmıştık. Bunda tabi zaman zaman kendi hatalarımızda var. Bugün Usain Bolt dediğimiz zaman marka olmuş herkesin tanıdığı ve Rio Olimpiyatları’na giden arkadaşlarımız var orada 60-70 bin kişinin nasıl tezahürat yaptığını gördük. Böyle bir kişinin takımında yer alan ve 2008’de olan bir kural ihlali, dopingden çok yasaklı madde kullanımı veya kural ihlali WADA’nın kullanımında. Doping dediğiniz zaman bu halk içinde ve tüm dünyada performans arttırıcı bir unsur olarak algılanıyor ama sadece o değil. Yasaklı maddeler listesinde olan maddelerin hepsi performans arttırma değil başka sebeplerle kullanılanlarda var. Burada bir kural ihlali tespiti artık 10 senelik bir süreden sonra bulunuyor ve takımın performansını etkilediği için madalyalar alınıyor. İleriye yönelik olarak yasaklı maddelerin bulunması, araştırılması, yasaklı madde kullanan sporcuların itiraf etmesi durumunda ve ona bunu sağlayan, kendisini buna iten kişilerin kim olduğunu paylaşmayı kabul etmesi durumunda atılabilecek adımlar üzerinde konuşuldu benim ilk katıldığım toplantıda. Geçmişe yönelik olarak teknoloji gelişiyor. Sizin bundan son 5-10 sene önce tespit edemediğiniz unsurlar tespit edilebilir hale geliyor. WADA ne yaparsanız yapın eğer kural ihlallerine girerseniz biz bir yerde bunu yakalarız ve siz de bedelini ödersiniz diyor. Numuneler muhafaza ediliyor ve teknoloji, tıp geliştikçe geçmişe yönelik taramalar yapılıyor. Sporcu işin görünen yüzü ama bunun birde altı var orayı açmamız ve kurutmamız gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalarda iyi gidiyor. Ama sadece ve sadece Türkiye’de olmuyor. Evet biz bunun olmaması için her şeyi yapalım yapıyoruz da ama dünya içinde de başka yerler maalesef yaşandığını bilmemiz gerekiyor. Spor basınının da biraz daha bizim sporcularımıza karşı acıyın demiyorum ama dünyanın başka yerlerinde olduğunu da bilelim diyorum" dedi.



"Rakamsal anlamda tarama sayısı artıyor, yasaklı ihlal sayısı düşüyor"

"2012 Londra olimpiyatları bizim açımızdan hiç iç açıcı bir olimpiyat değildi. 2012’den 2016’ya olimpiyatlarda birlikteydik bu sürede ne değişti? Türk sporunda kaç dopingli sporcu vardı nereye getirdik? Eğitimciler özellikle bu noktada ne yaptınız en tür önlemler aldınız?" sorusuna ise Bakan Kılıç, şöyle cevap verdi:

"2013 yılında 1579 kontrol yapılıyor ve bunun sonucunda 176 tane kural ihlali tespit ediliyor. 2014 yılında 1533 kontrol yapılıyor 31’inde ihlal tespit ediliyor. 2015 yılında 2066’ya çıkıyor kontrol sayısı ve 32 kişide ihlal yaşanıyor. 2016 yılında 2503 kontrol yapılıyor 13 ihlal. Yani rakamsal anlamda tarama sayısı artıyor yasaklı ihlal sayısı düşüyor. İstediğimiz noktada değiliz hala daha da iyi olmalıyız. Çok erken yaşta sporcuya bu eğitim verilmesi lazım. Sadece sporcuya değil antrenöre de verilmesi lazım. Bir de antrenörlerle de toplantı yapıyor ve sporcunuzun yasaklı madde çıkması durumunda sizi de hesaba çekeceğiz dedik. Bunu yapmaya başladığımızdan beri işlerin rengi çok değişti. Belki eğitimsizlikten eksik bilgi verdiler ama iyi niyetli olmayanlar da oldu."

"Türkiye’nin bir olimpiyatı yapma konusunda hem altyapısı hem birikimi hem de kabiliyeti var"

Bakan Kılıç, olimpiyatlarla ilgili olarak da, şunları söyledi:

"Rio’da misafir olarak bulunduk ve fazla eleştirmek doğru olmazdı devam ederken. Ama tüm paydaşlar spor camiasında yer alanların hepsi Rio Olimpiyatları’nın organizasyonel olarak çok başarılı geçmediği konusunda hemfikir. Bazı takımların kaybolması, şoförlerin yolu şaşırması gibi. 2024 artık bizim için kapanmış durumda onun adaylık süreci şu anda yürüyor. 2028 ile ilgili olarak en üst noktadaki bir siyasi karardır. Bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız ile yapılacak olan değerlendirmenin sonucunda kararları veririz. Ama ondan önce yapmamız gereken bazı şeyler var. O da uluslararası spor camiası içindeki lobi faaliyetlerimiz, temsil anlamında, yöneticileri nezdinde Türkiye’nin daha üst seviyede temsili konusunda çalışmamız gerekiyor. Bugün bunun bir örneğini yaşadık. 11-18 Şubat arasında Erzurum’da Avrupa Gençlik Oyunları Festivali yapılacak. Bununla ilgili olarak basınımızda ve uluslararası basında acaba olacak mı olmayacak mı bir sıkıntı var mı diye haberler çıkmıştı. Buraya gelmeden evvel bana bilgisi geldi biz bu yolda bir olumsuzluk yaşamdan devam ediyoruz. Katılımla ilgili olarak bazı çekincelerini dile getirenler oldu, olabilir ama biz devam ediyoruz. Türkiye’nin bir olimpiyatı yapma konusunda hem altyapısı hem birikimi hem de kabiliyeti var. Ama olimpiyatların başvurusunu yapmak belli şeylerin gerçekleşmesinden sonra masaya yatırılacak bir konudur ve en üst noktada siyasi karar gerektirir. Bununla ilgili olarak bizim bunun yolunu oluşturmamız gerekir. İyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye altyapısı, potansiyeli, konumu, tarihi itibariyle çok rahatlıkla olimpiyatları ve paralimpik oyunları yapabilecek bir ülke. Daha önce yaşadığımız bazı olumsuzlukların yaşanmaması için adımların atılması sonrasında karar verilir."

"Savcıların daha dirayetli durması gerektiğini söyledim"

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, en çok konuşulması gereken konulardan birinin de 6222 sayılı yasa olduğunu ifade ederek, "Başlangıcında yavaş başladı.

Geçen seneler içindeki uygulanmasında bazı eksiklikler oldu. Ama bizim Sapanca’da yaptığımız toplantıda İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve biz bu yasayı uygulamaktan sorumlu üç bakanlık yetkileri bir araya geldi ve nerelerde sorun yaşıyoruz. Yetki sıkıntısı mı var, yönetimsel bir sorun mu var hepsini masaya yatırdık. Bu çalışmada sonuçlandı ve yaklaşık 1 buçuk 2 ay önce üç bakanlık nezdinde sorumlu olan arkadaşlarımız çalışmanın sonucunu getirerek bizlerle paylaştı. Her bakanlık kendi üstüne düşen görev alanlarıyla ilgili arkadaşlarımıza yeni talimatlarımızı ve yapmaları gereken konuları tekrar ilettik. Burada kimi yerde kolluk yakalıyor, adalete teslime diyor maalesef bazı yerlerde dediğiniz gibi savcıların daha dirayetli durması gerektiğini söyledim. Çünkü gitmiş sahaya yabancı madde atmış bunu tespit etmişler getirmişler bir keredir bırak olmaz. Bir tane alman takımının başkanı geldi sohbet ettik konuştuk. Dedi ki, ’Bu şiddet olaylarıyla ilgili bir sıkıntı yaşıyor musunuz?’ Siz de nasıl dedim. Üç ay önce bir tanesi maytap aldı sahaya atı sahanın kenarında patladı dedi çok büyük sıkıntı yaşadık dedi.

Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Hırvatistan maçıydı meşaleler yakıldı. UEFA yönetimi bunlar terörist dedi.

Bizim de burada konuştuğumuz buydu. Yasadan gelen yetkiyi savcılarda bazen kolluk kuvvetleri de anında kullanmalı" diye konuştu.



"Kulüp yöneticileri her istediğini söyleyemez"

"Türkiye’de yöneticiler özellikle camialarını arkalarına alabildikleri için alabildiğince rahatlar ve alabildiğince sanki kendilerini kurallardan muaf görüyorlar. Bu noktada sizin kulüplerle, kulüp yöneticileriyle paylaştığınız bir şey var mı?" sorusuna Bakan Kılıç, "Ben bakanlık görevini taşıyorum şu an üstümde ve bunun kanunları kuralları var bunların dışına çıkamam. Hiçbir yönetici kendisini bağlayan kuralların dışına çıkma hakkına sahip değildir. Çıkan olursa bunlarında görüşüleceği ve yapılacak işlemler konusunda kurallar bellidir. Kurular çalışır ve kararını verir. Bazı şeylerin yasa ve kural gerektirmeyen gerçeklikleri vardır. Bir yöneticinin üzerinde bir sorumluluk vardır. O camialar bizi temsi et, renklerimizi daha iyiye taşı diye destek veriyorlar. Başka şeyler yap veya gidip bir olumsuzluk içinde ol diye değil. Süper Lig kulüpleriyle yaptığımız toplantılarda hep konuşuyoruz bunları. Zaten hepsi bu noktada haklısınız diyorlar. Ama şu kamera var ya o ilginç bir etki yapıyor galiba. Yönetici olarak üzerinizde sorumluluğunuz var ama aynı zamanda yüklediği bir takım görevlerde var. Bazen dilinizi ısırmak zorundasınız. Her şeyi söyleyemezsiniz. Herkes çıkıp her konuda konuşamaz" diye cevap verdi.

Bakan Kılıç, hakem hatalarıyla ilgili sorulan bir soruya ise, şöyle cevap verdi:

"Sayın Demirören Mart ayı itibariyle deneme süreçlerine başlayacaklarını ve oradan alınacak geri dönüşümle olup olamayacağı konusunda bir araştırma olacağını dile getirdi. Bu tabi TFF’nin sorumluluk alanı içinde olan bir konu. Bizim bununla ilgili ancak görüşmeler noktasında telkinlerimiz veya yapılması gereken önerilerimiz olur. Bu noktada hakem hatası bir hatadır. Hata kasıtlı yapılıyor o art niyettir. Dolayısıyla yapılan bazı açıklamalar bizi üzüyor. Ama hakem hatalarının en aza inmesi gerekiyor ki bu noktada farklı anlamda polemik ortaya çıkmasın. Futbol seyrederken daha fazla zevk aldığım zamanlar oldu. Futbolun kalitesi anlamında, sporcularımızın, teknik adamlarımızın daha iyi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Ama sahadaki gerginliklerle ilgili geçen sezonlara nazaran daha iyiyiz."

Kaynak: İHA