Ozan Tufan Açıklaması

Bursaspor’un ve A Milli Takım'ın genç yıldızı Ozan Tufan, ay-yıldızlı takıma seçileceğini düşünmediğini ve milli forma ile çıktığı ilk maçta çok heyecanlandığını söyledi.


Genç futbolcu Ozan Tufan, Tam Saha Dergisi'nin Ağustos sayısına açıklamalarda bulundu. Futbola her çocuk gibi sokaklarda oynayarak başladığını belirten Ozan Tufan, “Daha sonra okul takımına girdim. Okul takımının bir maçında Bursaspor'dan hocalar beni izlemeye gelmişti. Beğenmiş olacaklar ki alt yapıya aldılar. Böylelikle beni futbola kazandırmış oldular. O tarihten beri, yaklaşık on yıldır Bursaspor'da top koşturuyorum” diye konuştu.

“KADROYA GİREMİYORDUM”
Genç futbolcu, 2 sene kadro dışı kaldığını vurgulayarak, “Sakatlığım vardı, sağ ayak topuğumda ödem oluşmuştu. Hiçbir şekilde ayağımın üzerine basamıyordum. Sonra doktora gittik, ‘1 ay koşmayı bırak, hatta yürüme bile’ dedi.

Doktoru dinledim, evde oturdum, tabii kiloları da aldım. Arkadaşlarım benden 1 ay fazla idman yapınca kendilerini geliştirmişler, ben baya formsuz düştüm. Diğer yandan ağrılarım da devam ediyordu. Bu sefer hoca, ‘Bu kiloyla seni oynatmam çok zor, kilo vermek zorundasın’ dedi.

Bir yandan kilo vermeye çalıştım, diğer yandan fizik tedavim devam etti. Bir yıl boyunca, topuğum ağrıya ağrıya oynamaya çalıştım. Ama sadece antrenmanlara çıkabiliyor, kadroya giremiyordum. Sene sonunda U17 sezonu başladığında boyum uzamış ve kilolar da kendiliğinden gitmişti. Hoca da beni oynatmaya başladı.

Şimdi topuk ağrımdan eser kalmadı, boyumun uzamasıyla sorun kendiliğinden çözüldü çok şükür” ifadelerini kullandı.

“AİLEMİ HİÇBİR ZAMAN MAHCUP ETMEK İSTEMEDİM”
Kadro dışı kaldığı sürede futbolu bırakmayı çok düşündüğünü dile getiren Tufan, “Diğer taraftan ‘Futbolu bırakırsam yapacak başka bir şeyim yok ki’ diyordum. Babam bana o kadar güvenmiş, ağabeyime gitar almamış, bana krampon almış; mecbur gidip gelmek zorundayım. Ailemi hiçbir zaman mahcup etmek istemedim. Beni onca zaman Bursa'ya götürüp getirdiler, futbolcu olup onların kaderini değiştireceğime inandılar, onları yarı yolda bırakamazdım. Ailemin umuduydum ben. O yüzden futbola sıkı sıkı sarıldım” açıklamasında bulundu.

“ANTRENMANLA MAÇ ORTAMI BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI”
Yeşil-beyazlı futbolcu, herkesin A takımda oynamak istediğini ifade ederek, “O çimlerde her futbolcu koşmak ister ama her oyuncunun A takımda oynatılması mümkün değil. Benim şansıma da oynadığım mevkide A takımın sıkıntıları vardı. 2012-2013 sezonunda, alt yapıdaki ligde kendimi kanıtladığımı da düşünüyorum, takım içinde baya ön plana çıkmıştım. Bence bu sebeplerden ötürü beni A takıma çağırdılar. İlk oynadığım A takım maçında da çok heyecanlanmış, elim ayağıma karışmıştı. Antrenmanla maç ortamı birbirinden çok farklı. Antrenmanda hata yapabiliyorsun ama maç sırasında yaptığın hatanın telafisi yok. Oyuna girdiğim ilk 5-6 dakikada bir şey anlamadım” şeklinde konuştu.

“SEÇİLECEĞİMİ DÜŞÜNMÜYORDUM”
A Milli Takım kadrosunda yer almayı beklemediğini söyleyen Ozan Tufan, “Amerika için vize işlemlerinden dolayı beni İstanbul'a çağırmışlardı. İlk gittiğimde seçileceğimi düşünmüyordum açıkçası. Bize kırk oyuncunun belirleneceğini söylediler. Tek tek kafamdan oyuncuların isimlerini geçiriyordum, kendi kendime ‘Kesin beni elerler’ diye düşünüyordum. En gençleri bendim çünkü. Her şeye rağmen biraz da olsa ümidim vardı. Tamamen umutsuzluğa düşmüş değildim ama çok düşük bir ihtimaldi. Şükür ki kadro açıklandığında korktuğum başıma gelmedi” dedi.

“KALBİM YERİNDEN ÇIKACAK GİBİ ATIYORDU”
A Milli Takım'ın geçtiğimiz aylarda Kosova ile oynadığı hazırlık maçında ilk 11'de oynayan genç futbolcu, daha önceden ilk 11'de oynayacağını tahmin ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Fatih Hoca idmanda beni stoperde oynattı. Antrenmanda ‘Maça bu kadroyla çıkacağız’ demişti. Rahatladım ve kendimi maça hazırladım. Ama işte zaten heyecanlı bir insanım, ne kadar rahat olabilirim ki? Sonuç itibariyle 20 yaşındayım ve Milli Takım formasını giyeceğim. Maç öncesi, Fatih Hoca geldi ve 'Hiç heyecanlanma, pas hatası yapabilirsin. Üç yaparsın, beş yaparsın, sonra yapmazsın herhalde, değil mi' dedi.

Ben iyice heyecanlandım, 'Yapmam herhalde' hocam dedim. İlk dakikalarda sürekli armaya bakıyordum, üzerimdeki formanın gerçek olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Çok enteresan, karmaşık duygulardı. Maç ilerledikçe heyecanım da azaldı.”

“İSTEDİĞİM TERS TOPLARI ATINCA MUTLU OLUYORUM”
Genç futbolcu, ön libero oynamaya başladığından beri bu pozisyondan keyif aldığını vurgulayarak, “İstediğim ters topları atınca mutlu oluyorum. Çizgi oyuncusu olmak iyi bir şey ama bir yandan da tekdüze bir tarafı var. Sürekli sağ kanattan gidip geliyorsunuz. Ön liberoda ise oyunu daha geniş görüyorsunuz, her yere çıkabiliyorsunuz. Her yere koşmak, top kazanmak benim hoşuma giden şeyler zaten” diye konuştu.

Kaynak: İHA