Rio'nun Şampiyon Raketi, Yeni Şampiyonlar Yetiştiriyor

2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda masa tenisi branşında şampiyonluk elde eden Abdullah Öztürk, antrenör arkadaşlarıyla birlikte yeni sporcular yetiştirmek için kolları sıvadı Abdullah: 'Ben ve antrenör arkadaşlarım, sporculuk anlamında zirveye çıktıktan sonra şampiyonluğa aday yeni sporcular yetiştirelim istedik' 'Çocuklarımız, çok çalışırlarsa, geleceğin olimpiyat, dünya şampiyonu olmaya aday sporcular. Şampiyonluk ışığını onlarda görüyoruz' 'Ailelere de inanılmaz bir sorumluluk düşüyor. Engelli çocukları dışlamamaları ve onlara güvenmeleri lazım' Milli masa tenisçi Nergiz Altıntaş: 'Biz bıraktığımızda, ülkemizi temsil edecek yeni sporcular olsun istedik' 'Spor, bir insanın birine ihtiyacı olmadan kendi başına özgürce yaşayabildiği bir alan'

BUĞRA ERSAVAŞ - 2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda masa tenisinde altın madalya kazanan Abdullah Öztürk, bir taraftan aktif sporculuk hayatını sürdürürken, diğer yandan da yeni şampiyonlar yetiştirmek için arkadaşlarıyla birlikte harekete geçti.

Rio'nun altın madalyalı raketi Abdullah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, paralimpik oyunlarında şampiyon olmadan önce bu projeyi hayata geçirdiklerini belirterek, antrenör arkadaşları Haydar Çataloğlu, Süleyman Vural ve Nergiz Altıntaş ile masa tenisi milli takımının altyapısının oluşmasına yardımcı olmak istediklerini söyledi.

Kendisiyle birlikte 4 antrenörün, seçilen engelli çocuklarla yakından ilgilendiğini dile getiren şampiyon sporcu, 'Doğan Çağlar Özel Eğitim Meslek Lisesi ile Ortopedik Engelliler İlköğretim Okulu'nda seçim yaptık. 15 sporcumuz vardı, başarıyı hedeflediğimiz şu an 7 sporcumuz var.' dedi.

Kendisinin de aynı okuldan mezun olduğunu ve masa tenisiyle de okulda tanıştığını anlatan Abdullah, 'Ben ve antrenör arkadaşlarım, sporculuk anlamında zirveye çıktıktan sonra şampiyonluğa aday yeni sporcular yetiştirelim istedik. Haftanın 4 günü onlarla antrenman yapıyoruz. Zamanımız biraz kısıtlı çünkü biz de antrenman yapmak zorundayız.' ifadelerini kullandı.

- 'Şampiyonluk ışığını onlarda görüyoruz'

Milli sporcu Abdullah, paralimpik oyunları şampiyonu olmakla sporun bitmediğini vurgulayarak, 'Başarıyı tekrarlamak, başarının tesadüf olmadığını kanıtlamak gerekiyor.' dedi.

Sporda çok çalışmak gerektiğinin önemine değinen Abdullah, 'Çocuklarımız, çok çalışırlarsa, geleceğin olimpiyat, dünya şampiyonu olmaya aday sporcular. Şampiyonluk ışığını onlarda görüyoruz.' ifadelerini kullandı.

Masa tenisine başladığı zaman yoğun bir tempoda çalıştıklarını ifade eden Abdullah, şöyle devam etti:

'Yatılı okulda okuyorduk, dersler bittiği zaman okulda yapabileceğimiz çok fazla aktivite yoktu. Dersler bittiği andan itibaren spor salonunda günde 5-6 saat antrenman yapıyorduk. Bu sporda çalışmak inanılmaz derecede önemli. Bir engelli bireyin fazla yeteneği olmasa da açığını çok çalışarak kapatabilir. Yetenekli olduğunda ise zirveye yaklaşmak daha kolay oluyor. İstiyoruz ki onlar da başarılı sporcu olsun, hayatlarını tek başlarına idame etsin, ekonomik özgürlüklerini kazansın, sosyalleşsin ve evlerine bağlı kalmasınlar.'

- 'Ailelere sorumluluk düşüyor'

Abdullah Öztürk, engelli bireyler için hayatın her zaman dezavantajlı olduğunu, bunu da baştan kabul etmek gerektiğini söyledi.

Sporun bu dezavantajı avantaja çevirdiğini belirten milli raket, 'Spor engelli bireyler için inanılmaz güçlü bir araç. Ailelere de inanılmaz bir sorumluluk düşüyor. Engelli çocukları dışlamamaları ve onlara güvenmeleri lazım. Ben şanslı bir aileden geldim. Bana güvendiler ve spor yapmaya teşvik ettiler. Sokağa çıkamayan çocukların ailelerinin de onlara destek verip, spor salonlarına getirmeleri ve sporla tanıştırmaları lazım.' diye konuştu.

Rio'da elde ettiği başarının engelli bireyler üzerinde inanılmaz özendirici olduğunu dile getiren Abdullah, şunları söyledi:

'Rio'da final maçına çıkarken telefonumu kapattım. Maç yaklaşık 45 dakika sürdü. Sonrasında telefonu açtığımda, tanımadığım onlarca kişi bana mesaj atmıştı. Bunların çoğu da engelli çocuğu olan ailelerdi. 'Maçınızı izledim, çocuğuma nasıl spor yaptırabilirim, nasıl sizin gibi başarılı olabilir' şeklinde mesajlar aldım. Engelli arkadaşlarımız, herhangi bir spor yapabilirler. Her engellinin mutlaka yapabileceği bir spor vardır.'

- Nergiz Altıntaş: 'Örnek alabilecekleri çok iyi sporcular var'

2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda çeyrek finale çıkan, kariyerinde dünya ikinciliği, Avrupa ikinciliği ve üçüncülüğü başarıları bulunan milli sporcu Nergiz Altıntaş ise sporu bıraktıklarında Türkiye'yi temsil edecek yeni sporcular yetiştirmek için projeyi hayata geçirdiklerini belirtti.

Başarılı sporcular olduklarını ancak bu başarının bir süre daha böyle sürebileceğini ifade eden Nergiz, 'Bu konuda artık çalışma yapmaya ihtiyaç duyduk. Biz bıraktığımızda, ülkemizi temsil edecek yeni sporcular olsun istedik.' dedi.

Yeni sporcular yetiştirilmesinde sadece kendilerinin özverisinin yeterli olmayacağını, ailelerin de çocuklarını teşvik etmesi gerektiğinin önemine değinen milli sporcu, 'Çocuklar, spor yapmayı çok istiyor çünkü önlerinde örnek alabilecekleri çok iyi sporcular var. Bu projede 4 antrenörüz ve herkesle birebir ilgileniyoruz. Bu çocuklar gelecekte bizden çok daha iyi şeyler başaracaklar, buna inancımız tam.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Spor, öz güven, sosyalleşme açısından çok büyük bir etken'

'İnsan sporu öncelikle kendisi için yapmalı.' diyen milli raket, şöyle devam etti:

'16 yaşında engelli oldum. Sonrasında 'Kendim için bu hayatta bir şeyler yapmalıyım' dedim ve spora başladım. Spor sayesinde kendi adımı, ülkemin adını duyuyorum ve dünya bazında çok büyük işler yapıyoruz. Bakıldığında sadece spor yapmıyoruz, bedenen ve zihinsel olarak da rahatlama sağlıyoruz. Evde kalan insanları dışarı alabilmek ve dışarıdaki hayatın ne kadar güzel olduğunu göstermek istiyoruz. Spor, bir insanın birine ihtiyacı olmadan kendi başına özgürce yaşayabildiği bir alan. Spor, öz güven, sosyalleşme açısından çok büyük bir etken.'

Sadece başarının değil, başarıya giden yolun da takdir edilmesi gerektiğini vurgulayan Nergiz, 'Antrenörlük yapmadan önce yani sporcuyken çok daha rahattım. Antrenörlük daha büyük sorumluluk gerektiriyor. Daha bağlı olduğunuz insanlar oluyor. Öğretmek çok farklı bir duygu.' diye konuştu.

Kaynak: AA